Strese verilen somatik tepkiler
Merhaba ben küçüklüğümden beri yemek üzerine problemler yaşayan biriyim. Annem anlatır küçükken zorla yemek yedirirlermiş yemek yemezmişim. Sürekli susturulan sessiz sakin asla şımarmamıza tahammülü olmayan bir aileydik her şey oradan oraya eğlenirdi biz kardeşimle sessizce otururduk. Aslında teyzem bir süre çok yaramazlık yaptığımı söyler o günden beri sustun tam sustun der. Yemek konusunda hep seçici açlığımı hissetmeyen biriyim hele ki konu stresli heyecanlı durumlar olsun bir ayrılık veya tartışma zaten hayır diyemeyen her şeye susan kendini savunmakta zorlanan da biriyim hemen stres mideme etki eder öğürürüm sabahları özellikle hemen kusarım hiçbir şey yiyemem böyle olunca midem yanar böyle bir döngüdeyim bir süre işim konuşma üzerineydi ve sürekli öğürüyordum aslında ortada bir şey yoktu hayatım çok yolundaydı bir sene önce 10 senelik ilişkim bitmişti vs. İşten çıkmak zorunda kaldım bu öğürme kusma refleks olmuştu bende. Üniversitede o şehre hiç adapte olamadım yurt hayatını hiç sevemedim kendime yakın kimse bulamadım hep kusuyordum orada daha çok arttı hatta stresten bir gün vüucudum kasılıyordu istemsiz tüm vücudum sabaha kadar titredi kasıldı. Bunlarla başa çıkamıyorum nefes egzersizleri asla iyi gelmiyor altında yatan nedeni bulmama yardımcı olur musunuz terapiye gidemiyorum bütçem yok. Kendimi regüle etmeyi başaramıyorum. YouTube’dan birkaç anda kalma egzersizleri veya bunu yaparsam en kötü ne olur bdt terapileri vs her şeyi okuyup araştırmaya çalışıyorum şu an işsizim konfor alanı oluştu herkes koptum depresyona girdim resmen insanların hayatları adım adım iş bulma evlilik vs ilerlerken ben daha en yakın arkadaş vs bunlarda takılı kaldım kimseye kendimi açamıyorum çünkü herkes arkadan konuşuyor. Kötü bir ilişki yaşadım son 2 senedir onun yasını tutuyorum neredeyse aklımdan atamıyorum cevaplarınız benim için çok değerli teşekkür ederim
Bu soru 30 Haziran 2025 12:23 tarihinde Psikolog İrem Gülsün Zengin tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili Danışanım,
Paylaşımınızdan, hem çocukluktan bu yana gelen yapısal sorunların hem de yetişkinlikte yaşadığınız ilişkisel ve mesleki deneyimlerin zamanla birikerek bedensel tepkilere dönüştüğünü görüyoruz. Bu tür uzun süreli ve karmaşık örüntülerde yalnızca semptomlara değil, bu belirtilerin kökenine de bakmak önemlidir. Yazdıklarınız, hem psikolojik hem de psikosomatik düzeyde destek ihtiyacına işaret ediyor.
Çocukluk döneminde zorla yemek yedirilmek, yalnızca fiziksel değil aynı zamanda duygusal bir müdahaledir. İştahın, açlığın, tokluğun ve sınırların göz ardı edilmesi, bireyin bedenle olan bağını zayıflatabilir. Ailenin şımartmaya, taşkınlığa ya da duygu ifadesine izin vermemesi; sizin zamanla kendinizi ifade etme yollarınızı bastırmanıza neden olmuş olabilir. Teyzenizin “tam sustun” yorumu bu içe çekilmenin dışarıdan fark edilen bir göstergesidir.
Kusma, öğürme, mide yanması gibi belirtiler, psikolojik stresin bedensel düzeydeki yansımaları olabilir. Duyguların bastırılması, yoğun kaygı, kontrol edilemeyen stres gibi durumlar mide-bağırsak sisteminde sıkça belirti verir. Özellikle sabah saatlerinde bu şikayetlerin yoğun olması, kortizol düzeyindeki artışla da ilişkilidir. Bu bir “alışkanlık” değil, bedenin verdiği ciddi bir sinyaldir.
Hayır diyememek, kendini savunamamak, çatışmadan kaçmak gibi örüntüler; sıklıkla çocuklukta bastırılmış bireylerde gelişen baş etme stratejileridir. Bu durum, ilerleyen yaşlarda toksik ilişkilere maruz kalma riskini artırabilir. Belirttiğiniz gibi, vücudun titremesi, kasılmalar yaşamanız, yalnızca “stresliyim” demekle geçiştirilecek belirtiler değildir; duygusal olarak regülasyon kapasitenizin zorlandığını gösterir.
Kendinizi insanlara açamamak, yakın arkadaş ilişkileri kuramamak, güvensizlik hissetmek uzun vadede yalnızlık ve değersizlik hissini artırabilir. Bu yalnızlık duygusu depresif bir tablonun hem sonucu hem de tetikleyicisi olabilir. Sürekli arkadan konuşulacağı düşüncesi, örselenmiş bir güven algısının belirtisidir ve iyileşmesi mümkündür; ancak yalnız başına ilerlemek çoğu zaman yetersiz kalabilir.
Yalnızca YouTube videoları ya da okuma materyalleriyle kendi başına ilerlemek, belirli bir noktaya kadar yardımcı olabilir. Ancak bu ölçekte yoğun belirtiler için profesyonel destek önerilir. Maddi nedenlerle terapiye ulaşamamak, elbette önemli bir engeldir. Ancak şunu hatırlatmakta fayda var: Birçok psikolog, psikolojik danışman veya klinik psikoloji öğrencisi belirli kontenjanlarla ücretsiz ya da sembolik ücretle bireylere destek sunmaktadır. Üniversitelerin psikolojik danışma merkezleri, belediyelerin ruh sağlığı hizmetleri, meslek odalarına bağlı dayanışma ağları bu anlamda takip edilebilir. Benzer şekilde, bazı terapistler doğrudan sosyal medya hesaplarından da bu tür kontenjanlarını duyurmaktadır. Bu nedenle, sizin için erişilebilir kaynakları araştırmak, süreci daha işlevsel hale getirebilir.
Öncelikle, yaşadığınız belirtileri küçümsememek gerekir. "Ben böyleyim" diyerek kabullenmek değil, bu belirtilerin size ne anlatmak istediğine bakmak gereklidir. Regülasyon becerilerini artırmaya yönelik yapılandırılmış çalışmalarla, ilişki örüntülerini anlamaya ve değiştirmeye dönük bir psikoterapi süreciyle ilerlemek mümkün olabilir. Şu an işsiz olduğunuzu ve konfor alanınızın daraldığını belirtiyorsunuz; ancak bu noktada küçük, sürdürülebilir adımlar atmak –örneğin günde belirli bir saatte açık havada yürüyüş yapmak, yazı yazmak, belirli kişilerle temasa geçmek gibi– hem bedeni hem zihni harekete geçirir.
Son olarak, duygularınızı açık ve bütünlüklü bir şekilde ifade etmeniz oldukça kıymetlidir. Bu, süreci başlatmak için önemli bir adımdır. Eğer isterseniz, size belirli teknikler, çalışma yolları ya da başvurabileceğiniz ücretsiz kurumlar hakkında da bilgi verebilirim. Başka bir soru oluşturmaktan çekinmeyin.
Sevgilerimle💛
Psikolog İrem Gülsün Zengin