travmayı nasıl atlatırım?
Bundan yaklaşık 3-4 ay önce abim, gece saat 12 sularında fazla doz maddeden dolayı bir nöbet geçirdi. Epilepsi krizi gibiydi fakat maddeden dolayı olduğu doktor tarafından kabul edildi. O gün onu kurtaran bendim. O gece uyusaydım, muhtemelen abim şu an ölmüştü ve bunu düşünmek bana çok acı veriyor. Abimin görüntülerini düşündükçe stres basıyor; uyuyamıyorum, mantıklı düşünemiyorum. Abim dışarı çıkıp eve geldiği zaman, o uyuyana kadar ne kadar uykum olursa olsun direniyorum. Çünkü sanki dışarıda tekrar bunu kullanıp evde kriz geçirecekmiş gibi hissediyorum. O seslerini, görüntülerini beynimden atamıyorum. Sanki onu kurtarmanın görevi bendeymiş gibi, sanki ben uyuduğum an o kriz geçirmeye başlayacakmış gibi. O dışarıdan akşam eve geldiğinde bile duşa giremiyorum, ya ona bir şey olursa da duyamazsam, kurtaramazsam diye. Yine böyle bir şey yaşanmayacağını biliyorum ama beynim sürekli o ana gidiyor; o geceye, o görüntülere, o seslere bağlı yaşıyorum. Bunu nasıl atlatacağımı bilmiyorum. Artık hayatımı gerçekten çok derinden etkilemeye başladı. Annemler bile bu kadar stres yapmazken, benim bu şekilde deliriyor olmam bana çok yorucu geliyor. Onu kurtarmak benim görevim değil ama yine de öyle gibi hissediyorum.
Bu soru 23 Ağustos 2025 02:28 tarihinde Psikolog Merve Tel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
Yaşadığınız durumun Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ile çok benzer olduğunu fark etmeniz aslında çok kıymetli bir içgörü. Yaşadığınız şeyin adını koyabilmek, iyileşme sürecinde önemli bir ilk adımdır. O gece abinizin krizi sırasında yaşadığınız yoğun korku, çaresizlik ve sorumluluk duygusu, beyniniz tarafından 'hayati bir tehlike anı' olarak kaydedilmiş. Bu yüzden bugün hala tetikte olma, tekrar yaşanacakmış gibi düşünme, uykudan feragat etme, seslere aşırı duyarlı olma gibi belirtiler yaşıyorsunuz.
Bunların hepsi aslında beynin travmaya verdiği doğal tepkiler. Yaşadığınız tetikte olma hali, beyninizin 'bir daha aynı şey olursa hazırlıksız yakalanmayayım' çabası. Bu görüntü ve seslerin sürekli zihninize dolması, travmatik deneyimin beyniniz tarafından normal bir hatıra gibi işlenememesiyle ilişkili. Yani aslında bedeniniz ve zihniniz sizi korumaya çalışıyor; fakat bu koruma hali artık günlük yaşamınızı zorlaştırıyor.
Bu noktada şunu bilmek önemli: Yaşadığınız belirtiler, yaşanan olayın ağırlığını gösteriyor. Bu kadar sarsıcı bir deneyimden sonra zihnin ve bedenin böyle tepki vermesi oldukça anlaşılır bir durum. Yaşadığınız bu tepkilerin kalıcı olmak zorunda olmadığını bilmek de önemli; doğru destekle zamanla hafifleyebilir.
Sürekli 'onu koruma görevi bende' gibi hissetmeniz de travmatik deneyimin bir uzantısı. Çünkü o gece gerçekten de hayati bir rol oynadınız. Fakat bugün hala beyniniz o anki görevi bırakmıyor, sizi sürekli alarmda tutuyor. Oysa abinizin sorumluluğu tamamen sizin omuzlarınızda değil. Siz elinizden geleni yaptınız. Artık yapmanız gereken, kendi yaşamınızı da korumak.
Bu süreçte profesyonel destek almanız çok değerli olur. Travma üzerine çalışan bir terapistle görüşmek, bu anıları sağlıklı şekilde işlemenize ve beyninizin sürekli 'o geceye' dönmesini durdurmasına yardımcı olur. Özellikle EMDR, bilişsel-davranışçı terapiler veya travma odaklı yaklaşımlar bu alanda oldukça etkili.
Unutmayın, travma sonrası yaşadığınız bu zorluklar, tek başına geçmesini beklemek yerine profesyonel destekle çok daha kolay aşılabilir. Doğru destekle birlikte zihninizin sürekli o geceye dönmesini durdurabilir, yeniden huzurlu bir şekilde uyuyabilir ve hayatınızı geri kazanabilirsiniz. Bu yükü tek başınıza taşımak zorunda değilsiniz.