Romantik İlişkiler

Unutamıyorum

Gizli Kullanıcı2 Ekim 2025 01:06

Merhaba. 1 yıl önce biriyle buluştum. Aslında buluşma çok güzel geçmedi. Ondan hiç etkilenmedim. Hatta 10 dakika bile geçmeden eve gitmek istemiştim. Ama 1 yıldır aklımdan çıkmıyor. O gün ilk defa öpüştüm. Sevgili olduk. Evlere dağılınca mesajlaştık. Sonra 5 gün mesaj atmadı. Dayanamayıp yazdım. "Çalışıyorum" dedi. Önceden de çalışıyordu ama yazıyordu. Şüphelendim ve bir kızdan ona mesaj atmasını rica ettim. Kıza "sevgilim var" dedi ama biraz konuştuktan sonra yürümeye başladı. Kızla buluşmayı kabul etti. Ben ona "bitti" yazdım. İlişki bitti ama bende bittim. Günlerce ağladım. Keşke ayrılmasaydım diyorum şuan. Çünkü bu kadar üzülmezdim. Aradan 3 ay geçti. Instagram hikayelerime cevap vermeye başladı. Konuşmaya başladık. "Sana birkaç gün mesaj atmadım diye benden ayrıldın haberin olsun" dedi. Bu yüzden ayrıldığımı sanıyordu tabi. Kıza benim yazdırdığımı söyledim. "Sadakatimi sorguladığın için sadakatsizlik bul istedim" dedi. Bu cümle beni mahvetti. Sadakatini sorguladim diye aldatilmayi hak etmiyorum. 5 gündür mesaj atmayan bir erkekten her kadın şüphelenir. Ben onu sevmesem kıza yazdırmakla uğraşmazdım. Umrumda bile olmazdı. Mesaj atmiyor diye direkt ayrılırdım. Sevdiğim için sadakatini sorguladım. Herşeye rağmen "barışalım" dedim. Çünkü hala onu istiyordum. Kabul etmedi. "Yaptığın şey çok itici, istemiyorum seni." dedi. Ben, beni aldatmasına rağmen onu affetmek istedim, o ise sırf şüphelendim diye beni hayatından çıkardı. Benim yaptığım mı itici? Affetmek istedim ama pişman değildi. Aksine, beni suçlu ilan etti. Özet bu. O konuşmadan sonra onu instagramdan engelledim. WhatsApp durumlarıma bakıyor. Mesaj atmıyor. Hala herşey bana onu hatırlatıyor. Gittiğimiz kafenin önünden geçerken ağlıyorum. O defteri kapatamıyorum çünkü af dilemek yerine beni suçladı. Bir özür dileseydi şuan böyle olmazdım. Sürekli ağlıyorum. Onunla sadece bir kere görüştüm. Ama o bir kere benim gençliğime mal oldu. Benim aklım neden hala onunla yürürken ayakkabı ayağıma vurduğunda, ben günlerce yürüyemezken "ayağın nasıl oldu?" diye bile sormayan bir erkek müsveddesinde? Unutmak istiyorum artık. Acı vermesin istiyorum artık.

Bu soru 7 Ekim 2025 20:24 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,

Yaşadığın şeyin seni bu kadar derinden etkilemesi çok anlaşılır.

Bazen bir insanla çok kısa süreli bir deneyim bile, içimizde yıllardır dokunulmamış bir yere temas eder. Çünkü o kişi, yalnızca bir “biri” değildir; bizdeki bir ihtiyaca, bir eksikliğe, bir ilgiye veya bir ilgi açlığına dokunur. Bu yüzden, sadece bir buluşma gibi görünen şey, aslında iç dünyamızda çok daha fazlasına dönüşebilir.


Senin anlattıklarında da bu çok net hissediliyor. O gün belki etkilenmemiştin ama o temas ilk defa yaşadığın bir öpücük, ilk heyecan, ilk yakınlık sende daha önce varlığını fark etmediğin duygulara bir kapı aralamış. Ardından yaşanan belirsizlik, onun birden uzaklaşması, senin çabanın karşılık bulmaması… tüm bunlar seni hem şaşırtmış hem de kırmış. Çünkü bir yandan “neden bu kadar umursuyorum?” diye kendine sorarken, diğer yandan içten içe “ben neyi eksik yaptım?” sorgusuna girmişsin.


Ama burada şunu fark etmek çok önemli: O kişinin davranışları senin değerini tanımlamıyor.

Sen, sadakatini sorguladığın için aldatılmayı “hak etmiş” biri değilsin. Hiç kimse böyle bir cezayı hak etmez. Bir ilişkide güven, iki tarafın ortak emeğiyle kurulur; şüphe duyduğun için suçlu değil, aslında sadece insansın. Çünkü sevmek, kaybetme korkusunu da beraberinde getirir. Senin yaptığın, sevdiğin insanı anlamaya çalışmaktı.


Onun “sadakatimi sorguladığın için sadakatsizlik bul istedim” cümlesi ise, bir savunma mekanizmasının ürünü. Bazı insanlar kendi hatalarıyla yüzleşemediğinde, sorumluluğu karşısındakine yansıtmayı seçer. Bu şekilde suçluluk duygusundan kaçmaya çalışır.Yani burada “kusurlu” olan davranışın senin değil, onun olgunluk eksikliğinin bir sonucu olduğunu bilmek çok önemli. Bütün bunlara rağmen, sen affetmek istedin. Çünkü kalbin, aklından çok daha güçlüydü. “Belki değişir, belki anlar, belki bu defa olur” dedin. Ama o, seni suçlamayı tercih etti.


Ve işte bu, insanın içini en çok acıtan şeydir: Hatalı olan kişi özür dilemek yerine seni suçladığında, sen hem kırılmış hem de haksızlığa uğramış hissedersin. Çünkü senin tek istediğin bir açıklamaydı, bir özür, bir “haklısın” duygusuydu. Ama onu hiç alamadın.

Bu yüzden bugün hâlâ onu düşündüğünde, aslında sadece onu değil, o eksik kalan duyguyu “neden bana bunu yaptı?”, “neden özür dilemedi?” sorularını da düşünüyorsun. Çünkü hikâyenin bir kapanışı olmadı. İnsan zihni, kapanmamış hikâyeleri sürekli tekrar eder.

Bu bir takıntı değil; beynin anlamlandırmaya, adalet bulmaya çalışmasıdır.

Şunu unutmamalısın: Senin sevgin bir hata değil, bir kapasite göstergesi. Birini gerçekten sevebilmek, bağ kurabilmek, duygusal bir derinliğe sahip olmak her insanda olan bir özellik değil. Evet, bu özellik seni kırılgan yapıyor, ama aynı zamanda seni insan yapan da bu. Şu anda yaşadığın yas süreci, kaybettiğin bir ilişkiye değil, o ilişkiyle birlikte kaybettiğin “inanca” dair.

İnanmaya, güvenmeye, sevmenin iyi bir şey olduğuna olan inanca...

Zamanla bu duygular değişecek. Çünkü sen şu anda zaten iyileşmeye başlamışsın. Ağlamak, yazmak, konuşmak, paylaşmak… bunların hepsi ruhunun kendini temizleme biçimleri. Ve bir gün fark edeceksin: O kişi artık seni acıtmayacak. Adını duyduğunda kalbin sıkışmayacak.

Sadece “evet, bir zamanlar çok canımı yakan bir hikâyem vardı” diyeceksin. Çünkü sen o hikâyenin sonunda, kendini tanımaya başladın. Unutma; seni en çok inciten insanlar bile bazen en çok öğretenler olur. Ama o öğretinin içinde kendine suç arama.

Sen yanlış sevmedin. Sadece yanlış birine denk geldin.


Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya

alinti

Çok teşekkür ederim 🥺🥺

Cevaplanmış benzer sorular