Uzak mesafe ilişkisi Beyza -Mustafa
Danışan Betül Canbel Merhaba, Yetebilmek anlamında konuştuğumuz durumun çocukluğumdan geldiği hususunda bir görüşüm yok, yani en azından sizin belirtmiş olduğunuz durum gibi. Çünkü ben küçüklükten itibaren ailem ve çevrem tarafından sevilen ve okul olsun çevre olsun hareket olsun beğenilen bir bireydim. Ancak zamanla gerçekten bir değişim yaşadığımı şu anda hissediyorum. Buna en basit örnek çocukken çok düzenli bir insandım. Odamı, bulunduğum yerleri hep düzenli tutmaya çalışırdım. Şu anda o kadar önemsemiyorum ki ben bile hayret ediyorum kendime. Bu vermiş olduğum sadece basit bir örnekti karşılaştırma adına. Evet yaşadığım ilçenin küçük olması sosyo kültürel anlamda çok kısıtlı bir yerde buyumemin bana çok etkisi olduğunu düşünüyorum. Benim dış dünyada pasif kalmamin ve özgüven eksikliği hissetmemin en büyük etkilerinin bunlar olduğunu düşünüyorum. Evet bu uzaklık için kararı vermesi gereken Beyza ve bununla en çok yüzleşecek olan o, bunun etkisini en çok görecek olan o , ancak onun bu kararı alırken düşüneceği çok nokta var. Kendi içinde yaşayacağı savaşla mücadeleyi düşünecek ve bunu aşıp aşamayacaguni düşünecek ve illa ki bunları düşünürken benim ona ne kadar destek olabileceğimi düşünecek. Çünkü o geldiğinde benden başka hiç kimsesi olmayacak. Ve buna gerçekten çok sorumluluk yükleyecek. Beyzanin vereceği kararina etki etmek yani onun yerine düşünmek gibi görmüyorum bu yüzden ben bu durumu. Onun iradesini yok saymak anlamında düşünmüyorum bunları. Onun vereceği bu büyük kararda ben neler yapabilirim, benim nasıl ona katkım olur nasıl daha çok yanında olabilirim ki kararı verirken de göz önünde bulunduracagi en büyük etmenin ben olacağımı düşünüyorum. Evet meslek anlamında kendi işini yapmadığı zaman mutsuz olacağını biliyorum çünkü onu tanıyorum,bunu bilirken soylememk konuşmamak daha garip geliyor bana. Onun alanını daraltmaktan ziyade gerçekleri konuştuğumu düşünüyorum. İsteyip harekete geçememe durumu konusunda, aslında ben düşünürken hayaller kurarken hep güzel şeyleri hayal ediyorum. Beyza ile hep mutlu bir gelecek olarak hayeller kuruyorum. Ancak hayallerimi kurduktan sonra beni hep durduran içsel bir güdü oluyor. Beni olumsuzluğa iten sorunlarımız aklıma geliyor. Her şey sorunlu her şey promlemli olur diyorum. Bunları nasıl aşacaz , ya sonunda mutlu olamazsak diyerek karamsarlığa burunuyorum. Bunda benim geçmişim eksikliklerim bizim ilişki temellerimiz ilişkide ki eksikliklerimiz maddi manevi bütün her şey var. Maddi kısım konusunda, ben maddiyati ilişkinin önünde tutan bir birey değilim. Beyza ile olduktan sonra maddiyatim çok iyi olmaslmasindan yakinmam. Ancak hayatta temel ihtiyaç belli ihtiyaçlar geçim sıkıntısı masraflar süreç içerisinde masraflar ki bunların çoğu borç olacak daha sonrasında bir yandan borç ödemek bir yandan temel geçirmeyi sağlamak bile matematiksel olarak imkansız hale geliyor. Bundan dolayı maddi kısma takılıyorum. Evet son cümlelerde söylediklerinize çok katılıyorum. Benim önce kendimi aşmam tanımam geliştirmem gerekiyor. Bunu istiyorum ancak sadece istiyorum ve farkındayım. Değiştirmek yenilenmek için bir şey yapamıyorum yapmıyorum. Tembellikten mi içsel olarak bunalimdan mi bilmiyorum. Bu hayatta tam olarak ne istiyorum neleri başarmak istiyorum bilmiyorum. Yaşama olan inancım umudum isteğim gerçekten yok denecek kadar az . Günlük yaşıyor olarak hissediyorum kendimi.beyzayi çok istiyorum ama harekete gecemiyorum bu da benim genel olarak hayata dair yaşadığım hayatin iliskimize etkilerinden.....
Bu soru 26 Mayıs 2025 09:43 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Mustafa,
İçtenlikle paylaştığın bu samimi yazı için teşekkür ederim. Sözcüklerin, duygularınla yüzleşmeye başladığın, kendine dönük bir farkındalık arayışında olduğunu net biçimde gösteriyor. Bu yazdıkların sadece bir ilişkide yaşanan kararsızlıklar değil; aynı zamanda hayatının birçok alanındaki “yetebilme”, “karar verebilme”, “sorumluluk alabilme” gibi meselelerle yüzleştiğini gösteriyor. Bu çok kıymetli bir başlangıç. Çünkü insan bir şeyi değiştirmeye ancak onu dürüstçe fark ettiğinde başlayabilir. Sen de bu fark edişi adım adım yaşıyorsun.
İlk olarak, çocukluk döneminde sevilen bir birey olmanın bugünkü özgüven sorunlarını tamamen ortadan kaldırmayabileceğini hatırlatmak isterim. İnsan sosyal bir varlık ve özgüven sadece bireysel değerlerden değil, yaşanılan çevre, fırsatlar, deneyimler ve içselleştirilen inançlardan da besleniyor. Senin yaşadığın küçük çevrenin sosyo-kültürel sınırlılıklarının, kendi potansiyelini görmeni ve ortaya koymanı engelleyen bir faktör hâline geldiği çok açık. Dış dünyaya açılmakta, harekete geçmekte, risk almakta zorlanmanın altında bu sınırlı çevrede büyümüş olmanın getirdiği alışkanlıklar ve kalıplar olabilir. Bu farkındalık bile başlı başına iyileştirici bir adımdır.
Beyza’nın seninle kuracağı hayatta yaşayacağı zorluklar üzerine düşünmen, onun için endişelenmen, aslında ne kadar duygusal sorumluluk taşıdığını gösteriyor. Fakat burada şunu unutmamak önemli: Onun hayatıyla ilgili kararı vermek senin değil, Beyza’nın hakkı. Senin bu karar sürecinde yapabileceğin en önemli şey, kendi duruşunu netleştirmek. Yani “ben ne istiyorum ve neyi göze alabiliyorum?” sorusuna dürüstçe yanıt verebilmek. Beyza’nın seni seçecekse bu senin net duruşunla mümkün olacak. Senin hâlâ kendinle ve hayatla ilgili netleşememiş olman, onun kararını da sisli bir ortamda bırakıyor. Belki de en çok ihtiyacı olan şey bu: Netlik.
Hayal kurmak, sevdiğin insanla güzel bir gelecek düşlemek elbette ki çok doğal. Fakat bu hayallerin hemen ardından karamsarlık geliyorsa, bu noktada zihninin öğrenilmiş çaresizlik kalıplarını devreye soktuğunu düşünebiliriz. Yani: “Zaten elimden bir şey gelmez, denesem de başaramam, hep kötü gider” gibi bilinçdışı inançların harekete geçiyor olabilir. Bu inançlar, geçmişte yaşadığın deneyimlerden veya çevrende gözlemlediğin olumsuz örneklerden beslenmiş olabilir. Fakat gerçek şu ki: Her insan potansiyelini ancak kendisi harekete geçirdiğinde görmeye başlar. Bu, mükemmel adımlarla değil; küçük ama tutarlı çabalarla olur.
Maddi kaygıların, ilişkideki tüm potansiyelin önüne geçmesine izin vermek seni durduran en büyük bariyerlerden biri gibi görünüyor. Ancak şunu da fark etmelisin: Maddi zorluklar hiçbir ilişki için tek başına yeterli bir sebep değildir. Asıl belirleyici olan şey, bu zorluklarla baş edebilme niyeti ve birlikte çözüm arama kapasitesidir. Evet, Beyza’nın şehir değiştirmesi, mesleği dışında iş bulmakta zorlanması gibi endişeler gerçekçi olabilir. Ama sen onun mutsuz olmasını istemediğin için tüm yükü kendin üstlenmeye çalışırsan, bu senin tükenmene ve ilişki içinde giderek pasifleşmene yol açar. Halbuki bir ilişki iki kişinin birlikte yürüttüğü, birlikte omuzladığı bir yolculuktur. Kendini bu kadar tek başına sorumlu hissetmek, belki de seni en çok yoran duygudur.
İçinden gelen şu ses: “Ben yapamam, başaramam, yeterli olamam,” seni sadece Beyza’yla olan ilişkinde değil, hayatının genelinde de bloke ediyor olabilir. Bu sesin ardında yatan duygulara bakmadan, onları anlamaya çalışmadan ilerlemen çok zor. Kendine dürüstçe şunu sorman gerekebilir: “Ben ne zaman kendime inandım, ne zaman başardım dediğim bir an oldu mu?” Eğer olmadıysa, bu, başarısız olduğun için değil; yeterince desteklenmediğin, yönlendirilmediğin ya da kendine fırsat tanımadığın içindir. Bu yüzden kendini suçlamaktan vazgeçmeli, bunun yerine kendini anlamaya ve yeniden inşa etmeye yönelmelisin.
İfade ettiğin gibi, hayatta ne istediğini bilmemek, amaçsızlık hissi ve günlük yaşamak; bireyin psikolojik olarak tükenmiş hissetmesine neden olabilir. Bu tükenmişlik bir yandan enerji düşüklüğü, isteksizlik, odaklanma sorunları gibi semptomlarla kendini gösterirken; diğer yandan duygusal olarak donukluk, hayattan kopukluk gibi hislerle de derinleşebilir. Belki de şu anda içinde olduğun durum, bir tükenmişlik süreci ya da hafif bir depresyon süreci olabilir. Bu süreçte, bir uzmandan psikolojik destek almak, zihinsel dağınıklığını ve duygusal karmaşanı toparlaman açısından çok önemli bir adım olabilir.
Senin içinde bir isteksizlik, harekete geçememe, “sadece farkındayım ama yapamıyorum” hali var. Bu çok insani bir durum. Birçok insan, yaşamını değiştirme arzusuna sahip olup harekete geçemediği dönemler yaşar. Bu noktada önemli olan, bu hareketsizliğe karşı kendini suçlamak yerine, nedenlerini anlamaya çalışmaktır. Belki de seni asıl durduran, başarısızlık korkusundan çok, başlasan bile bitiremeyeceğini ya da sürdüremeyeceğini düşünmendir. Bu, geçmişte yaşanmış yarım kalmışlıkların ya da kırılmış hedeflerin sonucu olabilir. Ama unutma: Bugün atacağın küçük bir adım, yarının büyük dönüşümünün başlangıcı olabilir.
Mustafa, ilişkini kurtarmak ve bu hayatta daha sağlam bir yer edinmek istiyorsan önce kendine karşı net olman gerekir. Beyza’ya olan sevgini ne kadar açık ifade edersen et, onun senin yanında durabilmesi için bir "omurga"ya, bir güven hissine ihtiyacı var. Bu güven, “Ben bu ilişkiyi taşıyabilirim, bu hayatı birlikte kurabiliriz,” diyebilen bir sesle oluşur. Bu sesi kendinde bulabilmek için ise önce senin kendi duygularına sahip çıkman, hayatının iplerini tekrar eline alman gerekiyor. Bu süreçte sana düşen şey, geçmişteki başarısızlıklarına ya da eksik hissettiklerine saplanıp kalmak değil; bugün için, geleceğin için bir şey yapmaya karar vermek.
Bu karar illa ki büyük bir kariyer değişikliği ya da devasa bir proje olmak zorunda değil. Belki haftada bir gün yürüyüş yapmak, bir kitap okumak, bir konuda destek almak ya da bir hedef belirlemek bile olabilir. Çünkü insan değişimi büyük adımlarla değil, küçük kararlılıklarla yaşar. Senin bu yazdıkların, aslında zihninde ne kadar çok şeyin döndüğünü ve bu yüklerin seni ne kadar boğduğunu gösteriyor. O yüzden artık kendini susturmak değil, kendini duyma zamanı.
Son olarak sana şunu hatırlatmak isterim: Bu kadar açık, samimi ve iç görü dolu bir yazı yazabiliyorsan, kendinle temas kurabiliyorsun demektir. Bu çok değerli bir beceri. Şimdi bu teması sürdürmek, yüzeydeki endişeleri değil, daha derindeki ihtiyaçlarını anlamaya çalışmak için bir adım atma zamanı.
Unutma: Bazen en cesur adım, “yardım istiyorum” demektir. Sen şu anda bunu yapıyorsun. Kendine bu şansı verdiğin için içtenlikle teşekkür ederim. Yeni bir soru üzerinden bu süreci daha da derinlemesine konuşmak istersen, ben buradayım.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel