• Anasayfa
  • Sorular
  • Tükenmiş, sıkışmış hissediyorum her şeyi erteliyorum, ağlıyorum
Psikoloji

Tükenmiş, sıkışmış hissediyorum her şeyi erteliyorum, ağlıyorum

arsuberdo13 Nisan 2025 11:16

Bunalmış sıkılmış hissediyorum dokunsalar ağlayacak moddayım ki bu daha da sinirimi bozuyor ve güçsüz hissettiriyor.

Bitmeyen okulum odaklanamadığım derslerim ve mükemmel yapayım derken hiçbir şey yapamayan çünkü bununla birlikte erteleme gibi berbat bir huyum daha var.

Kendimi işe yaramaz hissediyorum çünkü bir halt beceremiyorum boş boş yaşayan biri gibi hissediyorum yani sanki taşrada duran işe yaramaz bir taş gibiyim. Hep orda ama bir işe yaramaz...

Merak ediyorum insan çok istese de neden yapamaz istediği şeyleri , neden hep yerinde sayar ve neden bunun için ağlar üzülür? Yapmıyorsan sonuç belli üzülmezsin ama anlamadığın sebeplerden yapamıyorsan kahroluyorsun. Aileye çevreye karşı sorumlulukların var belki ama insanın en önemli olan kendine olan sorumluluğu. Belki de o yüzden zaten canı çok yanarken çevreden duydukları bardağı taşıran son damla ya da yaraya tuz basmak gibi oluyor...Hali hazırda kendime olan kızgınlıklarımın yanında insanların tepkileri beni kahrediyor. Düşünsenize kendiniz yaşadığınız zorluğun tam ortasındasınız hep acısını çeküp hem kendinize kızıyorsunuz üstüne de tepkiler, sizi sanki sizden daha çok düşünebilecek gibi yapılan yorumlar iyice yerin dibine çekiyor.

Kendimi bir kuyuda gibi hissediyorum. Gökyüzünü görebiliyorum çok güzel hatta bazen güzelliğine dalıp nerde olduğumu unutuyorum ama sonra asla çıkamadığım aklıma geliyor belki de hiç çıkamayacağım.

Çok yorgunum gerçekten. Hİçbir şey düşünmeyeceğim, kimsenin olmadığı, hiçbir şey yapmam gerekmediği günlere ihtiyacım var. Tükenmiş bitmiş hissediyorum kendimi yorgun bitkin ve çaresiz...

Bu soru 16 Nisan 2025 13:44 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Sevgili danışanım,

Öncelikle Merhaba.Yazdıklarınızı okurken, içsel bir fırtınanın ortasında kalmışsınız gibi hissettiğinizi görebiliyorum. Sanki hem bu fırtınayla baş etmeye çalışıyor, hem de çevrenizdeki herkesin sizden sakin olmanızı beklemesini anlamlandıramıyorsunuz. Bu his, gerçekten çok yorucu olabilir.

Kendinizi "taşrada duran işe yaramaz bir taş" gibi tanımlamanıza gelecek olursam,bu benzetme, bir yere ait olamama hissiyle birlikte, değerli olma ihtiyacının da ne kadar derinlerde olduğunu gösteriyor. Belki de siz, çok güzel bir nehir yatağında yer alması gereken ama yıllardır kıyıya itilmiş bir taş gibisiniz. Oysa o taş, sizde bilirsiniz ki yerini bulduğunda suyun akışını bile değiştirebilir.

Ek olarak belirtmeliyim ki mükemmeliyetçilik, dışarıdan bakıldığında güçlü bir yön gibi görünse de, içeride derin bir baskı yaratabilir. Çünkü bir şeyi “ya tam yapmalıyım ya hiç yapmamalıyım” düşüncesi, hareket etmeyi zorlaştırır. Sanki bir merdiveni çıkmaya çalışırken, ilk basamağa adım atmadan en üstte olmanız gerekiyormuş gibi. Oysa bazı günler sadece bir basamak çıkmak, bir adım atmak bile çok kıymetlidir.

Siz, bu döngüyü fark etmişsiniz ve bu çok önemli,kıymetli... İnsanın neyi neden yapamadığını anlamaya çalışması, yerinde saymak değil; içe doğru bir yolculuğun başlangıcıdır. Herkes bu yolculuğu aynı hızla ya da aynı yoldan yapmaz. Bazıları yürür, bazıları sürünür, bazıları ise önce düşer sonra yeniden doğrulur.

Gökyüzünü görebildiğinizi söylemeniz, umudun hâlâ sizinle olduğunu gösteriyor. Belki de o gökyüzü, sizin iç dünyanızdaki ışığın bir yansımasıdır. Kuyudan çıkmak için hemen tırmanmak gerekmeyebilir ama gökyüzüne bakmak, orada bir şeylerin hâlâ var olduğunu hatırlamak bile çok değerlidir.

Çevrenin söylediği sözlerin, kendi iç sesinizin sertliğiyle birleşip sizi ne kadar derinden etkilediğini tahmin edebiliyorum. Çünkü insan, zaten kendisiyle yeterince mücadele ederken, dışarıdan gelen eleştiriler bir nevi "görünmeyen darbeler" gibi hissedilir. Belki de bu yüzden o tepkiler, içsel acınızı daha da derinleştiriyor.

Yorgun olduğunuzu söylüyorsunuz ve bu duyguyu küçümsememek gerekir sevgili danışanım. Bazen “hiçbir şey yapmamak” da bir ihtiyaçtır. Hiçbir şey yapmadan, sadece “olmak”… Bu da bir eylemdir. Bedenin ve zihnin dinlenmeye hakkı vardır. Siz de bu hakkı fazlasıyla hak ediyorsunuz.

Şimdi kendinize şu soruları sormanızı isterim sevgili danışanım:

Bu kadar yorgunluğun içinde, sizi biraz da olsa hafifleten, kalbinizi yumuşatan küçük bir şey var mı hayatınızda?

Sizi “o taş” gibi hissettiren hangi durumlar ya da düşünceler oluyor ve sizce bu taşın altında ne var?

Kuyudan gökyüzüne bakarken, o güzelliği size hissettiren ne oluyor?

Bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.

Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.

Değerlendirilmesini istediklerinizi yeni bir soru ile sorabilirsiniz.


Psikolog Aysel Kacak

alinti

Harika cevabınız için çok teşekür ederim