Sürekli geçmişe veya geleceğe odaklanmak ve anı kaçırmak
Hayatı boyunca hep bulunduğu evi aynı ortamda yaşadığı insanları çevresindeki herşeyden şikayet eden şikayetci biri değilim tam tersine herseyi hemen kabullenen biriydim önceden ama kendimi tanımaya başlayınca biraz psikolojiyle ilgilenince bana etrafımdaki hersey o kadar zarar veriyormus ki onun farkına vardım ve uzaklaşmaya karar verdim ama aileden uzaklasamiyor insan herseyi saklayabilirim kaçabilirim ama uzaklaşmak olmuyor ev dediğin konfor alanındir rahat huzurlu hissettiğin bir yer olmalı ama benim evim yok öyle bir yerim yok bi kedim var o evim olabilir onun dışında yok bi evim aile de tüm kötülüklerin iyi niyetle yapıldığı yerdir bence o yüzden ya geçmişte bana zarar veren şeyleri düşünerek ya da gelecekte istediğim Bi hayatı hayal etmekle mahvediyorum anımı aslinda çoğu insanın olmak istediği yaştayım ama kafa olarak değilim çoğu kişi yaşıma göre çoğu şeyin fazla farkında olduğumu söyler bu bazen zarar da veriyor psikolojiyle ilgilenmeyi bırakmamı söylüyorlar ama ben o bölümü okumak istiyorum sormak istediğim şey ben nasıl bu anıma odaklanabilirim geçmişi nasıl affedip geleceğe adım atmak için bu ana odaklanırım?
Bu soru 18 Ocak 2025 13:37 tarihinde Psikolog Fatma Gizem Bitgen tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar sevgili danışan,
Öncelikle kendinizi dürüstlükle ifade ettiğiniz için sizi tebrik ediyor, geleceğiniz için attığınız bu adımın çok değerli olduğunu belirtmek istiyorum.
Paylaştıklarınızdan geçmişinizde olumsuz deneyimler yaşadığınızı, bunu psikoloji alanıyla ilgili okumalar yaptıkça fark ettiğinizi ve geçmişi affedip gelecek için sağlam adımlar atmak adına şu ana nasıl odaklanabilirim düşüncesinde olduğunuzu anlıyorum.
Geçmişi affedip geleceğe sağlam adımlarla ilerlemeniz, şu ana odaklanmanız için neler yapabilirsiniz birlikte bakalım.
Geçmişi affetmenin ilk yolu kabullenmektir sevgili danışan, gerçek bir kabullenmedir. Bu düşünce kalıbı "Evet geçmişte bunları yaşadım, belli yaralar aldım ama şu anda buradayım." bilincinin kabullenilmesidir.
İkinci adım kabullenmeyle birlikte gelen değişimdir. Geçmişte yaşadıklarınız sık sık zihninizde dönüyor olabilir ancak geçmişte bu yaşananların oyuncusuydunuz, şimdi ise izleyicisisiniz. Bunu fark ettiğinizde artık kontrolün şu anki sizde olduğunu anlayacaksınız.
Geçmişte size olumsuz deneyimler yaşatanlarla yüzleşmek çözüm alabilir ancak karşıdaki kişi bunu kabul etmeyebilir. Bunun yerine zihninizde düşüncelerden kurtulmak için bu kişiyi zihninizde siz affedebilirsiniz. Bahsettiğim şey bu kişinin size tekrar zarar verme yetkisini ona vermek değil, kendi içinizde onun da kendi içinde bildikleri vardı, davranışları bana özel değildi gibi bir düşünce kalıbıyla yaşananların yükünden kurtulmak.
Yaşadıklarınızı güvendiğiniz biriyle paylaşmak da faydalı olabilir. Bu sayede belki sizinle benzer deneyimlere sahip kişileri tanıyabilirsiniz ya da farklı bakış açıları kazanabilirsiniz.
Bir diğer söylemek istediğim şey ise eğer geçmişte yaşadıklarınıza, size bu olumsuz deneyimleri yaşatanlara karşı öfkeliyseniz öfkenizin ardındaki duygunuzu fark etmeniz olacak. Öfke ikincil bir duygudur sevgili danışan. Bir şeye öfkelendiğimizde aslında öfkemiz bize karşılanmamış bir ihtiyacımızın olduğuna dair veya görülmemiş bir duygumuzun olduğuna dair uyarı verir. Bu sebeple bu duyguyu fark etmeniz de geçmişi affetmeniz adına yardımcı olabilir.
Yarası, acısı olmayan, kırılmamış hiç kimse yoktur sevgili danışan ve insan kırıldığı yerden güçlenir. Bu noktada size Japonların kırılan bir şeyi tamir etme sanatından bahsedeceğim.
Kintsugi: Bu sanatta kırılan nesneler objeler eskisinden çok daha güzel olması amacıyla altın tozuyla tekrar birleştiriliyor ve değerine değer katıyorlar. Nesne ve objeleri bu haliyle kullanmaya devam ediyorlar.
Gelecek için hayal ettiğiniz bir hayat olduğundan bahsetmişsiniz. Geçmişin yüklerinden kurtulduğunuz noktada gelecekte hayal ettiğiniz bu hayat için göstereceğiniz emekten şüphem yok.
Umarım cevabım faydalı olmuştur.
Değerlendirilmesini istediklerinizi veya aklınıza takılanları bizlere her zaman sorabilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim.
Psikolog Fatma Gizem Bitgen
