Tükendiğimi hissediyorum
Merhaba Yaklaşık 3 senedir yaşadığım zorlukların üstesinden gelemiyorum daha önce de çok iyi değildim ama hayata karşı inancım vardı en azından kaygı bozukluğu yaşıyordum önceden mide bulantısı öğürme bu lisede sınıfta kalmamla başladı annem o dönem beni çok bunaltıyordu. Herkes üniversite kazanıyor sen bir şey yapamıyorsun diyordu annem çalışıyordu babam çalışmadığı için benim de durumum böyle olunca bütün stresini benden çıkarıyordu başladı yine öğürmeye diyordu iyice benim üzerime geliyordu. Asla sevgisini gösteren biri değildi sürekli bir eleştiri hep onun istediği tavırlar içinde olmamı istedi. Başarısızlık konusuna tahammülü yoktu. Sadece çalışan söylenen bir anneydi. Annemin benim hayatımda çalışmaktan başka bir yeri yoktu. Hep işe gidip gelen surat asan azarlayan babamı eleştiren biriydi. Mutlu olsak bile bir mutsuzluk bulur o günü mutlaka temizlik yaparak söylenerek geçirirdi. Biz hiç gezmeyi eğlenmeyi annemin arkadaşları olur mu bunları bilemedik. Annem ameliyat olduktan sonra daha sakinledi ama tekrar başladı. Onun her şeye hayat bitti gibi bakması sürekli üzerime gelmesi beni kaygılı depresif mutsuz biri yaptı. Babam bel ağrısından dolayı çalışmadı uzun yıllar ben üniversitede kimseden para istemedim olduğum şehri sevmedim sürekli eve gittim geldik kusarak öğürerek bitirdim okulu. Eğer bırakırsam eve dönersem orası benim için psikolojik bir cehennem olacaktı. Her gün konuşacak beni işe yaramaz paçavra gibi hissettirecekti. Onun için hep dışardaki insanlar iyidi. Ama ben hep kötüydüm çünkü hep doğruları söylerdim. O annemdir demezdim ben de onun gibi yüzüne vururdum son zamanlarda bunu çok yaptım. Ona benzedim sonunda. Yıllarca babam çalışmadı diye onu bize eleştirdi ağladı zırladı ama asla boşanmadı. Şimdi babam 2 sene çalıştı sonunda hasta oldu hastanede yatıyor. Beni babama düşman etti resmen içim hep babama karşı soğuktu senelerce ne babama sarıldım ne yakınlaştım bilmiyorum babamda çok öyle biri değildi neşeliydi ama belki de çocukluktan gelen bir şey bu ama hep babama soğuk davrandım. Şimdi anneme o kadar öfkeliyim ki. Kaygı bozukluğum yüzünden işten çıktım öğürüp midem yanıyordu çünkü. 5 senedir bu durum böyle içinden çıkmaya çalıştıkça battım. Bir ilişki yaşadım o da eski ilişkisini unutamamıştı ben de travma bıraktı resmen. Hayatıma devam edemedim. Yakın arkadaşım dediğim insan sürekli negatifsin diyerek uzaklaştı benden. Ben bu hayatı anlamıyorum bunca şeye rağmen ben herkesin yanında oldum kimse için böyle ince hesaplara girmedim ama insanlar hep ilk beni gözden çıkardılar. Annem bile hep kardeşim para kazwnıuor onun işine yarıyor diyr hep onu övüyor bir şey oluyor senin derdin kardeşinle diyor. Sanki ben onu kıskanıyorum bunu söylemeye çalışıyor resmen. Evde beni insan yerine koyan yok. Tek başıma oturuyorum öyle. Ben çok mu mutluyum bu durumdan bunu yaşadığımı bile bile üzerime geliyor. Kardeşimin erkek arkadaşı sürekli bize gelip gidiyor ben artık bu durumdan rahatsız olmaya başladım ama beni asla savunmuyor hep onun için başkaları önemli haklı. Çünkü onlar onun işine yarayacak şeyler yapıyor. Çalışan herkes onlar için çok iyi bir ben sığamadım şu dünyaya. Elimde olsa asla durmam bu evde. 10 senelik bir ilişkim vardı mezun oldum sınava hazırlandığım sene beni aldattı. Daha sonra o kişiyle tanıştım eski ilişkisinden kalan mesajları fotoğraflar duruyordu. Ben onun için kıyafetlerimden fedakarlık yaptım ama olmadı. Bunlarla devam eden bir süreçti. Ama ne istediğim gibi bir iş buluyorum ne hayatın içinde isteğim ortamlarda olabiliyorum. Hep bir darbe yiyiyorum. Kırık cam teorisi gibi herkes gördüğü yerden ediyor beni. Bana sürekli akıl verir gibi babam da rahatsızlanınca erkek arkadaşı çalışman lazım senin abla diyor. Bu hadsizliğe gelecek boyuta ulaştılar bunun sebebi annem. Hep kardeşime her konuda iyi yüzünü gösteriyor onun erkek arkadaşı da annemi arabayla bırakıp geliyor. Her şeyi onlara yaptırıyor ben işe yaramaz bir insan olduğum için değerim yok. İnsanlar da bana istediğini söylüyor. Çünkü görüyorlar aile içine girince bana davranışları farklı başkalarına farklı. Ben insanlardan kaçıyorum artık. Dışarı bile çıkmıyorum. Son 2 senedir hayata çok küskünüm. Önceden dediğim gibi en azından bir inancım vardı sınavlara hazırlanırdım. O da olmadı. Bu hayatta neyi tuttuysam elimde kalıyor. Neye emek veriyorsam ihanete uğruyorum. Ben mi çok yanlışım insanlar mı çok doğru anlamıyorum. Ben de değerliyim. Beni de birileri düşünsün istiyorum. En azından annem düşünsün istedim. Ama o sadece onun istediği gibi biri olunca sever beni. Ondan da emin değilim ya. Hiç sevmedi beni. Hiç sarılmadı. Hep uzaktı. Çünkü ben hep ona uzak durdum. Küçüklüğümü hiç hatırlamıyorum. Ama sanki beni hiç istememiş hep küçükken çok zordun yemek yemezdin diyor. Hiç iyi anlatmıyor hiç sevimliydin demiyor ama kardeşime diyor bunları. Beni istememiş herhalde. 30 yaşında bunlara üzülünür mü ya çocuk gibi üzülüyorum İşte. Beni düşünüp bir gün olsun psikoloğa götürmedi hep yine başladı öğürmeye der. Stres heyecan kaygı hepsinde böyle oldum. Yük gibiyim resmen şu an kendi hayatımı kuramadıkça da bu böyle oluyor. Sevilmemeye o kadar alıştım ki. Kimse yokluğumu fark etmiyor. Yine köşesinde odasında diyor. Bu benim kişiliğim oldu resmen. Benim bambaşka hayallerim vardı. Hepsi çöp oldu. Ben babam gibi oldum çalışmıyorum onların gözünde. Bunun psikolojik bir açıklaması var mı ben neden böyle oldum. Yapayalnızım içim hep ağlamaklı. Şimdi de babam hasta o kişiyi unutamıyorum işim yok hep bir çalışamadığım için baskı içindeyim. Evde olduğum için göze batıyorum. Bu hayatı hiç sevemedim. Çok zorladım ama hiç sevemedim. Bana hiç güzel yüzünü göstermedi. Ne sevdiğime kavuştum ne işime ne ailem beni sevdi. Ne arkadaşım. Neden geldim o zaman dünyaya bilmiyorum. Küçükken yemek yemeyi neden sevemediysem bugün de yediklerimi çıkarıyorum. Belli ki o zamandan beri tepkiliyim. Asla hatırlamıyorum biraz olsun hatırlasam anlarım derdim ki bu yüzden hak ettin bunları. Ama ben ne yaparsam olmuyor. Bugünler de geçer elbet ama ben çok daha fazlalığım bu eve artık bunu çok iyi biliyorum.
Bu soru 29 Eylül 2025 03:35 tarihinde Psikolog Seçil Orhun tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili Danışan,
Bazen hayat kendine sahip çıkabilmen için seni sana bırakır. Kimsenin sana bir iyiliği dokunamadığında tek başına ayağa kalkman gerektiğini; kendine, hiç kimsenin kendine sahip çıkmadığı kadar sahip çıkman gerektiğinin işaretlerini taşır. Şuan için hayatında iyi giden bir alan olmadığını ifade ediyorsun. Aile, iş hayatı, özel hayat, yakın ilişkiler, sosyal çevre hepsini tek tek ilmek ilmek işlemen gerektiğini anlatıyor belki de hayat. Yediklerini öğürme sebebini bulmak, kendi bedenine sahip çıkmak, hayatı karşı olan direncini kırmak için öncelikle kendine sahip çıkman gerekiyor. Bu beden sana emanet belki de her şeye rağmen kendini sevebilmeyi öğrenmeye geldin bu dünyaya. Bu hayattaki yaşam amacını anlayabilmek için kendi kendine kalman gerekiyor belki de.. Bedeninin, yediğin besinleri bedenden dışarı çıkarma isteği belki de yaşamı reddediş biçimidir.
İstediğin gibi bir hayatı yaşamak senin için ne demek,
Aktif olarak bir işte çalışmak ne demek,
Hayata karışmak ne demek,
Kimse tarafından kabul görmeden kendin olabilmek ne demek,
Kendindeki güzellikleri görebilmek için aynaya bakmak ne demek?
Görüyorum ki profesyonel bir desteğe ihtiyacın var. Bir psikolog eşliğinde hayata karışmaya, yeniden başlayabilmen için kendini sadece kendini pamuklara sararak sevmene ihtiyacın var.
Kendini sevmek, kendine sahip çıkmak bu hayatta ilk yapman gereken şey gibi görünüyor buradan bakınca. Ve psikologca gibi bir platformda yazmaya başlaman kendine sahip çıkmaya başladığını gösteriyor. Kendinle gurur duy ve daha fazla sahip çıkmaya devam et.
Hayata yeniden karışmak için sevilmeyi bekleyen bir kız çocuğu olduğunu görüyorum içinde. Bazen okumaya kitabın ortasından dalmak gerekebilir. İçindeki küçük kıza senin sahip çıkman gerekiyor. Bedenin, besinleri neden reddediyor?
En temel ihtiyacı, beslenmeyi beden neden bir tehdit olarak algılıyor ve dışarı çıkarmak istiyor? Beynimizde programlanan inanç sistemi, düşünceler bedenimizi kontrol edebilir.
Beyin bizi hayatta tutmaya çalışan bir mekanizmadır. Üstelik günümüzde yapılan araştırmalar sonucunda bağırsaklar bizim bedenimizi yönetmede beyinden sonraki en önemli parçamız olarak kabul ediliyor. Beden asla yalan söylemez kitabını temin edebilmeni umuyorum. Bedenin sana anlatmak istediklerini doğru yorumlayabilir isen hayatını değiştirmek için yine kendinden güç alabilirsin.
Bir defter tutmanı öneriyorum. Hayatı kabul ediyorum. Hayat beni kabul edebilir. Cümlelerini her gün sayısına bakmaksızın yazmanı rica ediyorum. Bazen bir saat boyunca bazen 10 dakika. ilk fırsatta uzun vadeli bir psikolojik destek almanı öneriyorum. Parayı her şeyin önündeki engel olarak görme lütfen ücretsiz bir destek de mümkün. Belediyeler, Devlet hastaneleri, Toplum Sağlığı Merkezleri ücretsiz hizmet vermekte. Yeter ki sen kendine sahip çıkmaya devam et. İnternette bulduğun platformdan yardım isteğini çok anlaşılır ve kıymetli buluyorum. Bunu kurumlar aracılığı ile de yapabilirsin. Yardım istemekten çekinme. Bu hayatta var isen yaşıyor isen kalbin hala atıyor ise öğreneceklerin için senin emrine amade bir beden zihin senin onları yönetmeni bekliyor demektir. Bu bedenin komutanı sensin. Var olabilmek için mücadeleye devam. İnternette sayısız egzersiz bulabilirsin. Ben de senin içini buraya 2 tane bırakıyorum. Bunları düzenli yapmanı rica ediyorum.(Bir deftere yazarak).Örneğin, şükürler olsun gözlerim görüyor. gibi en basit ve sıradan gördüğün şeyler için bile yazarak gömeni istiyorum. Kendine her geçen gün bir önceki günden daha iyi bakmanı umut ediyorum.
Psk. Seçil Orhun