Travmalarımızdan nasıl kurtuluruz
geçmişte yaşadğım sevgisizlik ilgisizlik yok sayılmalardan dolayı bugün hiç bir ilişkimi yürütemiyorum ne inancım kaldı ne de güvenim sevmek ve sevilmek istiyorum ama her zaman yarım kalıyor. Bana bunları yaşatan aileme karşı öfkem geçmiyor normalde sakin biri olmama rağmen öfke patlaması yaşıyorum. Ya da kendime karşı bir öfkem var hiç bir şeyi başaramıyorum diye kurduğum her ilişkiler yaptığım herşey eksik ve yarım kalmış
Bu soru 23 Ekim 2025 20:52 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Merve Akdikmen tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
Anlattıklarınızda hem derin bir yorgunluk hem de çok uzun süredir bastırılmış bir acı hissediliyor. Sevilmemenin, yok sayılmanın, değer görmemenin bıraktığı izler kolay silinmiyor. İnsan çocukken sevgi ve ilgiye en çok ihtiyaç duyduğu dönemde bunlardan mahrum kalınca, yetişkin olduğunda da güvenmek, sevmek, sevilmeye izin vermek çok zor hale gelebiliyor.
Aileden gelen sevgisizlik ya da ilgisizlik, özellikle de çocuklukta, insanın dünyayla kurduğu tüm bağlantının temelini etkiliyor. Belki de bir yanınız, en temel ihtiyaçlarınız bir türlü onaylanmadığı için, yetişkinlikte de sevmek, güvenmek, bağlanmak istediğinizde o eski “yok sayılmışlık” duyguları yeniden canlanıyor olabilir. İlişkilerdeki ‘yarım kalmışlık’ hissisanki bir döngü gibi kendini tekrar ediyor; insan bu durumu kendine kızmak ya da öfkelenmek için bile kullanabiliyor. Bazen “Ne yapsam olmuyor, kimse gerçekten anlamıyor beni, ben de galiba kimseyi mutlu edemiyorum” düşüncesi sarmal halini alıyor.
Aslında bugün yaşadığınız “ilişkiyi sürdürememe” hali bir eksiklik değil; geçmişte maruz kaldığınız duygusal ihmalin bir yansıması. Bedeniniz ve zihniniz hâlâ “ya yine olmazsa, ya yine yarım kalırsa?” endişesiyle kendini korumaya çalışıyor olabilir. Bu da sizi hem ilişkilerde geri çekerken hem de içten içe öfkelendiren bir döngü yaratıyor.
Ailenize karşı hissettiğin öfke de anlaşılır; çünkü içinizde çocuk hâlâ “neden bana bunu yaptınız?” diye soruyor. Bu öfkenin altında aslında görülme ve sevilme isteği yatıyor. Bazen bu öfke bize zarar verir hale geldiğinde, artık geçmişi onarma değil, kendini iyileştirme zamanı gelmiştir.
Belki burada üzerinde düşünülmesi gereken bir konu da şu olabilir: Kendinize karşı bu kadar sert olmak; eksik ya da başarısız gördüğünüz her noktada hemen cezalandırmak. Kendi kendinize, “Keşke şunu yaşamasaydım… Ya da şöyle bir ailem olsaydı kesin daha sağlam biri olurdum” dediğiniz oluyor mu? Çünkü insan, hayatın başından beri en çok sevilmek ve görülmek isterken, bir şekilde bunu göremediğinde önce öfkesini dışa, sonra da içe yöneltebiliyor. Bu öfke zaman zaman eşiğe dayanır, patlamalar halinde dışarı çıkar. Belki normalde sakin görünüyorsunuz ama içinizde kopan fırtınaları, eskiye dair öfkeleri yıllardır sakladığınız için bir noktada taşmalar yaşanıyor olabilir.
Bazen de şöyle düşünülebilir: Geçmişteki yaraların izleri tamamen silinmese de, bugün o izlerle yol almak mümkün mü? Belki de ilişki kurarken, otomatik olarak kendinizi korumaya alıyorsunuz. Güvenmek istiyorsunuz ama bir yanınız, "Yine yarım kalacak" diye sürekli tetikte bekliyor olabilir. Böyle refleksler suç değil, bir tür hayatta kalma biçimi… Yeterince güvenli hissetmediğiniz her an, eski yaraları tekrar tekrar açabiliyor.
Bu döngüyü anlamak için kısa bir egzersiz önerebilirim: Her gün birkaç dakikaınızı, size iyi gelen bir şey yaparak, sırf kendiniz için bir köşe yaratmaya ayırın. Belki sessiz bir kahve içmek, sevdiğiniz bir kısa filmi izlemek, ya da sadece müzik dinlemek… O anda “Bunu şu anda kendim için, kendi ihtiyacım için yapıyorum,” diyerek küçük bir farkındalıkla başlamak… Zor gibi görünebilir, ama kendinize ufak ufak değer vermeye başladıkça, başkalarının ver(e)mediği sevgiyi kendinize sunmak mümkün olabilir.
Şu anda yaptığınız en önemli şey, bunları fark ediyor olmak. Bundan sonrası, bu duygularla güvenli bir alanda yüzleşmek, geçmişte yarım kalmış sevgi ihtiyacınızı yavaş yavaş kendinize vermekle mümkün olabilir. Bunun nasıl yapacağınızı bilemediğiniz ya da zorlandığınız noktada profesyonel bir destek almanızı, kendi terapi sürecinizden geçmenizi öneririm. Özellikle şema terapi ekolüyle ilerlemek sizin için çok faydalı olacaktır. Eğer birlikte ilerlemeyi isterseniz bir seans planlayabiliriz.
Sevgiler ☘️