Kaygı

Tükenmişlik hissi yaşıyorum

Gizli Kullanıcı21 Ağustos 2025 20:53

Merhaba ben uzun zamandır donma modunda yaşıyorum hayatı. Son 1 senedir kimseyle anı biriktirmiyorum sadece evdeyim. 30 yaşındayım ama son 2 senede ruhsal olarak baya yaşlandım. Depresif mutsuz hayattan kopuk yaşıyorum. Çok sevdiğim insanlar son 2 senede hayatımdan gittiler. İşim yok arkadaşım kalmadı. Çok yalnızım. Yeni insanlar tanıma isteğim kalmadı. İş başvurularında olumsuz dönüşler alıyorum. Bir ilişkim vardı ben kıyafetlerimden ödün vermiştim. O da benim eski ilişkimle alakalı birlikteliğimi ona dürüstçe başından anlatmıştım kabul etti. Böylece devam ettik. O da meğerse eski ilişkisini unutamamıştı mesajlar yakaladım başa sabitli şekilde duruyordu. Telefonu alıp gösterdim ağladım üzüldüm o da üzüldü kendine yakıştıramadı. Ben bunları unutmaya hazırım ama çaba olacaksa dedim o da unuttuğunu bunun bir alışkanlık olduğunu onun tamamen bittiğini çabalayacağını söyledi ben de ona güvenmek istedim. Sürekli bir hatalarla geldi fotoğrafları silmeden geldi bir anlamı yok dedi tekrar tekrar ona güvendim. Meğerse terapi almış kendini bulma sürecindeymiş. Ama konu kendi sınırları olunca kılıfına uyduruyor konu ben olunca yalan söylüyor gizliyor saklıyor. Sevdiğini söylüyordu. En son eski ilişkisine dair notlar videolar telefonunda hala duruyordu. Bir başka kız arkadaşıyla mesajlaşıp bunları siliyordu bunu da yakaladım. Sonra kendini benim de kız arkadaş konusunda beklentilerim karşılanmadı sen çok karışıyorsun dedi. Eski ilişkimden sürekli bir şeyler buluyorsun evlendikten sonrada ortaya çıksa o zamanda mı tepki göstereceksin telefonu sana vermeye korkuyorum artık dedi ve benden ağlayarak inşallah bu karardan pişman olmayız diyerek ayrıldı. Şöyle bir düşündüm kendime dedim ki sen bunca şeye rağmen kaldın fedakarlık yaptın o ise yine kendi istediklerini beklentim karşılanmadığı durumlar vardı diyerek kullandı ya da ben öyle anladım kim haklı kim haksız bilmiyordum. Çok üzüldüm ama hiç dönmedim. Aradan 1 buçuk sene geçti. Sadece profiline baktım yanlışlıkla bildirim gitmiş ona sonra platformundan şarkılar paylaşmaya başladı bende çok sevdiğimi ama geri dönmeyeceğime dair şarkılar paylaştım kendi kıyafetlerime dönmüştüm. Bu süreçte çok yakın arkadaşım dediğim insan da bana arkasını döndü. Çünkü ben bu konudan başka bir şey konuşamaz olmjştum. İnsan aşkı tadınca üstelik böyle imkansıza yakın bir şeyi hala sevince artık eski halinden uzaklaşmak zorunda kalıyormuş. Ben neydim kimdim. İnsanlara neden adım atardım. Seçeneklerim vardı hayatta bunu severim şunu sevmem derdim. Şimdi zorunlu mecburen yaşıyor gibiyim. O ise böyle şarkılar paylaşıp hayata devam ediyor. Aldığı terapi onu sadece insanlara karşı daha ne kadar manipüle edebilir pozisyona getirmiş. Eski ilişkisinde de kıza kendini başta olduğu gibi göstermeyip sonradan kıyafetlerine karışmış. O kişi de kabul etmemiş. Ben de 2 sene öncesinde aldatılmıştım mutlu güzel bir ilişki hayal ettim onunla o yüzden kıyafetlerimden ödün verdim ama hayat beni bambaşka yollara götürdü. Şu an bir hayatım yok gibi. İçimde hep bunları döndürüp duruyorum. Yalnız kalacağım yalnız öleceğim korkusu yaşıyorum. Sürekli kaygılı pozisyondayım. Bazen sen ne yaşadın ki insanlar neler atlatıyor üstelik bu olay 1 buçuk sene öncesindeydi. Ama böyle şarkı süreçleri olduğu için yeniden mi tetiklendim bilmiyorum atlatamıyorum. Her gün profilindeydim gerçi 1 buçuk senedir. Kendime çok üzülüyorum. Şimdi hayatıma bir şekilde devam etsem bu seferde istemediğim ama yalnız kalmayayım diye etrafımda saçma sapan insanlarla arkadaşlık edersem sırf yalnız olmamak uğruna saçma insanlarla sohbetler içinde olursam. Hiç bana uymayan insanlarla vakit geçirirsem diye korkuyorum. Lütfen bana yardımcı olun hiç kimsem kalmadı

Bu soru 22 Ağustos 2025 10:25 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Yazdıklarını okuduğumda yaşadığın duygusal yükün ağırlığını çok net anlıyorum. Bir yandan geçmişte verdiğin emekler, gösterdiğin fedakârlıklar ve karşılığında hayal kırıklıkları; diğer yandan yalnız kalma korkusu ve tükenmişlik hissi seni adeta bir kısır döngüye sokmuş durumda. Uzun süredir “donma” hâlinde olmandan, yani hayatı bir kenardan izliyormuş gibi yaşadığından bahsediyorsun. Bu his, sık görülen bir deneyimdir. Çünkü yoğun kayıplar yaşadığında, güvenin sarsıldığında ve duyguların sürekli tekrarlandığında bedenin de zihnin de kendini korumaya alır. Ama bu koruma uzun vadede sana “yaşamıyorum sanki” duygusu olarak geri döner.


Bir buçuk yıl önce biten ilişkinin hâlâ hayatının merkezinde olduğunu söylüyorsun. Bunun nedeni, ilişkinin sana verdiği duygusal değerin çok yüksek olması. Sen bu ilişkide kıyafetlerinden ödün verdin, açıkça geçmişini paylaştın, yani tüm şeffaflığınla kendini ortaya koydun. Karşındaki kişi ise geçmişiyle bağlarını tam olarak koparmadı, gizledi, sakladı ve kendi ihtiyaçlarını önceliklendirdi. Bu durum sana “Ben bunca şey yaptım ama yine de karşılık bulamadım” duygusunu yaşattı. İşte bu duygu, yani emeğinin boşa gitmiş olması, ilişkiden kopmanı çok zorlaştırıyor. Çünkü beynin sürekli “Neden böyle oldu? Belki değişir miydi?” sorularını üretiyor.


Burada şunu hatırlaman çok önemli: Sen elinden geleni yaptın. Fedakârlık, şeffaflık, güven… Hepsini sundun. Karşı tarafın kendi eksikleri, kendi hazır olmayışı senin değerini azaltmaz. Ama sen hâlâ bu ilişkinin gölgesinde kaldığın için zihninde “haklı mıydım, haksız mıydım” sorusunu dönüp duruyorsun. Oysa ilişkilerde çoğu zaman kimin haklı kimin haksız olduğu değil, ihtiyaçların karşılıklı olarak buluşup buluşmadığı belirleyici olur. Senin ihtiyacın güven ve sadakatti; oysa o bu ihtiyacı karşılayamadı.


Ayrılığın üzerinden zaman geçmiş olmasına rağmen şarkılar, paylaşımlar, profiline bakma gibi tetikleyiciler süreci sürekli yeniden başlatıyor. Bu da aslında yas sürecinin tamamlanmasını engelliyor. Senin durumun, “uzamış yas” dediğimiz tabloya çok benziyor. Normalde yas zamanla azalır, ama tetikleyiciler devam ederse duygu hep canlı kalır. Burada ilk yapman gereken şey, kendine karşı net bir karar almak: “Ben bu kişiyi takip etmeye, profiline bakmaya devam edersem iyileşemem.” Bu davranışı sürdürdükçe kalbinin yarası kapanmaz. Bu yüzden kendini korumak adına dijital mesafe koyman çok değerli olur.


Bir yandan yalnız kalmaktan korktuğunu söylüyorsun, diğer yandan yalnız kalmamak için “uyumsuz insanlarla” arkadaşlık etmekten çekiniyorsun. Bu aslında çok doğal bir ikilemdir. Çünkü insan sosyal bir varlık, bağ kurmaya ihtiyaç duyar. Ama geçmişte incindiğinde bağ kurmak da tehlikeli hissettirir. Burada önemli olan, yalnızlığı tamamen olumsuz görmek yerine onunla yeni bir ilişki kurmaktır. Yalnızlık bazen iyileşme için bir alandır. Kendini keşfetmen, ne istediğini anlaman için bir fırsattır. Sen bu dönemi “ben yapayalnızım” diye değil, “ben kendimi tanımak için bir süreçten geçiyorum” diye yorumlamaya çalışabilirsin.


Özellikle “donma modunda yaşamak” ifaden, bedeninin seni hayattan korumak için adeta enerjiyi kısmış olduğunu gösteriyor. Bu durum senin zayıflığın değil, yaşadığın travmaların ağırlığıyla ilgili.


Neler Yapabilirsin?


Profiline bakmayı bırakabilirsin. Bu çok zor olabilir, ama iyileşmenin en temel adımı budur.


Onunla ilgili şarkılar, gönderiler, hatırlatıcılar gördüğünde “Bu benim geçmişim, ama şu an hayatımda yok” diye kendine hatırlatabilirsin.


İçindeki duyguları yazıya dökebilirsin. Ona yazmak istediğin her şeyi bir deftere yaz, ama göndermeden sakla ya da yırt.


Bu sana zihnindeki tamamlanmamış hikâyeyi bitirme şansı verecek.


İş bulma süreci seni yorsa da, günlük olarak yapabileceğin küçük şeyler belirleyebilirsin: 10 dakikalık yürüyüş, bir kahve için dışarı çıkmak, kısa bir sohbet.


Büyük değişimlerden önce küçük adımları istikrarlı hâle getir.


Yalnızlık korkusunu aşmanın yolu, yalnızlıkla barışmaktan geçer. Tek başına yapabileceğin keyifli aktiviteler bulmaya çalış: film izlemek, yemek yapmak, resim yapmak.


Bu, sana “yalnız da olabilirim ve bu benim değerimi azaltmaz” duygusunu kazandırır.


Geçmişteki ilişkinde kendi sınırlarını koruyamadığını ve fedakârlık yaptığını söylüyorsun. Bu farkındalığı şu an kendine bir ders gibi alabilirsin: “Sevgi, kendimi feda etmemi gerektirmez. Sınırlarımı korumak, sağlıklı bir ilişkinin temelidir.”


Yaşadığın kaygı, tükenmişlik ve yalnızlık duyguları kendi başına taşınması zor bir yük olmuş. Bir psikologla bu süreci ele alman sana çok iyi gelir. Terapide hem geçmişi sağlıklı kapatma hem de geleceğe dair yeni güç kazanma yollarını öğrenebilirsin.


Şu anda kendini tükenmiş hissetsen de yazdıklarında çok önemli güçlü yanlarını da görüyorum. Öncelikle yaşadıklarını sorguluyorsun, “kim haklı kim haksız” diye düşünüyorsun, yani farkındalığın çok yüksek. Ayrıca geçmişte fedakârlık yapabilmen, aslında sevgiye ve ilişkiye verdiğin değeri gösteriyor. Şimdi yapman gereken, bu gücü başkaları için değil, kendin için kullanmak. Kendi iyileşmen için aynı özveriyi gösterebilirsin.


Sevgili danışan, şu anda kendini çok dipte, çok yalnız hissediyor olabilirsin. Ama unutma: Bu bir dönem. Hiçbir duygu kalıcı değildir. Şu anki yalnızlık, kaygı ve tükenmişlik de zamanla azalacak. Önemli olan senin adım adım kendini yeniden hayata açman. Geçmişle bağını kesmek, yasını sağlıklı tamamlamak, küçük adımlarla rutin oluşturmak ve profesyonel destek (psikiyatrist ve psikologtan) almak senin bu süreci aşmanı sağlayacak.


Kendine şunu sık sık hatırlatmanı isterim: “Ben yalnız değilim, sadece iyileşme sürecindeyim. Bu süreç bana güç katacak.”


Sana sorum şu: Bu yalnızlık ve tükenmişlik duygusundan kurtulduğunda hayatında en çok neyi yeniden yapmak ya da yaşamak istersin?


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Cevaplanmış benzer sorular