Terapi almalı mıyım?
Terapi almayı düşünüyorum ama gittiğimde şikayetin ne sorusuna cevap verebileceğimi düşünmüyorum, genel olarak da terapide çok konuşkan birisi değilim elimde olmadan yargılanmaktan çok korkuyorum (bu da bir şikayet aslında). Son zamanlarda da kişisel gelişimimi daha iyi bir seviyeye taşımak adına uzman desteğine ihtiyaç duyuyorum, gündelik olaylar üzerinden nerede nasıl davranmam gerektiği ve duygularımı nasıl kontrol edebileceğimi öğrenmek istiyorum fakat bunun için terapiye gitmeli miyim emin olamıyorum (yine terapist tarafından bunun için mi geldin denilerek yargılanacağımı düşünüyorum).
Bu soru 6 Haziran 2025 13:26 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Öncelikle bu kadar içten ve dürüst bir şekilde duygularını ifade ettiğin için seni tebrik ederim. “Terapi almalı mıyım?” sorusu aslında yüzeyde bir tereddüt gibi görünse de altında çok daha derin bir içsel sorgulama barındırır. Yargılanma korkusunu taşıyan, ne söyleyeceğini bilmeyen ama aynı zamanda değişime açık biri olarak bu satırları yazman, senin kendi iyiliğin için bir adım atmaya hazır olduğunu gösteriyor. Asıl mesele şu: Terapide her zaman konuşacak ‘mükemmel’ bir şikâyetle gitmek gerekmez. Bazen sadece “konuşamıyorum”, “kafam karışık”, “hiçbir şey net değil” demek bile sürecin başlangıcı olabilir. Senin de dediğin gibi “yargılanmaktan korkuyorum” cümlesi bile başlı başına bir şikâyettir, bir ihtiyaçtır, bir iç görü göstergesidir.
Terapiye başlamak, çoğu zaman kendimizde belirgin bir sorun gördüğümüz için değil; anlamlandıramadığımız, içinden çıkamadığımız ya da yalnız taşıyamadığımız duygular birikmeye başladığı için olur. Bazı insanlar depresyon, panik atak, travma gibi klinik bir problemle gelirken; bazıları da sadece “daha iyi hissetmek, kendini tanımak, sağlıklı ilişkiler kurmak, neyi neden yaptığını keşfetmek” amacıyla gelir. Bu ikinci grup da en az diğerleri kadar terapiye ihtiyaç duyar. Çünkü hayat sadece kriz anlarında değil, rutin içinde de zorluklar çıkarır ve bu zorluklara sağlıklı tepkiler verebilmek bir beceridir. Senin yaşadığın da tam olarak bu: Gündelik olaylarda nasıl davranman gerektiğini, hangi duygunu nasıl yöneteceğini anlamaya çalışıyor ve bu konuda destek arıyorsun. Bu oldukça saygı duyulacak bir farkındalık düzeyidir.
Terapide çok konuşkan biri olmamandan korkuyorsun, bu da çok doğal. Aslında terapistler, kişinin ne kadar konuştuğundan çok ne anlattığına ve nasıl anlattığına odaklanır. Sessizlik bazen en kıymetli malzemedir çünkü o sessizlikte neyin yaşandığını keşfetmek, terapötik sürecin tam merkezindedir. Terapistinin amacı seni konuşturmak değil, senin hazır olduğun anda senin yanında durabilmektir. Sessizliğe eşlik edebilen, seni yargılamadan dinleyebilen bir terapist; senin duygularına şefkatle yaklaşacak ve kendi iç dünyana güvenli bir ayna tutacaktır. O yüzden, “konuşamıyorum” diye düşünmek yerine, “sessizliğimle de anlaşılabilir miyim?” sorusunu kendine sorman daha anlamlı olabilir.
Terapide yargılanacağın korkusu da çok tanıdık ve yaygın bir kaygıdır. Bu duygunun altında genellikle geçmiş deneyimlerde yargılanmış olma, kendini ifade ederken değersizleştirilme ya da kırılgan hissettiğinde duygu ve düşüncelerinin geçersiz sayılması gibi yaşantılar yatar. Belki de senin “içten gelen halinle kabul görme” ihtiyacın yeterince karşılanmamış olabilir. Bu noktada iyi bir terapist, senin bu kırılganlığını en az senin kadar önemseyen biridir. Terapist senin arkadaşın ya da yakınların değildir ama seni yargılamadan dinleyen, sana profesyonel bir güven ortamı sunan, senin hikâyene saygı duyan kişidir. Sen sadece olduğun halinle kabul görmek istiyorsun ve terapi de tam olarak bunu sunabilir.
Belki hayatında çok fazla “doğru davranma” baskısı hissediyorsun. Ne yapmalıyım, nasıl davranmalıyım, nasıl hissetmeliyim gibi sorularla zihnin sürekli meşgul olabilir. Bu da zamanla “iç rehberini” zayıflatabilir. Terapi bu noktada yeniden iç sesini duyman, kararlarını dış beklentilerden ziyade kendi ihtiyaçlarına göre vermen için bir yolculuk sunar. Terapide her şeyin cevabı terapistte değil; aslında senin içindedir ve terapist bu cevaba ulaşman için bir yoldaş olur. Bu süreçte hem kendini daha iyi tanıyabilir hem de hayatına yön veren örüntüleri (tekrarlayan ilişkiler, düşünce kalıpları, bastırılmış duygular vs.) anlamlandırabilirsin.
Ayrıca unutmadan şunu da söylemeliyim: Terapide konuşulan hiçbir şey için “bunun için mi geldin?” gibi bir yargı olmaz. Çünkü her bireyin terapiye geliş nedeni kendine özeldir. Kimisi kaygı bozukluğu ile gelir, kimisi annesiyle yaşadığı çatışmalar için, kimisi de “kendimi tanımak istiyorum” diyerek gelir. Bu fark etmez. Önemli olan, senin hayatına yük olan durumların ne olduğuna birlikte bakabilmek. Ve sen zaten çok güzel bir başlangıç yapmışsın bile: Kendinle ilgili gelişmek istiyorsun, daha iyi bir benliğe ulaşmak istiyorsun, duygularını yönetmeyi öğrenmek istiyorsun. Bunların hepsi çok değerli şikâyetlerdir ve terapiye başlamak için yeterlidir.
Terapiye başlamak için ‘dibe vurmak’, ‘ağır bir travma yaşamak’, ‘kendi başına çözemeyecek kadar zorlanmak’ gerekmez. Terapi, yaşamın her evresinde içsel gelişimi desteklemek için var olan bir destek sistemidir. Kimi zaman yol haritanı çizmek, kimi zaman iç sesini güçlendirmek, kimi zamansa kendi değerini yeniden hatırlamak için kullanılır. Senin şu anda “daha iyi bir ben olma arzun”, terapi sürecini başlatmak için oldukça güçlü bir temeldir.
Tüm bunların yanında şunu da hatırlatmak isterim: Terapide susmak, düşünmek, zaman zaman ağlamak ya da bazen sadece oturmak bile bir iletişim biçimidir. Bu yüzden “ne diyeceğimi bilmiyorum” duygusuyla terapiye gitmekten vazgeçme. Asıl konuşulması gereken şey, işte o “konuşamıyorum” dediğin yerde başlar. Terapiye başladığında terapistinin yönlendirmesiyle kendini daha rahat ifade etmeye başlayacağını da zamanla göreceksin.
Sonuç olarak sevgili danışan, senin terapiye ihtiyacın olup olmadığını en iyi sen bilirsin. Fakat bu kadar farkındalıkla yazdığın bu soru, zaten terapiden en çok fayda sağlayabilecek yapıda biri olduğunu gösteriyor. Kendini daha iyi tanımak, iç dünyana daha şefkatli yaklaşmak ve duygularını yönetebilmek için bir uzman desteği almayı düşünmen son derece anlamlı bir adımdır. Bu süreçte konuşmakta zorlanman, yargılanmaktan korkman, nereye varacağını bilmeden başlaman hepsi çok anlaşılır. Zaten terapi tam da böyle başlar: Belirsizlikten, soru işaretlerinden ve kırılganlıktan… Ama zamanla bu soru işaretleri yerini anlayışa, içgörüye ve dengeye bırakır.
Sen de istersen bu yolculuğa küçük ama kararlı bir adımla başlayabilirsin. Unutma: Terapi, eksik olduğun için değil; gelişmek istediğin için başvurulan bir destektir. İçinde kendine dair taşıdığın tüm soruların cevabı, yavaş yavaş açılacak olan bu içsel yolculukta seni bekliyor olabilir.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları yeni bir soru oluşturarak sorabilirsin.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel
Teşekkür ederim, çok kapsamlı ve güzel yorumlanmış bir cevaptı.
Yorumlar
Psk. Betül Canbel
Merhaba Sevgili Danışan, Rica ederim. Geri dönüşleriniz için ben de teşekkür ederim. Yeniden bir sorunuz olursa buradayız. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. İyi bayramlar dilerim. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel
9 Haziran 2025 11:54