Psikoloji

Yalnızlık korkusu nasıl aşılır

Gizli Kullanıcı31 Mayıs 2025 16:56

Merhaba bir önceki sorum Aysel Koçak tarafından cevaplanmıştı sorumun devamı için yazıyorum. Hassas olduğumu yazmıştım. Hangi insanlara sınır çizmekte zorlanıyorsun sorusuna genel bir cevap verirsem genel de yalnız kalma korkum tetikliyor. Bir sorun varsa her şeyi benim düzeltmem gerekiyormuş gibi üzerime alınıyorum. Bir şeye kırıldığımda şimdi sorun olmasın diye hakkımı savunamıyorum. Böyle durumlarda insanlar kendini haklı sanıp daha çok üzerime geliyor. Yalnızlık kaygısıyla ses çıkaramadığım için bundan faydalanıp arkamdan diledikleri gibi sesini çıkarıyorlar. Beni bir keresinde bir arkadaş ortamı içerisinde kendime erkek arkadaşımla vaktimi geçirdim diye hemen sen bizi sattın meselesine getirip üstü kapalı hesap sorar gibi davrandılar. O kadar üzerime geldiler ki kendi hayatım için benden hesap soruyorlardı. Sizi neden bu kadar benim hayatım ilgilendiriyor diyemedim. Arkadan gülüp yüzüme konuşmalar mı dersiniz. Ama tek tek şimdi hepsini yüzlerine vurdum. Herkesi birbiriyle tanıştırdım süper arkadaşım ayakları mı dersiniz herkesten alıp herkese götüren birisi bunu yapan da. Ben köşeme çekildim sessizce takılıyorum artık bana yanlış yaptıklarında benimle alakalı bir derdin varsa açık konuşalım diyorum. Daha önce de söylediğim gibi terapi almadım ama kırıldığımda artık direkt tepkimi koyuyorum. Sadece yine yalnız kalma kaygım tetiklendiği için bunu yapmak çok zor oluyor. Karşı taraf öyle bir hamle yapıyor ki ben kötü gösteriliyorum. Artık o kadar sıkıldım ki bu dediğim arkadaşımla görüşüyorum ama içimden ona karşı o kadar soğudu ki her şey söylediği her şey batıyor sanki. O da çok iyi biliyor sürekli sorunlu sensin der gibi davranıyor. Lütfen bana yardım edin

Bu soru 1 Haziran 2025 20:19 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Sevgili danışanım,

Tekrardan Merhabalar.Öncelikle önceki paylaşımınıza içtenlikle devam ettiğiniz ve kendinizi bu kadar açık, dürüst ve samimi bir şekilde ifade ettiğiniz için teşekkür ederim. Böylesine derin duyguları kelimelere dökebilmek büyük bir içgörü ve cesaret gerektirir. Bu, hem kendinize olan bağlılığınızı hem de değişime duyduğunuz isteği gösteriyor.

Konumuza gelecek olursam,

Yazdıklarınızı tekrar tekrar okuyarak, iç sesinizin ne kadar uzun zamandır bastırıldığını, ama artık sabırla kurulan bu “sessiz hayatın” sizi ne denli yorduğunu derinden hissedebiliyorum. Duygularınızı bu denli açık, dürüst ve içten ifade etmeniz başlı başına çok kıymetli bir güç göstergesi. Çünkü gerçek cesaret, kırgınlığını inkâr etmeyen, yalnızlıktan korksa bile “bu bana iyi gelmiyor” diyebilen yürektedir.

Bahsettiğiniz durumlar çok tanıdık… Sınır koymak istediğinizde yalnız kalma kaygınız devreye giriyor ve sizi “sessiz kalmaya” zorluyor. Ancak bu sessizlik, karşı taraf tarafından ne yazık ki “haklılık” gibi algılanıyor. Böylece hem içinizde bir öfke birikiyor hem de kendinize olan güveniniz aşınıyor. Bu bir kısır döngüdür ve siz şu an bu döngünün tam ortasında olabilirsiniz.

Şunu çok net ifade etmek isterim:

Yaşadığınız kırgınlıklar, kimsenin size sınır aşan ya da yargılayıcı bir şekilde yaklaşmasını haklı çıkarmaz. Hele ki bu, dostluk adı altında yapılıyorsa, daha da hassas bir noktaya temas eder. Her bireyin hayatına dair kararlarını, kendi sınırları içinde ve saygı çerçevesinde paylaşma hakkı vardır.

Bahsettiğiniz kişiyle ilişkinizde de bir “duygusal borçlanma” havası seziyorum ,en azından böyle bir tahmin yürütüyorum. Sanki onunla iletişimi keserseniz tüm düzen bozulacakmış gibi geliyor ama bir yandan da onun size yaşattıkları artık tahammül edilemez hale gelmiş. Sevgili danışanım aslında bu çok anlaşılır bir iç çatışmadır. Yine de kendinize şunu sormayı denemenizi isterim:

“Bu kişiyle görüşmeye devam ettiğimde kendi içimde nasıl biri oluyorum? Sesimi daha mı az duyuyorum, yoksa daha mı çok?”

İlişkilerin sağlıklı olup olmadığını, içimizdeki benliği ne kadar bastırıp bastırmadığımıza bakarak anlayabiliriz.

Size yardımcı olabilecek bazı adımlar paylaşmak isterim:

1. Yalnızlık Korkusunu Anlamaya Çalışın

Yalnız kalma korkusu çoğunlukla çocuklukta görülmeyen, duygusal olarak desteklenmeyen bir çocuğun yetişkinliğe taşınmış duygusudur. Kendinize şu soruları sorun:

a.“Yalnız kalırsam ne olur?”

b.“Yalnız kaldığımda hissettiğim duygu gerçekten bugüne mi ait, yoksa geçmişten gelen bir yankı mı?”

2. Sınır Koymayı Öğrenmek

Sınır koymak = ilişkiyi kesmek değildir.

Sınır koymak = ilişkiyi sağlıklı hale getirmeye çalışmaktır.

Karşınızdaki kişi sizi “sorunlu sensin” diye suçladığında, “Beni anlamak yerine etiketlemeyi seçiyorsun, bu bana iyi gelmiyor.” gibi cümlelerle, suçlamadan ama net biçimde duruş sergileyebilirsiniz. İlk başta zor olabilir ama bu kas zamanla gelişir.

3. İletişim Provası Yapın

Diyelim ki sizi suçlayan bir arkadaşınız var. Onunla konuşmadan önce aynanın karşısında ya da bir deftere şunları yazın:

a.Bana ne hissettirdi?

b.Ne söylemek istiyorum?

c.Sınırım ne?

Bunları yazmak, zihninizde duygusal bir pusula oluşturur.

Kitap Önerileri (Bu evrede özellikle işinize yarayabilir):

a.“Sınırlar” – Dr. Henry Cloud & Dr. John Townsend: Kimin ne zaman “hayır” demesi gerektiğini ve neden bazen “evet” demenin aslında kendinizden vazgeçmek olduğunu anlatır.

b.“Duygusal Zeka” – Daniel Goleman: Kendi duygularınızı anlamak ve düzenlemek için temel farkındalıklar sağlar.

Cevabımın kapanışında sizin için bir cümle bırakmak isterim:

Benim değerim, yalnız kalmamak için katlandıklarımda değil; yalnızken bile kendime sadık kalabildiğim yerlerde büyür.”

Son olarak sevgili danışanım, bu süreci tek başına göğüslemek yerine, bir psikolog eşliğinde yürütmek sizi çok daha hızlı ve yumuşak şekilde rahatlatabilir.Bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.

Umarım cevabım /önerdiğim alıştırmalar sizin için faydalı olur ve dilerim ki bu süreçte ihtiyaç duyduğunuz her şey size kolaylıkla ulaşır. Sağlıkla kalın

Sevgilerimle ,Psikolog Aysel Kacak