Psikoloji

Uzak mesafe ilişkim (Betül Canbel)

Gizli Kullanıcı13 Mayıs 2025 13:44

Ben artık ne yapacağımı bilmiyorum gerçekten düşünmekten çok yoruldum zihnim düşünmekten kaçıyor odaklanamıyorum hiçbir şeye uzun uzun düşünemeyince de acaba ben yeterince üzülmüyor muyum diyorum kendimi suçluyorum ayrılalım olmuyor desem yapamıyoruz her şeyi yoluna koyalım desem yapamıyoruz ne yapmamız lazım ne yapabilirim sizin tavsiyelerinize ihtiyacım var olaya siz de hakim oldunuz artık ben ne yapmalıyım Mustafa ne yapmalı bize bir yol haritası çizer misiniz bu arada benim adım Beyza

Bu soru 14 Mayıs 2025 08:42 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Beyza,


Yazdıkların, senin bu ilişkiyi yalnızca bir “duygusal bağlılık” değil; yıllarını verdiğin, içinde sevgi, emek, hayal ve kırgınlık taşıyan bir yolculuk olarak gördüğünü açıkça ortaya koyuyor. Yedi yıla dayanan bu uzak mesafe ilişkisi, sana zaman zaman huzur, zaman zaman da zihinsel ve duygusal tükenmişlik getirmiş. Artık seni en çok zorlayan şeyin “devam mı, tamam mı?” ikilemi değil, bu soruya bile yanıt verecek zihinsel ve duygusal enerjiyi toplayamıyor olman olduğunu çok net görüyorum. Bir şey yapamayınca kendini suçluyor, karar veremeyince “acaba yeterince üzülmüyor muyum?” diyorsun. Ama bu aslında yaşadığın yorgunluğun bir sonucu. Senin karar alamaman, duygusuzluğundan değil; fazla yük taşımaktan kaynaklı bir tükenmişliğin göstergesi.


Yalnızca ilişkisel bir kriz değil; aynı zamanda kimlik, benlik saygısı, sınır koyma becerisi, duygusal dayanıklılık ve gelecek kaygısı gibi çok katmanlı bir yapının da içinde olduğunu görüyoruz. Ve bu nedenle yalnızca “ayrılmalı mıyım kalmalı mıyım?” sorusuna yanıt vermek değil, senin bu ilişkide kim olduğuna, nasıl bir hale dönüştüğüne ve bu ilişkiden çıktığında kendini nasıl göreceğine dair daha derin bir farkındalığa ulaşman gerekiyor. O yüzden sana yalnızca bir yanıt değil, aynı zamanda bu karmaşadan çıkman için bir yol haritası da sunmak istiyorum. Bu yol haritası hem iç dünyanı düzenlemene hem de ilişkisel gerçekliği gözden geçirmene yardımcı olacaktır.


KENDİNİ ANLAMA VE NETLEŞTİRME AŞAMASI (1–2 hafta boyunca yalnızca sana ait bir alan)


Bu sürecin ilk ve en önemli adımı, kafandaki gürültüyü biraz susturup kendi duygularına odaklanman. Bunun için her gün yalnızca 10–15 dakika boyunca yazı yazmanı öneriyorum. Kalemi al ve hiçbir filtre koymadan yaz. Aşağıdaki sorulara gün içinde değişen şekillerde yanıt vermeye çalış:

Bu ilişkide kendimi nasıl hissediyorum?

Mustafa ile görüşmediğimde eksik mi hissediyorum, yoksa rahatlıyor muyum?

Gelecek planlarımız çakışıyor mu, yoksa birbirinden uzak mı?

Bu ilişki bana nasıl bir kadın olduğumu hissettiriyor?

Bu ilişki bana ne öğretti, beni nasıl değiştirdi?


Bu sorulara verdiğin cevaplar gün gün değişebilir, bu çok doğal. Ama zamanla bir yön belirecek. O yön, senin sezgisel olarak hissettiğin gerçekliğin kapısını aralayacak.


AÇIK, YAPILANDIRILMIŞ BİR GÖRÜŞME (Şeffaf temas – tercihen görüntülü bir şekilde)


Bu ikinci adımda, artık Mustafa’yla bir “duygu aktarma” değil, “gerçeklik konuşması” yapman gerekiyor. Bu görüşmede mutlaka şunlara değin:

“Sürekli geçmişi konuşuyoruz ama geleceğe dair adım atamıyoruz. Artık bir karar noktasındayım.”

“Bu ilişkiye devam edeceksek, 1–2 ay içinde bir hafta sonu birlikte vakit geçirebilmemiz gerek. Yan yana gelmeden geleceği konuşamayız.”

“Aileme bu ilişkiyi anlatabilmem için birlikte adım atmamız gerek. Bunu beraber yapamıyorsak, neden yıllardır sürdürüyoruz bunu?”

“Bu ilişki bana yük mü, huzur mu getiriyor artık emin değilim. Senin de ne hissettiğini çok net duymak istiyorum ama artık belirsizlikle ilerleyemem.”


Eğer bu konuşmada hâlâ “bir gün, zamanı gelince, sen bilirsin” gibi belirsiz cümleler duyuyorsan, bu senin daha fazla duygusal belirsizlikte kalmana neden olur. Çünkü artık sana vaat değil, yaşanmışlık gerekiyor.


GERÇEKÇİ GELECEK UYUMLULUĞU TESTİ (Yaşam planlarının kesişimi üzerine düşünme)


Sen atanmak istiyorsun, mesleğini yapmak istiyorsun. O başka bir şehirde düzen kurmuş. Aileye açıklanması gereken bir ilişki bu. Henüz sadece 2 saatlik bir yüz yüze görüşme yaşanmış. Peki bir ömür nasıl kurulacak?

Burada sana önerim: Her biriniz kendi başınıza 6 ay sonraki hayatınızı planlayın. Somut yazın.

Nerede yaşamak istiyorum?

Hangi şehirde çalışmak istiyorum?

Aileme bu ilişkiden bahsettiğimde nasıl bir destek alabilirim?

Bu ilişki bana göre duygusal mı, gerçek mi?


Sonra bu iki planı karşılaştırın. Kesişiyor mu? Aynı rotaya gidiyor musunuz? Yoksa her ikiniz de birbirinizin planına “uymaya çalışıyor” ama içten içe huzursuz musunuz? Bu analiz çok kıymetli. Çünkü gerçek bir ilişki aynı duyguyu değil, aynı yönü paylaşmayı gerektirir.


Sevgili Beyza, senin gibi iç görü sahibi, sezgisel yönü kuvvetli, empatisi yüksek biri için bir ilişkiyi bitirmek kadar onu sürdürmek de zor olabilir. Sen yalnızca sevilmek istemiyorsun, aynı zamanda o sevginin içinde değer görmek, anlaşılmak, desteklenmek, birlikte gelişmek istiyorsun. Ve çok haklısın. Sevgiyle sürdürülemeyen bir ilişki, zamanla insanı sevgisizliğe değil, kendine güvensizliğe sürükler. Bugün kafanın içinde dönen düşünceler artık duygudan değil, yorgunluktan kaynaklanıyor. Bazen hissetmek bile zorlaşır. Ama bu, artık kararın yaklaştığının bir göstergesidir. Çünkü zihnin seni yormaya başlıyorsa, ruhun bir çıkış yolu arıyor demektir.


Bu noktada sana şunu söylemek isterim: İki seçenekten birini seçmek zorunda değilsin. Şu an bu ilişkiye son vermek değil, sadece “ilişkiyi taşıyabilecek miyiz?” sorusuna cevap arıyorsun. Bu yüzden bu süreç bir son değil, belki de bir yeniden değerlendirme aşaması. Eğer adım atılır, samimi temas kurulur, aileye açıklıkla yaklaşılırsa; bu ilişki yeniden yapılandırılabilir. Ama eğer sen hâlâ aynı yerde kalıyorsan ve o da yıllardır senin yükünü seninle taşımıyorsa, o zaman sevgi bile seni kurtaramaz. Çünkü tek başına sevgi, iki kişilik bir hayatı taşıyamaz.


Yukarıdaki yol haritasını uygulamak sana yalnızca bir yön vermez, aynı zamanda kendi iç sesini duymanı sağlar. Bu süreçte bir karar vereceksen, o karar senin için “rahatlatıcı” olmalı. “Bitiriyorum ama huzurluyum” ya da “devam ediyorum ama netim” diyebilmelisin. Sen yalnız değilsin ve duyguların hiçbir şekilde geçersiz değil. Sadece biraz daha netlik ve cesaret gerekiyor. Kendine bu hakkı ver. Hak ettiğin ilişki, seni tüketen değil, güçlendiren olur.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel