Selamlar sevgili danışan ,et yemenin yasak olduğu bir topluluktan kastı tam olarak anlayamadım ancak sevdiğiniz bir besinin yasaklanması sizin için oldukça zorlayıcı olmalı. Tüp mide ameliyatı süreci, ameliyat öncesi ve sonrası zorluklar, psikolojik olarak yemek yiyememenin verdiği rahatsızlık zorlayıcı olmalı. Bu yüzden kaygılı ve stresli dönemler geçirmiş olabilirsiniz. Tüp mide ,sağlığınızı korumak için kontrollü şekilde beslenilmesi gereken bir operasyon olduğundan doktorunuzla iş birliği içerisinde beslenmenizi düzenlemenizi öneririm. Yeme bağımlılığıyla başa çıkabilmek için sebepleri anlamak önemlidir. Yemek yemeye sürekli iten tetikleyicilerin ne olduğunu anlamaya çalışmak gerekir. Üzüntü, duygusal boşluk, kaygı, korku gibi durumlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığına bakılmalıdır.Bunun için yeme isteğiniz geldiğinde biraz düşünceleri ve duyguları sorgulamakta fayda var. Yemek yeme isteğiniz geldiğinde aklınızdan ne geçiyor? Hissettiğiniz duygu ne? Hangi olay sonrasında yemek yeme ataklarınız daha çok tetikleniyor? Yemek yerken ve yedikten sonra hangi duyguları hissediyorsunuz? Farkındalık geliştirmek başa çıkmak için yapılacak davranışları geliştirmekte yardımcı olur. Aile , arkadaşlar ve sosyal çevreden bu süreçte destek almak, duyguları paylaşmak önemlidir. Yaşadığınız durumdan çekinmeyin . Bir operasyon olsun ya da olmasın her insan bazı dönemlerde bu tarz durumlardan geçebilir. Önemli olan farkındalık geliştirmek ve istenilen sonucu elde etmek için adım atmaktır. Siz sorunuzu sorarak adım atmış bulunmuşsunuz. Duygusal desteğin önemi oldukça büyüktür. Çevreden ziyade bu tarz yeme bağımlılığıyla çalışmak için uzman bir terapistten de yardım alabilirsiniz.Bir terapist eşliğinde süreci yönetmek , yeme bağımlılığının sebeplerini anlamak ve yemek yeme durumunu bağımlılık düzeyinden , ihtiyaç düzeyine çekmek için sağlıklı ve sistematik bir yol sunacaktır. Alternatif olarak kendinizi stersli, üzgün,mutsuz ya da mutlu hissettiğinizde yemek yemeye sarılıyorsanız, kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak aktivitelere yönelebilirsiniz.Yeme alışkanlıklarınızı değiştirmek için adım atabilirsiniz. Örneğin küçük porsiyonlarda yemek, yavaş yemek, sıvı ve yemeği aynı anda tüketmemek gibi. Sürecin en önemli parçası ise kendinize şefkat göstermektir. Kendinizi yargılamamak, bu süreçte en büyük yardımcınız olacaktır. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın. Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Uzm. Psk.

Uzman Psikolog

Selamlar sevgili danışan, çocuğunuz için yaşadığınız kaygıları anlıyorum oldukça haklısınız. Bu yaşlardaki çocukların para ile ilgili yalan söylemesi, dersleriyle ilgilenmemesi, içine kapanması bir çok sebepten kaynaklı olabilir.Çocuğun kendi duygusal durumunu anlamaya çalışmak önemlidir. Çocuk ebeveynlerinden parayla ilgili korku yaşıyor ve yalan söylemek zorunda hissediyor olabilir. Yalan söylemek genellikle savunma mekanizmasıdır. Çocuğa yalanın sonucu cezalandırma vermek yerine dürüst olmanın önemini ve değerini anlatmak işe yarayabilir.Çocukla açık ve dürüst bir iletişim kurmaya çalışabilirsiniz.Neden yalan söylediğini anlamaya çalışın. Çevresinde kaygılandığı , korktuğu bir durum olup olmadığını değerlendirin.Çocuğun kendine karşı öz-şefkatini geliştirmeyi öğretmeye çalışın. Yargılamadan dinlemeye çalışırsanız, çocuk zamanla duygu ve düşüncelerini yargılanmadan açıkça ifade etmeyi öğrenebilir.Parayla alakalı eğitici oyunlar düzenleyebilirsiniz. Paranın gerçek hayattaki değeri ve nasıl kullanılması gerektiği hakkında eğitebilirsiniz.Dersleri ve okulla ilgili olumsuz davranışlar sergilemesi , öğrenme güçlüğü ya da motivasyon eksiliği yaşamasından kaynaklanıyor olabilir.Çocuğun yeteneklerine , becerilerine ve ilgilendiği alanlara yönlendirmekte fayda var. Yeteneklerini keşfetmesi için farkındalık sağlamasına yardımcı olabilirsiniz. Eğitimi eğlenceli hale getirecek içerikler düzenleyebilirsiniz. Ve kesinlikle başarılarını kutlamak, takdir etmek oldukça faydalı olacaktır. Çocuğun içine kapanması iletişimde zorluklar çektiğinden , sosyal becerileri gelişmediğinden kaynaklı olabilir. Çocuğa güvenilir ve dürüst iletişimin önemini anlatıp öğretmeye çalışabilirsiniz.İçerisinde rahat edebileceği sosyal ortamlara maruz bırakabilirsiniz. Bu sosyal ortamlarda sosyal becerilerini geliştirebilir.Çocuğun davranışlarında en etkili şey model olmaktır. Ebeveynlerinde bu konularda kendini geliştirmiş olması çocuk için örnek olacaktır. Ailecek etkinlikler ve sosyal etkileşimi artıracak aktiviteler düzenleyebilirsiniz. Örneğin; tiyatro, sinema , hobi grupları gibi etkinlikler.Gerekirse bir çocuk psikoloğundan destek almak faydalı olabilir. Çocuğun yaşadığı sorunların ne olduğunu anlamak, problemlerin kökenine inmek , davranışlar üzerinde kalıcı ve sağlıklı çözümler bulmak için bir terapist ya da pedagog eşliğinde ilerlemek önemlidir.Ebeveynler olarak bu süreçte kendi psikolojik sağlamlığınızı ihmal etmemelisiniz. Kendi kişisel gelişiminizi desteklemeyi de unutmayın.Umarım cevabım faydalı olmuştur.Sevgiyle kalın. Uzm.Psk. Berfin Sönmez

Selamlar sevgili danışan , bebeğinizi kaybetmeniz sizin için oldukça acı veren ve zorlayıcı bir deneyim olmuş. Bunun yanında anksiyete ile ilgili yaşadığınız problemlerle başa-çıkmak zorlu bir süreç.Bu yüzden kaygılarınızı ve hissetmiş olduğunuz olumsuz duyguları anlıyorum.Fiziksel olarak yaşadığınız, kansızlık gibi durumlar için uzman hekim ile iş birliği içinde olmayı ihmal etmeyin. Yaşanan travma, anksiyete durumları için terapi sizinde söylediğiniz gibi oldukça faydalı olacaktır. Ancak bu süreç zaman ve sabır gerektiren bir süreç olabilir. Bu yüzden bir uzman eşliğinde terapiye devam etmelisiniz. Travma sonrası bozukluk, anksiyete bozukluğu durumları için bilişsel davranışçı terapi ekolüyle ilerlemek sizin için faydalı olabilir. Bu terapi ekolünde danışanın var olan hatalı bilişsel süreçleri, düzenlenmeye çalışılır. Kaygı ; o esnada tehlike olmasa bile gelecekte olma ihtimaline karşı duyulan yoğun korkudur. Kaygı esnasında insan mantıklı düşünemeyebilir ve baş etmekte zorlanabilir. Bilişsel davranışçı terapide bu kaygı düzeyini azaltmak, hatalı düşünceler yerine mantıklı ve gerçekçi düşünceler koymak, kaygı yaratan durumla başa çıkma stratejileri geliştirmek hedeflenir. Terapi esnasında kişiyi tanımak , geçmiş deneyimleri, travmaları ,kişilik özellikleri gibi durumları bilmek ve tanımak,terapi planlanması ve iyileşme sürecinin daha sağlılı ve kalıcı olması için oldukça önemlidir. Sevdikleriniz, aileniz, partneriniz, arkadaşlarınızla hissettiğiniz olumsuz duyguları paylaşabilirsiniz. Onların desteklerini görmek sizin için faydalı olabilir. Kendinizin ve çocuklarınızın kişisel gelişimi için öncelikle kendi psikolojik sağlamlığınızı korumalı ve geliştirmelisiniz. Öz-şefkat olarak adlandırdığımız kendini sevme üzerinde çalışabilir, yoğunlaşabilirsiniz. Bu süreçte sevdiklerinizden yardım istemekten çekinmeyin. Kaygıyı tamamen hayattan çıkarmak mümkün değildir. Çünkü kaygı insanın kendini olası bir tehlikeye karşı koruması için gereklidir. Sadece kaygı düzeyini , çoğu insanın yaşadığı düzeylere indirmek gereklidir. Bu yüzden kaygıya odaklanmayı azaltacak aktiviteler düzenlenebilir. Örneğin; kişisel gelişim çalışmaları, hobiler, kişisel bakıma odaklanmak, sosyal çevre edinmek gibi.Bir şeyi düşünmemeye çalışmak , düşünmekten daha çok düşündürecektir. Bu yüzden düşüncelerinize izin verin meditasyon, yoga gibi dinlendirici aktiviteleri deneyimleyebilirsiniz.Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın. Uzm.Psk. Berfin Sönmez

Selamlar sevgili danışan ,partnerle olan ayrılık, ölüm,boşanma, ebeveyn terki gibi yas gerektiren ve çokta kolay olmayan bir süreçtir. Ancak belli bir süre ardından bu yas tepkileri devam ediyorsa müdehale edilmesi gerekebilir. Yaşadığınız olumsuz deneyimi ve duyguları anlıyorum. Tanıdığınız ve güvendiğiniz insanın değişmiş olması sizi oldukça yıpratmış olmalı. Fakat biten ilişkiyi devam ettirmek istemiyor ve kendi hayatınıza odaklanmak istiyorsanız kendinizi biraz zorlamalısınız.Öncelikle kullandığınız ilaçlardan bahsetmişsiniz, bu konuda uzman hekimle iş birliği içerisinde olmalı ve kendiniz bırakıp başlamamalısınız. Hem ciddi derecede bağımlılık yapan ilaçlar hem de yan etki yapabilen ilaçlar olabilir. Bu yüzden hekiminiz onaylamadan kullanmayın. İlaçlar herhangi bir kaygı bozukluğuna iyi gelebiliyor ve semptomları azaltabiliyorken , bunun yanı sıra terapiyle desteklemek oldukça önemlidir. Terapi esnasında kişinin geçmiş ilişkilerdeki deneyimleri, aile arası ilişkileri, kişilik yapısı, geçmiş deneyimler araştırılır. Ve bazı ayrılıkları kabul edemeyişinin sebebi araştırılır ve buna göre çözüm bulmak daha kolaylaştırıcı olabilir. Sadece şu an geçsin diyerek çıkılan yolda anlık iyileşme yakalanabilir fakat benzeri bir durumda aynı hasarları yaşıyor olmak mümkündür. Bu yüzden detaylı bir terapi yolculuğu kişinin kendini keşfetmesi ve iyileştirmesi için oldukça faydalı olacaktır. Bunun yanı sıra partnerle iletişim kurmakta güçlük çekiyorsanız. Ve içinizde kalan , ifade etmek istediğiniz duygularınız varsa iletişim kurmak istediğinizi dile getirebilirsiniz. Ancak bu iletişim tartışma için değil sizin kendini duygularınızı ifade etmeniz için planlanmalıdır. Böyle bir imkan yoksa tüm duygularınızı içeren , ne istiyorsanız bir mektup yazabilir ve ardından yakabilirsiniz. Bu yapacağınız şey yüklerinizden biraz kurtulmanızı sağlayabilir. Günlük yaşam kalitesini ve doyumun artırmak için girişimlerde bulunmalısınız. Örneğin ; yeni arkadaş grupları edinmek, yeni aktivitelere katılmak, varsa işinize yönelmek , kişisel bakımınızı yapmak ve kişisel farkındalığınızı artırmak. Kendiniz için yaptığınız her şey size iyi hissettirecektir.İnsanlara karşı sınırlarınızı sağlıklı ve net bir şekilde koymalısınız. Diğer insanların davranışları sizi, sizin verdiğiniz ölçüde etkileyebilir. Bu yüzden koyacağınız sınırları insanların ihlal etmesine izin vermeyin. Öz saygı ve öz şefkatinizi artırmaya yönelik çalışmalar yapın. Kendinize değer verin. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın. Uzm.Psk. Berfin Sönmez

Selamlar sevgili danışan , obsesif kompulsif bozukluğunuz olduğundan bahsetmişsiniz. Bu bozukluk başlı başına kaygı yaratıcı ve zorlayıcı bir süreç olabilir. Bir uzman terapist eşliğinde bu süreç yönetilmelidir. Bunun yanı sıra kıyaslamak düşünce ve duygulardan emin olamamak sizin için oldukça zorlayıcı olmalı, duygularınızı anlıyorum.Kendinizi yalnız hissetmeyin, birçok insan zaman zaman bu düşüncelere maruz kalabiliyor. Partnerinizle olan ilişkiniz, diğer insanlarla olan ilikileriniz, çevreniz , diğer tüm kıyaslamalarınızı incelemelisiniz. Kıyas yapmanıza sebep olan durumu bulmak, çözüm bulmak için ilk adım olacaktır.Kıyas yaptığınız düşünceleri araştırın. Not alın.<ul><li> Neden böyle düşünüyorum? </li><li>Kıyas yaptığım esnada zihnimden ne geçiyor?</li><li>Aslında ne olmasını istiyorum?</li><li>Beğenmediğim ve değişmesini istediklerim neler?</li><li>İlişkimden ve olduğum durumdan memnun muyum?</li><li>Beni ne mutlu ediyor ne mutlu etmiyor?</li><li>Kıyaslama yaptığımda aslında ne istiyorum?</li></ul>Düşüncelerinizi biraz sorgulayın ve araştırın. Sizce ne istiyorsunuz? Bu durum hayatınızın tüm evresinde mi geçerli? Eğer öyleyse biraz daha detaylı araştırma yapmanız ve mümkünse bir uzman eşliğinde yapmanızı tavsiye edebilirim.Ancak sadece ilişkiniz ve partneriniz üzerinden kıyaslama yapıyorsanız, ilişkinizin dinamiklerini sorgulamalısınız.Bu ilişkide ve mevut partnerle mutlu musunuz?İlişkinizde ne değişse sizi mutlu eder?Kıyas yapmayacağınız bir duruma gelseydi bu durum sizin için ne olurdu? Belki de ilişki doyumunuz yeteri kadar sağlanmıyor olabilir. Bu durumu partnerinizle paylaşabilirsiniz. Rahatsız olduğunuz, değişmesini istediğiniz şeyleri açık v dürüst bir dille partnerinize ifade etmelisiniz. Empatik ve saygılı biçimde kurulan iletişim sonucunda belki çözüme ulaşabilirsiniz. Umarım cevabım faydalı olmuştur.Sevgiyle kalın.Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Selamlar sevgili danışan , evlilik telaşınında getirdiği kaygıyla aslında var olan ancak bastırdığınız dürtüler meydana çıkmış olabilir. Hem evlilik hemde yaşadığınız bu süreçlerin zorlayıcı olduğunu anlayabiliyorum. Ancak kendinizi yalnız ve kötü hissetmeyin çoğu insan benzer süreçlerden geçmektedir. Alışveriş bağımlılığı için kendimize şu soruları sorarak daha iyi anlam verebiliriz:<ul><li>Alışveriş ve harcama ile ilgili aşırı meşgul hissediyor muyum?</li><li>Alıveri davranışının aşırı, uygunsuz veya kontrolsüz olduğunu düşündüğüm oldu mu?</li><li>Alışveriş arzularım, dürtülerim ,fantezilerim ve ya davranışlarım hiç aşırı zaman aldı mı, kendi mi üzgün veya suçlu hissetmeme sebep oldu mu veya hayatımda ciddi sorunlara yol açtı mı?</li></ul> Kendinize bu soruları sorun ve bağımlılık örüntülerinizi anlamaya çalışın. Kendinizi risk altında hissederseniz bir uzman terapist eşliğinde bu süreci yönetmeniz daha sağlıklı olacaktır.Aynı şekilde yeme bağımlılığı da benzerdir. Diğer bağımlılıklarda kişinin hayatından madde çıkarılmaya çalışılır. Ancak yeme ve alışveriş bir ihtiyaçtır bu yüzden hayatımızdan çıkarılması mümkün değildir. Azaltılması ve normal seviyeye indirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Yüksek sosyal kaygı, duygusal çöküntüler, kaygılarını kontrol etmede güçlük , benlik saygısını yönetmede güçlük ,kişilerarası olumlu olmayan ilişkiler , teknolojik uyarıcı etkiler alışveriş ve yeme konusunda bağımlılık arttırıcı unsurlardır. Bir tür bağımlılığa sahip olmak, birden fazla bağımlılık bozukluğuna sahip olma oranını büyük ölçüde arttırır. Çözüm önerisi olarak bağımlılık belirtilerinini zaman içinde izlenmesi ve değerlendirilmesi, ne amaçla yemek yendiği, alışveriş yapıldığının belirlenmesi, sonuçlarının değerledirilmesi kritik öneme sahiptir.Dolasıyla iyileşme sağlayabilmek için sebebinin bulunması başlıca bir kuraldır. Araştırmalar çeşitli bireysel ve grup terapilerinin yeme ve alıveriş davranış bozukluğu üzerinde etkili olduğunu göstermiştir.Güçlü yönlerinizi bulmakla ilgili yaklaşımda bulunmak, çözüm bulmakta daha efektif olabilir.Çözüm odaklı terapiler destekleyici olabilir.İçşel ve kişilerarası olgunluğu arttırmanın yanı sıra kaygı ve olumsuz durumları azaltmak, alışveriş ve yeme bağımlılığına aşırı odaklanmanın önüne geçebilir. Sosyal ve kişisel hedefler arasında sağlıklı bir denge kurulmasına yardımcı olabilir. Alışveriş ve yeme bağımlılığını azalatmanın çözüm önerileri arasında öz-şefkat olarak adlandırılan kendimize iyi davranmak olarak tabir edebileceğimiz davranışın önemi yadsınamaz.Dolayısıyla yeme ve alışveriş bağımlılığını çözmek ya da önüne geçmek içim öz-şefkat geliştirme çalışmaları yapılmalıdır. Umarım cevabım faydalı olmuştur.Sevgiyle kalın. Uzm.Psk.Berfin Sönmez

Merhaba sevgili danışan , hissetmiş olduğunuz olumsuz duygular sizin için oldukça zorlayıcı olmalı. Ancak çoğu insan zaman zaman bu tür duygular hisseder. Bu yüzden kendinizi yalnız hissetmemelisiniz. Sürekli market değiştirmek,birilerine yük oluyormuş gibi hissetmek sizi yoruyor olabilir. Fakat kendinizi bir market çalışanı olarak hayal edin. Her gün onlarca insan girip çıkıyor belki de, günde bir çok kez markete giren aynı insan olabilir. Siz market çalışanı olsanız ve gelip giden bir müşteri için onun size yük olduğunu düşünür müydünüz? Yine aynı şekilde kim ne der korkusu içinde aynı şeyi söyleyebiliriz. Örneğin siz başka insanlar hakkında düşüncelere kapılıyor ve yorum yapıyor olabilirsiniz. Diğer insan tarafından düşündüğünüzde bu durum o insan için sizce ne kadar önemli? Ve hayatını ne ölçüde etkiliyor. Muhtemelen haberi bile yoktur. Bu yüzden kendinizi kötü hissetmeyin herkes insanların hakkında bazı düşünceler ve inançlara sahip olabiliyor. İnsanların düşündüğü sizin kişiliğinizi ve kendiliğinizi değiştirmiyor bu yüzden bu konuda çalışmalar yapabilirsiniz. Sosyal fobi, utangaçlık duyguları, düşünceleri ve davranışları için çalışmalar yapabilirsiniz. Öncelikle bu düşünceleri tam anlamıyla inceleyin.Kendinize şu soruları sorun: <ul><li>Ne zamandır sosyal fobi ve utangaçlık duygusu yaşıyorum?</li><li>Asıl olarak beni kaygılandıran sebep nedir?</li><li>Neden insanlara yük olduğumu düşünüyorum?</li><li>Utandığım esnada zihnimden ne geçiyor?</li><li>Utandığım esnada elimde ne var? Yanımda kim var ?</li><li>Olay öncesinde ve sonrasında neler yaşanıyor.</li></ul>Bu tarz sorularla kaygınızın esas sebebini bulmaya çalışın. Sebebini buldukça çözüm bulmak için adım atmanız daha kolay olacaktır.Kaygı problemlerini iyileştirmek biraz zaman ve sabır isteyen süreçlerdir. Bu yüzden kendinize inanın. Ancak bir uzman terapistle bu yolculuğu devam ettirmek daha kolay ve sağlıklı olacaktır.Umarım cevabım faydalı olmuştur..Sevgiyle kalın.Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Selamlar sevgili danışan , öncelikle anlatmış olduklarınızı yaşarken çokça zorlanıyor olmalısınız. Hissettiğiniz olumsuz duyguları, düşüncelerinizi anlayabiliyorum.Obsesif kompülsif bozukluğa ve anksiyeteye sahip olabileceğinizden bahsetmişsiniz, burdan soru kadar kısımdan maalesef sizi tanımak ve yorum yapmak zor. Ancak kendinizi etiketlemek zorunda değilsiniz, bahsettiğiniz belirtiler gündelik yaşamınızı çok fazla zorlaştırıyorsa uzman bir hekim ya da terapistle iş birliği içerisine girmelisiniz. İnternet üzerinden de size uygun psikoterapistlere ulaşabilirsiniz. Ben buradan anladığım kadarıyla neler yapabilirsiniz bunlardan bahsedeceğim.Bilmeniz gereken , bu düşünce ve davranışların sadece size özgü olmadığı ve bir çok insanın bu tür düşüncelerle başa çıkmakta zorlanıyor olmasıdır.Herkes zaman zaman rahatsız edici düşünceler yaşayabilir ancak bazı insanlar bu düşünceleri daha ciddiye alır ve düşünceleri kontrolü üzerinde yoğunlaşır.Bu yüzden kendinizi kötü ve yalnız hissetmemelisiniz. Biraz uğraşarak ve sabırla bu durumun üstesinden gelebilirsiniz.Bir çok araştırma sonucu bu tarz düşüncelerin çoğu insanda varolduğu öngörülmüştür.Zihine istemsiz gelen rahatsız edici düşüncelere obsesyon, bu rahatsız edici düşünceye karşı geliştirilen davranışa ise kompülsiyon deriz.Bu tarz rahatsız eden düşünceler aslında gerçek değildir. Bu yüzden bilişimizde ki bu hatalı işlemlemeyi bulup yerine gerçekçi ve mantıklı düşünceyi koymalıyız.Sizi rahatsız eden tüm düşünceleri yazın. Örneğin ocağı kontrol etmezsem başıma çok kötü bir şey gelebilir.(Siz kendi düşüncelerinizi kendinize göre yazın)Ve yanına alternatif gerçekçi düşünceyi yazın. Örneğin; ocağı kapattığımı biliyorum ,tekrar kontrol etmeme gerek yok zihnim beni yanıltıyor. Daha sonra bu olasılığın olma ihtimalini yazın. Örneğin; daha önce ocağı kapatmadığımdan dolayı başıma kötü bi şey geldi mi? Başıma gelme olasılığı %kaç?Gibi bu tarz soru ve cevap cümleleriyle düşüncelerinizi gerçekçi boyuta taşımaya çalışın. Kaygılarınızın olaylar hakkında gerçekçi yorum değil felaketleştirme ve riski abartma olarak yorumladığını unutmayın.Tabii ki bunları yazdım , düşüncem değişti demek kolay değil.Bunları yazarken aynı zamanda kendinize egzersiz planlamalısınız. Bu egzersiz aşamaları kolaydan zora doğru artmalıdır. Sizin için kaygı uyandıran ancak yapması daha basit olabilecek durumdan başlayın. Örneğin ocağı 3 kere kontrol ediyorsanız. 1 kere kontrol ettikten sonra tekrar kontrol etmemeye çalışın.İlk başlarda zorlayıcı olacaktır. Ancak zorlandığınız durumda kalmaya ve üstesinden gelmeye başladıkça diğer basamaklar için motive olacak ve kendinizi tebrik edeceksiniz. Günde en az iki farklı egzersiz planlamalısınız. Bu egzersizler sürekli gündelik yaşamınıza dahil olmalı. Tamamen kompülsif davranı ortadan kalkana kadar devam etmelisiniz.Baştada söylediğim gibi bu süreci bir terapistle ilerletmek daha doğru olabilir. Ancak bu yöntemleri deneyebilirsiniz. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın. Uzm.Psk. Berfin Sönmez

Selamlar sevgili danışan , yaşadığınız üzücü olay sonrası hissettiklerinizi anlıyorum. Bu durum sizin için oldukça zorlayıcı olmalı. Ailenizin ve sizin bu hassas olaydan dolayı etkilenmesi ve bu tarzda hisler yaşaması çok normal. Ancak üzerinden vakit geçmiş ve normal hayat düzenine dönülmesi gereken bir süreyi aşmış durumda. Bu yüzden siz panik durumunuzun üzerine gidip, iyileştirmeye çalışırken ailenizinde size destek olması gerektiğini söyleyebilirsiniz. Ebeveynleriniz sizin için güvenlik işareti olduğu için egzersizlerinizi tek başınıza yapmanız daha faydalı olacak ve düşünce yapınızı değiştirmek daha koy olacaktır. Öncelikle anksiyete ile ilgili herhangi bir bozukluk söz konusu olduğunda uzman bir terapist ile bu süreci ilerletmek daha sistematik ve faydalı olabilir. Sizi tanımak ve keşfetmek size özel terapi yolu oluşturmak için daha sağlıklı olabilir. Ancak sorunuza cevap vererek neler yapabileceğinizden biraz bahsedelim. Korku , kaygı ve panik farkını belirleyelim. Korku: Belirgin tehdit karşısında kişinin kendisini koruması amaçlı ortaya çıkan duygudur. Kaygı:Gelecek odaklı olmayan bir tehdit beklentisi karşısında varolan duygudurç Panik: Aniden ortaya çıkan yoğun korku nöbetidir. Panik döngüsünde kişi fiziksel belirtileri yaşar, ve ölme ,delirme,kontrol kaybı gibi düşünceler barındırır(abartılmış risk algısı ve felaketleştirme) , daha sonra kaçınma davranışında bulunur. Sonra bu akış devam eder , tekrarlar , bir kısır döngüye girer. Panik kontrolün sağlanması için doğru nefes almanın öğrenilmesi gerekir. Asıl amaç kişinin kaygısı, korkusu ve kaçındığı durumların üstüne gitmesi için elinizde yöntemin bulunmasıdır. Öncelikle panik durumu yaşanmadan bu egzersizi deneyimleyin. Daha sonra kaygı yaratan durumların üstüne giderken kullanılabilir.<ul><li>Bir el göğüs kafesi üzerinde diğeri diyafram üzerinde uzanın.</li><li>Burnunuzdan yavaşça nefes alın. Bu sırada göğüs kafesinizin hareket etmemesine dikkat edin.</li><li>Aldığınız nefesi dudaklarınızı büzerek yavaşça verin. Karın kaslarınızı sıkın. Bu sırada diyaframınızın içeri girdiğinden emin olun.</li><li>Egzersizi önce yatarak deneyin daha sonra oturarak deneyin.</li></ul>Diyaframdan nefes almayı sayı sayarak yavaşlatabilirsiniz. <ul><li>4 'e kadar sayarak burundan nefes al</li><li>2saniye sayarak tut.</li><li>4'e kadar sayarak ağzından ver.</li></ul>Bu nefes egzersizlerini kaygılandığınız durum üzerinde kullanacaksınız, Kaygılandığınız durumların listesini yapın. En çok kaygı yaratan durumdan en az kaygı yaratan duruma doğru sıralayın. En az kaygılandığınız durumun üstüne giderek başlayın. Örneğin en alt madde markete gitmekse. Yalnız başınıza markete gidin. Ve bunu korksanızda yapın. Kaygınız çok yükselirse nefes egzersizini deneyebilirsiniz. Ancak önce dakin durumda denemeyi unutmayın. Bu aşamaların üzerine gitmek zamanla daha kolaylaşacak ve motivasyon artıracaktır. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın.Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Uzm. Psk. Berfin Kübra Sönmez

Ankara, Türkiye

Hakkımda

Eğitim

Seminerler / Konferanslar (Sertifikalar)

Uzmanlık Alanları

Çalışma Ekolleri

Popüler Yazılar

Hakkımızda

Gizlilik