Selamlar, sevgili danışan. Partnerinizle yaşamış olduğunuz problemler, kendinize karşı sınırlarınızın aşılması ve saygınının azalması sizi oldukça değersiz hissettirmiş olmalı. Bu duygunuzu, ilişkiniz konusundaki endişelerinizi anlayabiliyorum. Hissettikleriniz çok normal. Romantik ilişkilerin sağlıklı ilerleyebilmesi için en büyük gereklilik etkili, açık ve dürüst iletişimdir.Siz sınırlarınızı çizmeye, konuşmaya çalışmış ,duygularınızı düşüncelerinizi net bir şekilde bahsettiğiniz bir konuşma yapmışsınız anladığım kadarıyla. Ancak partnerinizden olumlu bir geri dönüş olmamış ve aynı hareketleri göstermeye devam ediyor. Hem ilişkiyi terk etmekte zorlanıyor hem de sınırlarının aşılmasını istemiyorsunuz. Bu konuda kafa karışıklığı yaşamanız çok normal. İlk olarak yapmanız gereken duygularınızı tanımak olabilir. Kendinize yönlendirdiğiniz birkaç soruyla partnerinize karşı gerçek bir aşk sevgi besliyor musunuz yoksa alışkanlıktan dolayı mı bu ilişkiyi sürdürüyorsunuz? Bu ilişkide kalmak istiyor musunuz? Gelecekten beklentileriniz neler? Bu ilişki sizin hayatınızdaki ilişki kavramına uyuyor mu ve gelecekte problem yaratacak mı? Gibi sorularla duygularınızı ve isteklerinizi anlamaya çalışabilir karar verme aşamasında kendinize yardımcı olabilirsiniz. Bunu bir kağıda yazarak yapıyor olmak size somut bir sonuç verir ve üzerinde düşünmeye imkan sağlar. Biliyorum burada söylediğim, yazdığım kadar kolay değil karar vermek ve duyguları tanımak. Ancak bunu yapabilecek tek kişi sizsiniz. Bu konuda acele etmeyin kendinize zaman tanıyın. Duygularınıza düşüncelerinize izin verin ve hatta onları yazın. Partnerinizle gerçekleştirdiğiniz iletişim tartışır tarzda değilde duygularınız ve isteklerinizi hislerinizi belirten bir konuşma olması daha yapıcı olabilir. Sizin değerinizi partnerinizin ya da çevrenizdeki herhangi bir insanın belirlemediğini yalnızca kendinizin belirlediğinı unutmayın. İnsan hayatındaki her ilişki kalıcı olmayabilir. Ancak kendinizle olan ilişkiniz kalıcıdır. Bu yüzden bazı yolların ayrılması gerekebilir. Eğer yolunuzu ayırmaya karar verirseniz bu sürecin zorlu ve acılı olabileceğini unutmayın. Duygu beslediğiniz , birlikte zaman geçirdiğiniz bir insanı bir anda unutmak mümkün değildir. Eğer hayatınızdan çıkarma kararı alırsanız bu sürecin geçici olduğunu duygularınızı yaşayarak yavaş yavaş azaltacağımızı bilmelisiniz. Duygularınız ve düşüncelerinizi anlamaya çalıştığınız sürede partnerinizle tekrar yapıcı konuşma yapmayı deneyebilir, sınırlarınızı tekrar aştığı takdirde karşılaşacağı sonuçlardan bahsedebilirsiniz. Ayrıca bu süreci tek başınıza yönetmek de zorlanırsanız bir çift terapistinden alabilirsiniz. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın. Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Uzm. Psk.

Uzman Psikolog

Selamlar, sevgili danışan ve meslektaşım. Öncelikle utanma duygusu oldukça normal bir duygu bilmenizi isterim. Her insan birçok alanda utanabilir, çekinebilir, gerilebilir. O yüzden hissettikleriniz için kendini yargılamamalısınız. Mesleki ve kendi kişisel hayatınıza yönelik endişelerinizi anlayabiliyorum. Bu durum için kaygılanmanızda oldukça normal. Ancak utanç durumu gündelik hayatınızı aşırı derecede etkiliyor ve bunun üzerine çok kafa yoruyorsanız bunu normal düzeye çekmek adına bir şeyler harekete geçilebilir. Öncelikle kaygılandığınız, utandığınız durumların listesini çıkartın. Örneğin; toplum içinde konuşmak ya da birine nasılsın diye sormak gibi kendinize göre listenizi oluşturun. Her bir madde için birle on arasında puan verin. En yüksek olandan en az puan olana kadar alt alta yazın. Daha sonra en alttaki maddeden başlayarak kendinize egzersizler belirleyin. Örneğin yabancı biriyle konuşmaktan çekiniyorsanız. Günde üç kere yabancı birine selam vermek bunun için bir egzersiz olabilir. Bu egzersizi düzeyini ve sayısını gün geçtikçe arttırabilirsiniz. Daha sonra bu maddede ilerleme kaydettiğinizi düşünüyorsanız bir üst maddeye geçebilir ve kendinizi bir önceki maddedeki başarınızdan dolayı kutlayabilirsiniz. Bu egzersizleri gerçekleştirirken zorlanabilir aynı zamanda sizin söylediğiniz gibi utanabilirsiniz. Ama bir süre bu duruma maruz kalmak yavaş yavaş alışmanızı sağlayacak ve diğer adımlar için motivasyon kazanmanızı sağlayacaktır. Bu süreçte kendinizi iyi hissetmek adına duygu ve düşüncelerinizi çevrenizdeki güvendiğiniz insanlarla paylaşabilirsiniz, sosyal bağlarınızı güçlendirebilirsiniz. Mesleki alandaki kaygımızı azaltmak için bilgilerinizi geliştirebilir ,ilginizi çeken kitapları okuyabilir , interaktif eğitimlere katılarak oradaki meslektaş ve hocalarımızla iletişime geçerek kaygılarınızın bir nebze düşmesine destek sağlayabilirsiniz. Bu süreç zaman ve sabır gerektirebilir eğer dilerseniz bir uzmandan destek alabilirsiniz. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın.⭐️ Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Selamlar , sevgili danışan. Sevmek ,sevilmek, bir ilişki içerisinde bulunmak, değerli hissetmek ,partnerle birlikte vakit geçirmek gibi bir çok şey her insanın isteyeceği durumlardır. Bu konuda isteklerinizin olması çok normal. Arkadaşlarınızın desteği ile bir kişi ile tanışmışsınız. Çok fazla vakit geçirmeseniz bile bir hoşlantı oluşmuş aranızda ve belki de ilişkide bulunmanın hayalini kurdunuz. Ya da geçirdiğiniz kısıtlı vakitte verimli ve kaliteli vakit geçirdiniz. Bu konuda çok vakit geçirmedik neden böyle düşünüyorum niye böyle hissediyorum diye kendinizi sorgulamayın. Hissettikleriniz çok normal. Birbirinize karşı açılmamışsınız. Bu durum belirsizliğe sebep olur ve belirsizlik insan hayatında oldukça olumsuz hisler yaratacak bir durumdur. Bunun önüne geçmek için iletişim şart. Karşı taraftan aldım bekliyorsunuz ancak bu belirsizlik sizi rahattı esas ettiği için sizinle iletişime geçmeniz çok daha. Karşı taraftan adım bekliyorsunuz ancak bu belirsizlik sizi rahatsız ediyor. Ve bu yüzden iletişime geçmeyi ya da açılmayı deneyebilirsiniz. Romantik ilişkilerde önemli gereklilik sağlık iletişimdir. O yüzden duygularınızı anlayıp isteklerinize karar verdikten sonra iletişime geçmeniz gerekebilir. Bu durum sizin için zorlayıcı olabilir. Çekingen olduğunuz dile getirmişsiniz. Tabii ki yüzyüze iletişime geçmek her zaman daha etkilidir ancak ilk aşama için belki duygularınızı anlatan bir mektup yazabilirsiniz. Daha sonra karşıdan gelen tepkiye göre yüzyüze konuşmanızı gerçekleştirebiliriz. Ancak birbirinize karşı daha önce hiç dürüstçe konuşmadığınızı söylemişsiniz. Bu yüzden karşı tarafın duygularından emin olamayız. İletişim sonrasında gelecek herhangi bir cevabı hazırlıklı olmalısınız. İnsanın hayatında her ilişki kalıcı olmayabilir. Bu yüzden duygularınıza karşılık alamazsınız , Bu durumun sizinle alakalı değil karşı tarafın hisleri ile alakalı olduğunu unutmayın. Kendinizi böyle bir senaryo karşısında değersiz hissetmeyin. Ancak olumlu geri dönüş aldığınız senaryoda yüzyüze konuşmak, sağlıklı paylaşım yapmak faydalı olacaktır. Bu süreçte kendi kişisel ihtiyaçlarınızı, kişisel bakımınızı ve gelişiminizi ihmal etmeyin. Hissettiğiniz duygular için kendinizi yargılamayın. Çevrenizde güvendiğiniz insanlarla ,aileniz ve arkadaşlarınızla bu durumu ve duygularınızı paylaşabilir ve bu süreçte yanınızda olmalarını isteyebilirsiniz. Eğer yaşamış olduğunuz bu süreç hayatınızı olumsuz yönde etkiliyorsa bir uzmandan destek almaktan çekinmeyin. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın.⭐️ Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Selamlar, sevgili danışan. Aile içinde ve romantik ilişkilerde bu tarz iletişim problemleri, küsme gibi durumlar oldukça yıpratıcı ve zorlu olabilir. Aile büyüklerinizi göremiyor oluşunuz , partnerinizin bu durumda yapıcı davranışlarda bulunuyor olmaması size kendinizi değersiz hissettirmiş olabilir. Bu konuda hissettiğiniz duygularda haklısınız düşüncelerinizi anlıyorum. İki oğlum olmasa boşanırdım gibi bir cümle kullanmışsınız. Bu konuda öncelikle sizin duygularınızın ve isteklerinizin önemi büyük. Mutsuz ve karmaşa dolu ailelerde büyüyen çocuklar bu durumlardan olumsuz etkilenmesi oldukça yüksek. Bu yüzden duygularınızdan ve isteklerinizden emin olmaya çalışıp ona göre adım atmalısınız. Evliliğinizi bitirme kararı almak sizinle partneriniz arasında olmalıdır. Kendiniz değerlendirdikten sonra bu yönde karar alırsanız çocukların bu durumu az hasarla atlatmasın için gerekli yollar izlenebilir. Bu konudaki endişenizi anlıyorum. Evliliğinizi sürdürme kararı alırsanız, İstekleriniz, beklentileriniz, duygularınız, düşünceleriniz hakkında eşinizle açık dürüst bir iletişim kurmalısınız. Bu iletişim partnerinizle birbirinizi yargılayacak ve tartışacak şekilde değil birbirinize empatik bir şekilde yaklaşarak neler istediğinizi anlamaya çalışcağınız bir iletişim olmalıdır. Beklentilerinizi ve isteklerinizi açık bir şekilde dile getirmeli ve sınırlarınız korumalısınız. Bir birey olarak aile büyüklerinizle görüşüp görüşmemek gibi bir kararı kendiniz alabilirsiniz. Partnerinize bunu hatırlatmalı be ondan anlayışlı olmasını isteyebilirsiniz. Aksi taktirde ne gibi sonuçlarla karşılaşacağını anlatabilirsiniz. Bu konuşma sürecinde sakin kalmak ve yapıcı bir şekilde konuşmak önemlidir. Siz duygularınızı düşüncelerinizi anlattığınız gibi partnerinizi de dinlemelisiniz. Yaşamış olduğunuz durumlar bazen size değersiz hissettirse de insanların vermiş olduğu tepkilerin ,yapmış olduğu davranışları asıl değerinizi belirlemediği unutmayın. Kendi değerinizi kendiniz hatırlayabilir ve bunu geliştirmek için girişimlerde bulunabilirsiniz. Kendi fiziksel ve zihinsel sağlığınızı korumak adına meditasyon, yürüyüş , hobi edinme gibi aktivitelerde bulunabilirsiniz. Bu süreçte duygusal bağ arttırmak önemlidir. Çevrenizde güvendiğiniz insanlarla duygularınızı paylaşmak iyi gelebilir. Partnerinizle kuracağınız iletişim ya da bu süreçte karar vermek , iletişiminizi güçlendirmek kolay olmayabilir. Sabır ve zaman gerektirir. Aile ve çift terapisi almayı deneyebilir. Böylece daha profesyonel ve sağlıklı ilerlemiş olabilirsiniz. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın. ⭐️ Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Selamlar , sevgili danışan. Öncelikle yaşamış olduğunuz kafa karışıklığını anlayabiliyorum. Aldatma gibi eylemler ilişkilerinde dinamiğini bozar ve güvensizlik , değersizlik gibi duyguları ortaya çıkarır. İnsan hayatındaki her ilişki kalıcı değildir. Bu arkadaşlık ilişkisi olsun , romantik ilişkiler olsun , aile ilişkileri olsun. İlişkiler bozulabilir , bitebilir ya da eski bağlar kurulamayabilir. Biten her ilişki sonrasında üzülmek , olumsuz duyguları hissetmek çok normaldir. Bunu sizde yaşarsınız başkası da yaşasa illaki bir üzülme kötü hissetme dönemi yaşayacak. Ancak bu belli bir süreçtir. Aşama aşama insan üzüntüsünü , duygusunu yaşar ve hayatına bir şekilde devam etmenin yolunu bulur.Siz yollarınızı ayırmaya karar verdikten sonra her iki kişi de hayatından kendisi sorumludur. Zamanında yaşamış olduğunuz durumdan kaynaklı kafanız karışmış ve iki kişiyle birliktelik sürdürmeye devam etmiş, yollarınızı ayırmaya korkmuşsunuz. Bu süreçte karışık duygular içerisine girdiğinizi anlayabiliyorum. kendinizi yargılamayın ancak sorgulayabilirsiniz. Düşündüğünüz zaman birinin sizinle ilişkisini bitirmesi mi daha değersiz hissettirdi yoksa uzun zaman boyunca farklı bir kişiyle daha ilişki yaşaması mı ? Bu konuda net bir karar vardıktan sonra bahsettiğiniz kişilerle iletişime geçebilirsiniz. İki kişiyle iletişime geçip duygularınızı dürüstçe ifade edip, yollarınızı ayırmak istediğinizi söyleyebilirsiniz. Bu konuda kararlı ve net olmanız önemli. Partnerinizin vereceği tepkiden korkup ilişkiye devam etmeniz tekrar aynı döngüye sürüklenmenize sebep olabilir. Bahsettiğiniz korku can güvenliği ile alakalı ise ilgili yerlere bildirmelisiniz. Bunun dışında duygusal bir korku partneriniz üzülecek korkusu gibi bir düşünce ise bu düşüncenizi biraz araştırın. Her iki kişi içinde üzülecek korkusu yaşıyor olmanız belki sizin yalnız kalma korkunuzu onlara yansıtıyor olmanız ve kendinizi garantiye alıyor olmanız olabilir mi? Tabii ki bu bir seçenek. Sadece bu konuda sorgulama yapabilirsiniz. Hakkınızda çok fazla bilgiye sahip olmadığım için ihtimalleri değerlendirmenizi isterim. Yollarınızı ayırmaya karar verdikten sonra kendi düşünceleriniz ,duygularınız ve hayatınız üzerine odaklanmak kendi kişisel gelişiminiz ve ihtiyaçlarınız ön plana koymak sizin için daha yararlı olacaktır. Kendi ihtiyaçlarınızı önemseyin kendinize şefkatli davranın. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın.⭐️ Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Selamlar, sevgili danışan. Yaşamış olduğun kafa karışıklığını ve duygusal , zor süreci anlayabiliyorum. Hayattaki her ilişki kalıcı olmayabilir. Biten ilişkiler sonrası bu tarz kafa karışıklığı yaşamak ve duygusal üzücü süreçler yaşamak çok normal ve anlaşılır. Bu konuda kendini yargılamamalısın. Onu hala sevdiğini ancak sevgili olmak istemediğini dile getirmişsin bu çok doğal bir karışıklık. İnsanlar birbirlerini sevse de bazen hayatta farklı yönlere doğru çekilirler ve ilişkilerini sürdürmek istemeyebilirler , bu herhangi bir sebepten kaynaklı olabilir. Ya mantık kısmına uymaz devam etmek istemez ya hayat şartları bunu gerektirir ya da geçmişte yaşamış olduğun olumsuz deneyimler sebebiyle bu ilişki sürdürmek istemeyebilirler. Bu sebepten dolayı hissettiklerin için kendini yargılamamalı ve kendine karşı şefkatli olmalısın. Kendine sürekli neden böyle oldum , ben bunu hak edecek ne yaptım diye sorular sormak seni daha çok buhrana sürükleyebilir. Sürekli olarak eski partinin yaptığı davranışları incelemek takipleşti kişilere bakmak sosyal medyada sürekli takip etmek senin kendi iyileşme sürecini engeller ve düşünceler arasında boğulmana sebep olur. Bu konuda yapabileceğin kendi iyileşme ve gelişme sürecine odaklanmak olacaktır. Eski partnerinle karşı beslemiş olduğun sevgi duygusu bir anda azalmayaca için zaman gerektiren bir süreçtir. Bir ilişkiyi sonlandırmak ve bunun etkisini azaltmak zaman alır. Bu konuda aşama aşama ilerlemek kendi hayatına odaklanmak yeni arkadaşla edinmek, kişisel gelişimine ve bakımına zaman ayırmak önemlidir. Şu an hissetmiş olduğun üzüntü, takip etme isteği , aklına geliyor olması, kendine sorular soruyor olman oldukça sağlıklı bir süreç. Ama iyileşmek ve gelişmek için adım adım bir şeyler yapmak gerekli. Bu konuda eski partnerin düşüncelerini yerine kendi düşüncelerine ve geleceğine odaklanmak daha iyi hissettirebilir. Her gün kendine gerçekçi ve yapılabilir hedefler koyarak bunları yapmak ve kendini tebrik etmek önemli. Bu hem kendi gelişimin ile ilgili olabilir hem de düşüncelerini ve takip etme sürecini azaltmakla ilgili olabilir. Kendi güçlü yanlarını keşfetmeyi ve bunları öne çıkarmayı ihmal etmemelisin. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın.⭐️ Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Selamlar, sevgili danışan.Öncelikle çocuğunuz için yaşamış olduğunuz endişeyi anlıyorum. Yer değişikliği, özellikle ülke değişikliği ile kültür değişikliğinin yoğun olduğu yerlerde adapte olmak sizin ve çocuğunuz için zorlayıcı olabilir. Bu yaş gruplarındaki çocuklar arkadaşlarına , ailelerine, güvenli ortamlarda bağlanırlar ve değişiklik yaşadıklarında huzursuz olabilir, adapte olmakta zorluk çekebilirler. Kızınızın yaşadığı ve sizin bu konuda endişeleriniz de oldukça anlaşılabilir. Kızınızın Türkiye’de geniş bir akraba ve arkadaş çevresi bulunuyorsa , oradaki akraba bir arkadaş azlığı bu konuda yalnızlık kaygı yaratabilir. Özellikle bu yaş grubunda çocuklar bağ kurma konusunda daha çekingen olabilirler. Kreşe başlamış olmanız kızınız için önemli bir adım , kreşteki diğer Türk çocuklarla oynuyor olması kültürel bir bağ kurmasını sağlayabilir. Kültürel bağ kurması önemli olsa da diğer kültürlerden çocuklarla iletişim kurmaya çalışması da önemli. Bu konuda kızınızın duygularının normal olduğunu hissettirmeye , anlamaya çalıştığınızı ,yanında olduğunuzu belli etmelisiniz. Kreşte ya da dışarda ona yeni arkadaşlar edinme konusunda yardımcı olabilir, gerekirse arkadaşların ailesi ile etkinlikler düzenleyebilirsiniz. Bunun dışında Almanya kültürünün yanında Türk kültürüne dair bilgiler vermek , kendi kültürümüzü unutmamasını sağlamak. Aileniz , akrabalarınızı anlatmak , fotoğraflar göstererek bu konuda duygusal bağ kurmasına yardımcı olabilirsiniz. Ev dışında çevreyle alakalı sosyal fırsatlar yaratabilir ,diğer çocuklara daha sık vakit geçirmesine yardımcı olabilirsiniz. Başta söyledigim gibi bu yaş grubundaki çocuklar adapte olurken daha dikkatli ve seçici olabilir. Bu yüzden kızınızın adaptasyon süreci farklı olabilir. Sabırlı ve anlayışlı olmalısınız.Bu süreçte kendi ihtiyaçlarınızı da gözardı etmemeli ve kendinize şefkatli davranmalısınız. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın.⭐️ Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Selamlar, sevgili danışan.Öncelikle duygularını bu kadar açık ve net bir şekilde paylaştığınız için teşekkür ederim. Hislerinizi ve duygularınızı tam olarak anlamak zor olsa da bu konuda yaşamış olduğunuz sıkıntıyı anlayabiliyorum. Çevreden gerekli desteği alamamak ,beklediğin ilgiyi ve değeri görememek, hatta güvendiğin insanlardan zararlı tepkiler görmek oldukça zorlayıcı ve yorucu bir süreç olabilir.Ancak bu konuda bilmelisiniz ki çevreden gelen hiçbir davranışın düşüncenin sizin değerinizi belirlemediğidir. Yurtdışına gitme isteği bu konuda gayet anlaşılabilir çünkü bazen yer değişikliği yurtdışı olmasa bile konfor alanını terk etmek için yenileyici olabilir. Yeni bir hayat kurmanın heyecanı ,çevre değişikliği ,yeni aktiviteler, yeni arkadaşlar oldukça iyi gelebilir. Yukarı bakıp Allah’la konuştuğunuzu dile getirmişsiniz. Bu konuda yapmış olduğunuz davranış oldukça anlaşılır. İçsel huzurunuzu bulmak, kendinizi teselli etmek ,bir arayışta bulunmak sizin için kendinizi yeniden inşa etmek adına bir yol gösterici olabilir. Bu konuda maneviyatı güçlü olması ilerlemeniz için destekleyici olabilir. Bahsettiğiniz durumlarda ne istediğinizi bilememek kafa karıştırıcı olabilir. Bu konuda yapmamız önerebileceğim önce ne istediğinize karar vererek, küçük adımlarla başlamak.Karar verme aşaması beklediğiniz kadar hızlı olmayabilir. Ama bu süreçte kendinizi ayakta tutacak fiziksel ve zihinsel ihtiyaçlarınızı karşılayacak kendinizi geliştirecek etkinliklerde bulunmak önemlidir. Kendinizi her gün minik hedefler koyun ve bunları tamamlayın koyduğunuz hiçbir hedefi küçümsemeyin. Bu hedef yüz yıkamak bile olabilir. Tamamladığınız her hedef için kendinizi tebrik edin ve bir sonrakine geçin. Günlük yaşantınıza devam ederken istekleriniz konusunda karar vermek için detaylıca düşünebilirsiniz. Örneğin bir terazi çizebilir kararınızın olumlu ve olumsuz sonuçlarını değerlendirebilirsiniz. Objektif açıdan değerlendirecek arkadaşlarınız ve çevrenizdeki insanlarla bu konuları tartışabilirsiniz.Meditatif egzersizlerle düşüncelerinizi özgür bırakabilir ve karar vermeniz kolaylaştırabilirsiniz. Anlatmış olduğunuz duygusal zorlu sürece rağmen harekete geçmemiş olduğunuzu düşünüyor olsanız bile bu soruyu sorarak aslında ilk adımı atmış bulunuyorsunuz. Bundan sonrası için kendinize güvenin ve şefkatli davranmayı unutmayın. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın.⭐️ Uzm.Psk. Berfin Sönmez

Selamlar , sevgili danışan. Yaşamış olduğunuz kaygı sonucu fiziksel bir belirti göstermiş ve bunun sonucu tekrar kaygı gösterme döngüsünde bulunmuşsunuz. Daha önce 15 yaşında bu tarz durumla başbaşa kaldığınız için endişelenmenizi anlayabiliyorum. Sınav sürecinde yüksek strese maruz kalmanız sizde bir kaygı ya durumuna yol açmış ve fiziksel tepki göstermiş olabilir. Daha önce böyle bir durum yaşadığınız için de endişenizin yüksek olması çok normal. Kendinizi bu konuda yargılamayın. Kaygı her insanın hayatında var olan bir durumdur. Olumsuz ve tehlike yaratabilecek durumlarda kaygı ortaya çıkar ve fiziksel tepkiler oluşturur. Tehlike durumunda kaçmamız ya da savaşmamız için bize yardımcı olur. Bu yüzden kaygıyı hayatımızdan tamamen çıkarmamız mümkün değildir ancak hissedilen fiziksel ve zihinsel belirtileri normal düzeye indirmek için çabalayabiliriz. Herhangi bir tehlike veya olumsuz durum karşısında verilen tepkiler normaldir ancak herhangi bir tehlike yokken ya da varolan tehlike ile hissedilen belirtiler doğru orantıda değilse günlük hayatımızda problem yaşayabilir ve bunun için daha çok endişelenebiliriz. Bu yüzden düşüncelerinizi tanımalı araştırmalı ve gerekirse aksi kanıtlarla yeni gerçekçi düşünceler oluşturmaya çalışmalısınız. Bu egzersizi yazarak yapmak size somut sonuçlar verecek ve düşünceleriniz üzerinde araştırma yapmak için fırsat sunacaktır . Örneğin en son yaşadığımız olay üzerinden düşüncelerinizi araştırın.Mideniz bulandığında, başınız döndüğünde ya da kalp çarpıntısı yaşadığınızı aklınızdan ne geçiyordu?O sırada etrafınızda yanınızda kim vardı?Olayın öncesinde ya da sonrasında neler oluyordu?Bunları sorgulayın ve araştırın ki endişenizin asıl kaynağını bulabilin. Detaylı bir sorgulama sonucunda endişenizin asıl kaynağını bulduğunuzdan eminseniz: Bu kaygının üzerinde çalışma yapmaya başlayın. Örneğin ; çarpıntı yaşadığınız esnada düşünceniz , sınavı başarılı olarak tamamlayamamak olsun. Bunun hakkındaki düşüncelerinizi inceleyin ; kazanmazsanız ne olur? En kötü ihtimalle neler yapabilirsiniz? Bu sizin için ne anlama geliyor? Bunları inceleyin ve gerçekçi düşünceler oluşturmaya çalışın.Emek verdiğiniz bir sınavın sonucunda başarılı olma olasılığınızın yüksek olduğunu ancak başarısız olursanız da bunun dünyanın sonunun olmadığını ve tekrar çalışarak tekrar girebileceğinizi de düşünebilirsiniz. Ben bu cümleyi örnek olarak kullanıyorum ancak siz kaygılandığınız düşünceyi bularak bunun üzerinde bu tarz gerçekçi ve olumlu bir düşünce ile değiştirmeye çalışabilirsiniz. Düşünce yapısını değiştirmek ve bunun üzerindeki fiziksel belirtileri azaltmak zaman ve sabır gerektirebilir. Bu konuda uzman bir hekim veya psikologdan yardım almaktan çekinmeyiniz. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın.⭐️ Uzm. Psk. Berfin Sönmez

Selamlar, sevgili danışan. Anlatmış olduğunuz sağlık ile ilgili kaygılarınızı anlıyorum. Kaygılarınızın getirmiş olduğu fiziksel tepkileri hissetmek ve bu fiziksel tepkilerim getirdiği yorgunluk çok normal hissettiklerinizi anlayabiliyorum. Kaygının varolduğu durumlarda zihin bilinçli olarak düşünemez. Zihinde bilişsel çarpıtmalar yer alır. Bunlar herhangi bir olayı ya da durumu felaketleştirmek, ya hep ya da hiç olarak düşünmek, akıl okumak , aşırı genellemek gibi olabilir. Bu konuda yapılması gereken ilk şey zihindeki bilişsel çarpıtmaları düzeltmek, var olan olumsuz ve gerçekçi olmayan düşüncelerinizi daha gerçekçi ve olumlu bir düşünce şekline çekmek olacaktır. Bir kağıda zihninizde beliren olumsuz ve gerçekçi olmayan düşünceleri not ediniz. Ardından her bir düşünce için bu soruları kendinize yöneltiniz.<ul><li>Daha önce bu olay başıma geldi mi?</li><li>Gelmediyse bu olayın başıma gelme olasılığı yüzde kaç?</li><li>Sürekli sağlığımla alakalı endişelenmemin sonucu ne? Bana ne katkısı oluyor? </li></ul>Daha sonra bu düşüncenizle alakalı aksi kanıtlar bulmaya çalışın. Bir davadaymış ve aksi kanıtlarla savunuyormuş gibi düşünün. Örneğin; şu an kaygımdan dolayı kalp çarpıntısı yaşıyor olabilirim ama bu benim kalp krizi geçireceğim anlamına gelmez daha önce kalp krizi geçirip ,bayılmadım.Zamanla düşüncelerimi değiştirerek ve egzersiz yaparak bunun üstesinden gelebilirim. benzeri bir düşünce yapısıyla kendinize aksi kanıtlar bulabilir ve rahatlama konusunda daha iyi hissedebilirsiniz. Düşüncelerinizi incelerken en olumsuz sonucu hayal edin. Kalp çarpıntısı yaşadığınızda en kötü ihtimalle ne olabilir derinlere iyice inin. En kötü senaryoyu gözünüzde canlandırdığınızda başa çıkmak için bu durumda ne yapabilirsiniz? Bunu araştırın. Olma olasılığının ne derecede olduğunu araştırın. En kötü senaryonun gerçekleştiğini varsayarsak başa çıkmak için geliştirdiğiniz stratejiler kaygı esnasında size bir yol haritası sunabilir bu da sizi rahatlatabilir. Bu egzersizler esnasında fiziksel tepkileri rahatlatmak amacıyla meditasyon ve nefes egzersizi öğrenmeyi deneyebilirsiniz. Bahsetmiş olduğunuz kaygılarınızı anlıyorum. Bu kaygılarla başa çıkmayı öğrenmek zaman ve sabır gerektiren bir süreçtir. Bu konuda tek başınıza İlerlemekte güçlük çekerseniz bir terapistten yardım almaktan çekinmeyin. Umarım cevabım faydalı olmuştur. Sevgiyle kalın ⭐️ Uzm.Psk. Berfin Sönmez

Uzm. Psk. Berfin Kübra Sönmez

Ankara, Türkiye

Hakkımda

Eğitim

Seminerler / Konferanslar (Sertifikalar)

Uzmanlık Alanları

Çalışma Ekolleri

Popüler Yazılar

Hakkımızda

Gizlilik