Uzak mesafe ilişkim
(Betül Canbel hocam cevaplayabilir mi?) Mustafa'nın sevgisinden hiç şüphe etmedim hatta ilişkide daha çok seven o olabilir ama en çok emek veren hep ben oldum zamanında Mustafa'nın ciddi bir ilişkiye uzak olmasını da anlıyorum babasını kaybetmişti annesinin hatta evli olan ablasının bile sorumluluklarını kendine yüklemişti babasının emaneti olduğunu düşünüp onları memnun etmeye çalıştı birden onunda sırtına çok yük yüklendi evin babası rolünü üstlenmeye çalıştı maddi manevi bu kadar sorumluluk içinde ciddi bir ilişki düşünmemekte belki haklıydı ama bende bu süreçte çok yoruldum ya bir şey yap ya da konuşmayalım diyordum o ikisini de yapmıyordu artık umudumu kaybettim umuttan çok korkuyorum Mustafa ile evlilik fikri çok korkunç geliyor bana yepyeni bir hayata alışamamaktan korkuyorum ayrıca Mustafa bunu sorun etmiyor ben senden eminim diyor ama ben birbirmizi 1 kere görmüş olmamızın çok yetersiz olduğunu birbirmizi yan yana görmediğimizi beraber nasıl vakit geçirdiğimizi bilmediğimiz için aynı evde nasıl yapacağımızı bilmediğimizi anlaşıp anlaşamadığımızı bilmiyorum ve bundan da korkuyorum şu an Mustafa'nın annesi ilişkimizi tam olarak biliyor zor olduğunu söylemiş ama benim yanımda olacağını falan demiş ben ne yapacağımı bilmiyorum sizden destek istiyorum bana bir yol gösterin lütfen böyle yapsan daha iyi olur gibisinden
Bu soru 4 Mayıs 2025 10:54 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan,
Yazdıklarını okuduğumda, bir ilişkide hem sevilmek hem de yorulmak nasıl mümkün olur, bunu çok derinden hissettiğini gördüm. Sevilmenin tek başına bir ilişkiyi taşımaya yetmediğini fark etmiş gibisin. Ve şimdi, bu farkındalıkla birlikte içinde büyüyen korkularla, kararsızlıkla, sorularla baş başasın. Tüm bu duygularını anlamaya çalışmak, kendini tanımaya dair attığın en kıymetli adımlardan biri.
İlişkinin en temel yapısı sevgi üzerine kurulmuş gibi görünüyor. Mustafa’nın seni sevdiğinden şüphe etmemen, seni özel hissettiren sözleri, varlığını değerli bulması elbette seni bu ilişkiye bağlayan temel unsurlar olmuş. Ancak bir ilişki yalnızca sevgiyle sürdürülemez. Sevgi, bir başlangıçtır; ilişkiler ise emek, zaman, karşılıklı çaba ve duygusal uyum gerektirir. Sen bu süreçte hep daha çok veren olmuşsun. Bu yüzden de sevilmenin tadını çıkaramadan, sevginin taşıyıcısı haline gelmişsin. Sevgi verilirken değil, paylaşılırken güçlendirir. Ama senin yaşadığın yerde, paylaşımın dengesi bozulmuş gibi duruyor.
Mustafa’nın yaşadığı kayıplar, üstlendiği aile sorumlulukları elbette çok ağır. Babanın vefatıyla birlikte evin yükünün bir anda onun omzuna yüklenmiş olması, onun ilişkiye dair alanını daraltmış olabilir. Ancak burada önemli bir soru devreye giriyor: Mustafa seni gerçekten hayatının neresine koyuyor? Onun “seni seviyorum” demesi kadar, bu sevgiyi nasıl yaşadığı, senin duygularını nasıl karşıladığı da önemli. Sana ne zaman ve nasıl ulaşabildi? Sıkıştığında yanında olabildi mi? Yoksa hep sen onun yanında mı oldun?
Uzak mesafe ilişkileri başlı başına bir belirsizlik taşır. Fiziksel temasın, birlikte geçirilen zamanın azlığı ya da hiç olmaması; karşımızdaki insanı tanımayı zorlaştırır. Onunla yalnızca bir kez görüşmüş olmak, belki de zihninde bir “Mustafa” figürü yaratmana neden olmuş olabilir. Zihin, özlemle ve sevgiyle idealize etmeye çok müsaittir. Gerçek bir ilişki deneyimi ise birlikte kahvaltı etmek, anlaşmazlık yaşamak, birlikte susabilmek, alışkanlıkları gözlemlemek ve birlikte sorun çözebilmektir. Bu deneyimlerin hiçbiri yaşanmadığında, ilişki yalnızca zihinsel bir bağa dönüşebilir. Bu durum seni “biz aslında gerçekten tanıştık mı?” sorusuna itmiş olabilir. Bu da evlilik gibi büyük bir adım karşısında seni endişelendiren en doğal sebeplerden biri.
Evlilik senin için korkutucu gelmiş. Bu korku, şu an içinde bulunduğun güvensizlikten kaynaklanıyor olabilir. Çünkü güven hissi, sadece sevgiyle oluşmaz. Tanımak, zaman geçirmek, birlikte kararlar almak, birbirini zor zamanlarda görebilmek güveni besler. Sen henüz bu duyguları yaşayamamışken evlilik fikrinin sana uzak gelmesi çok anlaşılır. Belki evlilik kavramı hayatında büyük ve geri dönüşsüz bir karar gibi görünüyor olabilir. Belki de “bu ilişki gerçek değilken, ben nasıl gerçek bir hayat kurarım?” düşüncesi seni geri çekiyor. İç sesin “henüz hazır değilim” diyor olabilir ve bu ses son derece değerlidir. İnsan bazen bir şeyi istemediği için değil, zamanı gelmediği için geri durur. Senin duruşun da böyle olabilir.
Mustafa’nın annesinin bu ilişkiyi biliyor olması ve sana destek vereceğini söylemesi önemli olabilir ama bu, ilişkinin eksik yanlarını kapatmaz. Aile desteği kıymetlidir fakat bir ilişkinin özünde iki insan vardır. O iki insan birbirini tanımadan, anlamadan ve birlikte yaşamadan geleceğe dair adımlar atmakta zorlanabilir. Bu yüzden, ailelerin onayından çok sizin birbirinize dair hissettiğiniz güvenin ve bağlantının önemi büyüktür.
Sorunda bir yerde “ya bir şey yap ya da konuşmayalım” dediğini ama karşı tarafın hiçbirini yapmadığını söylüyorsun. Bu çok önemli bir kırılma noktası. Çünkü burada duygusal olarak yalnız bırakılmışsın. İlişkide kalmak isteyen birinin çaba göstermesi gerekir. Sessiz kalarak, erteleyerek, çözüm üretmeyerek seni duygusal bir bekleyişe sokmuş. Bu, sevgiyle açıklanabilecek bir durum değil. Çünkü sevgi varsa, çaba da vardır. Bu ilişki içinde her zaman sorumluluk alan sen olmuşsun. Bekleyen, anlayan, sabreden... Ama bu dengenin bozulduğu yerde sevgi de yıpranır. Çünkü bir ilişki yalnızca anlayışla değil, eylemle yaşanır. Mustafa bir şey yapmıyorsa, senin varlığına alışmış ama onun için çabalamıyorsa, bu senin kendini değersiz hissetmene neden olabilir.
Şu anda içinde bir ikilem var. Belki de ilişkinin biteceğini kabullenmek seni korkutuyor, çünkü çok emek verdin. Ama devam etmenin de seni daha çok yıpratmasından korkuyorsun. İşte bu noktada, kendine “bu ilişki bana iyi geliyor mu?” sorusunu sorabilirsin. Sürekli düşünen, karar vermeye çalışan, duygularını tartan sen misin? Yoksa birlikte bu süreci omuzlayan bir Mustafa var mı gerçekten? Eğer bir ilişkide yalnızca sen mücadele veriyorsan, o ilişki zaten tek başına sürdürülüyor demektir.
Bu soruların net cevabı belki şu anda sende yok. Ama kendine zaman tanıyarak, duygularını bastırmadan yaşarsan bu cevaplar yavaş yavaş belirir. Belki şu an için kesin kararlar almak yerine, biraz geri çekilip bu ilişkiye ve bu ilişki içindeki kendine dışarıdan bakman sana iyi gelebilir.
Peki, ne yapabilirsin?
Ne hissettiğini yazılı olarak ifade etmek zihnini netleştirir. Her gün 5-10 dakika “Bugün Mustafa ile ilgili ne hissettim?” sorusunu kendine sorabilirsin.
Karşılıklı konuşmalardan sonra kendini nasıl hissediyorsun? Hafiflemiş mi, yoksa daha da yüklenmiş mi?
İlişkiyi hemen sonlandırmak ya da hemen devam ettirmek zorunda değilsin. Bazen bir şeyin netleşmesi için zamana ihtiyaç vardır.
Eğer senin ihtiyaçların karşılık bulmuyorsa, duygusal olarak kendini koruyacak şekilde sınırlar çizmen gerekebilir. Mesajlarına hemen yanıt vermek zorunda değilsin, her çağrıyı karşılamak zorunda değilsin.
Bu duygular, belki geçmişte yaşadığın terk edilme, değersizlik ya da yalnızlık duygularını da tetikliyor olabilir. Bu süreci bir uzmanla birlikte değerlendirmek, seni daha sağlıklı bir sonuca götürür.
Sevgili danışan, bu ilişkide çok emek verdin. Ama kendine de şunu hatırlat: Emek verdin diye kalmak zorunda değilsin. Bir şey için savaştın diye hep savaşmak zorunda değilsin. Bazen gitmek, kalmaktan daha cesurca bir karardır. Mustafa’nın iyi biri olması, onun senin için doğru kişi olduğu anlamına gelmeyebilir. Ve unutma ki, senin korkuların da en az sevgilerin kadar değerlidir. Çünkü seni korumaya çalışan bir iç sesin var. Bu sesi bastırmak yerine dinlersen, kararların çok daha sağlıklı olur.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel