Stres’i nasıl giderebilirim?
Hep stres içindeyim. Aynı zaman da saç dökülmesi ve tırnak yeme var. Nasıl giderebileceğim bilmiyorum. Ve etrafıma baktığımda resmen kimse stresli değil ve mutsuz değil. Ve benim hiç arkadaşım yok kimse beni istemiyor! Herkesin arkadaşı var ama benim neden yok. Hem birileri hep benim dedikodumu yapıyor ve bütün okula yalan ya da gerçek şeyler paylaşıyorlar. 3 kişiler. Ve herkesin arkadaşı varken benim arkadaşım yok. Herkes benden uzaklaştı ve ben bu duruma çok üzülüyorum. Ben normalde 12 yaşındayım,7. sınıfa gidiyorum. Bütün gün tek başıma geçiriyorum. Eve geçince bile tek başımayım. Annem ve iki kız kardeşim var. Birisi 11 yaşında diğeri 6 yaşında. Babamla annem boşandı. Babam G.Antep’te ben,annem,11 yaşında ki kardeşim ve 6 yaşında kardeşim İstanbul’a taşımdık. (Biz (11 yaşındaki kardeşim,6 yaşında ki kardeşim ve ben G.Antep’te doğduk ve annem de gelin olarak G.Antep’e gitti) annem 11 yaşında ki kardeşim,6 yaşında ki kardeşim, annem ve ben G.Antep’te 5 aile idik) (11 yaşındaki kardeşimin adı Rana 6 yaşında ki ise Ela idi) babam,annem,Rana ve Ela hep bana “çok kilo almışsın,kilo vermeyi düşünüyor musun,kilo ver, kilolu, eskiden çok zayıftın” diyorlar. Ve ben veganım. Ailesinde bu şeyler söylemesinden bıktım. Ben kendi kilomda memnunum. Tamam yaşıma göre kilom kötü (60 falan kilo vermişim 1 saat önce kiloma baktım kilo vermişim bi 59.9 falandı 3-4 ay önce baktığımda 63 kilo idim). Kilo almamın sebebi şu; bir kaç ay önce ya da 1 yıl önce babamın yanına Antep’e gitmiştim kardeşlerimle birlikte (bu arada babam evli,evlendi başka biri ile). Ayrı odam vardı ve babam abur cubur almıştı ve fovori abur cuburum Browni İntense vebabam ondan 1 paket almıştı. Başka abur cuburlarda vardı işte. Sonra onları durmaksızın onları çok yemiştim ve olanlar ondan sonra olmuştu. Sonra kilo almıştım tartıya falan çıkıyordum ve çok fazla kilo almıştım. 53 kilo idim ama 56-58’lere çıkmıştım. Bunun için çok pişmanım. Keşke kendimi tutsaydım da ailemin bu şeyler söylemeseydi.
Bu soru 10 Kasım 2025 22:02 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Gül buket Mınak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
Yazdıklarınızı okurken, sanki kocaman bir yükü hem omuzlarınızda hem de içinizde taşıyormuşsunuz gibi hissettim. Bir yandan okulda olanlarla mücadele ederken, öte yandan evde hem kardeşlerinizle hem de anne ve babanızın söyledikleriyle uğraşmanız kolay olmasa gerek. Yaşınız ve yaşadığınız ortamı düşündüğümde, böyle yoğun duygular hissetmenizin gerçekten çok anlamlı ve bir o kadar yorucu olduğunu tahmin edebiliyorum.
İstanbul’a taşınmanın sadece şehir değiştirmekten ibaret olmadığını biliyorum; arkadaş çevresi, okul, mahalle, alışkanlıklar hepsi değişiyor. Alıştığınız düzenin bozulması, babanızın başka biriyle evlenmesi, bir sürü yeni şeye uyum sağlamaya çalışmak… Bence bu kadar kısa sürede, bu kadar çok değişikliğe bir anda ayak uydurmaya çalışmak, fazlasıyla zorlayıcı olabilir. Ve burada bir türlü rahatlayacak bir alan bulamıyormuşsunuz gibi...
Okuldaki dedikodular, arkadaşsız geçirdiğiniz günler, eve geldiğinizde kimseyle içten konuşamamak...Bunlar tek başına bile insanı zor durumda bırakabilir. Hele ki çevrenizde herkesin bir arkadaşı var gibi görünüyor; bazen etraftaki kalabalıklar kendi yalnızlığınızı daha da vurgulayabiliyor. İçinizde sıkışan bu duygular, saç dökülmesi ya da tırnak yeme gibi bedeninize de yansıma yolu bulmuş olabilir. Stresin bedende böyle izler bırakmasını çoğu zaman gözden kaçırıyoruz, oysa aslında vücudunuz ‘benim de desteğe ihtiyacım var’ diye sesleniyor olabilir.
Ailenizin dış görünüşünüzle ilgili söyledikleri de kolayca unutulacak sözler değil… Sanki dışarıdan sürekli gözlemleniyor ve eleştiriliyormuşsunuz gibi hissettirebilir. Kendi bedeninizi ve seçimlerinizi sahiplenmek isterken, sevdiklerinizden gelen yorumlar çok incitici olabiliyor. Kilo değişimlerinin ya da yeme alışkanlıklarınızın altında yatan nedenleri başka yönlerden de düşünmeye başlayabilirsiniz: Özellikle yalnızlık, stres, üzüntü ya da eve kapanmak gibi durumlarda insanlar yemekle de duygularını dengelemeye çalışabiliyor. Burada suçlanacak ya da pişman olması gereken biri yok aslında, sadece baş etmeye çalıştığınız bir sürü duygu var.
Belki şöyle bir şey denemeyi isteyebilirsiniz: Her gün 5-10 dakika, sakin bir ortamda, kafanızdan geçenleri küçük bir deftere yazmak.“Bugün canımı en çok ne sıktı?”, “Şu an neye ihtiyacım var?” gibi soruları kendinize sorabilirsiniz. Yazmak, kafanızdaki düşünceleri dışarı çıkarmanın iyi bir yolu olabilir. Ayrıca, bazı günler ‘iyi hissetmek için neye ihtiyacım var?’ diye sorup, minik bir şey bile yapsanız—bir şarkı dinlemek, minik bir yürüyüş, küçük bir resim çizmek—buna hakkınız olduğunu unutmayın. 🌿
Sadece içinizden geçenleri paylaşmak bile önemli bir adım. Belki başlamak zor görünüyor ama atılan en küçük adım bile zamanla büyük bir fark yaratabilir.
Eğer isterseniz bana yazmaya devam edebilirsiniz; birlikte düşünmek, bazen yeni yollar bulmak için iyi bir başlangıç oluşturabiliyor. Şu sıralar en zorunu yapıyorsunuz: İçinizdekini paylaşmak. Kendinize karşı nazik olmaya çalışın. Ve belki de bu yazdıklarınızı paylaşabilmek—bütün o yalnızlığın içinde—küçük de olsa bir güç göstergesi olabilir.
Profilimden bana ulaşabilirsiniz psikoterapi için🙏🏻