Romantik İlişkiler

Yaşadıklarımdan sonra hayata adapte olamama

Gizli Kullanıcı26 Haziran 2025 22:18

Ben eski ilişkisini unutamamış biriyle tanışmıştım başta tabi bunu bilmiyordum ama öyle güzel yaklaştı ki çiçekler karşılamaya geldi 1 aya yakın biz onunla her detayı ince ince konuştuk o muhafazakardı eski ilişkiside kıyafet nedenlerinden bitmiş ama sonradan öğrendim ki o kıza kendini olduğu gibi göstermeyip sonradan kıyafet konusunu açmış kız da tabi ki istememiş ama herkese kıyafet yüzünden bitti diye anlatmış tabi ben bunları sonradan öğrendim bana da kıyafet yüzünden bitti demişti. ben de fedakarlık yaptım kıyafet konusunda kendimden ödün verdim çünkü gerçekten mutlu olabiliceğim kişiydi eski ilişkimde aldatılmıştım bu kişide aradığım tüm özellikler vardı daha sonra ben onun yanına gittim şehir değiştirdim çok güzel vakit geçirdik dönmeden bir gün önce telefonunda wp mesajlarda galeride her yerde başa sabitli resimler mesajlar duruyor eski ilişkisini meğerse unutamamış bunu görünce ağladım çok üzüldüm onun da gözlerindeki pişmanlığı gördüm o gün ayrılmadım oradan dertleştik

bana içini açtı ailesinden kendisinden bahsetti ve ona ağlayınca sarıldım çünkü kalpten yaralı iki insan birbirini buldu diye düşündüm. O kişiye karşı içimde bir şey kalmadı dedi alışkanlık sadece girip bakıyordum bir anlamı kalmadı dedi ve devam ettik devam ettikçe bana yapma dediği şeyleri kendi yapmaya başladı benden bir şeyler gizliyordu kısacası bana da olduğu gibi görünmüyordu. Ben kız arkadaş konularından ve çevresinden rahatsızım o da yanına gittiğimde mesajları siliyormuş meğerse bunu yakaladım ertesi gün eski ilişkisine dair şiirler notlar duruyordu bana bir anlamı yok o dönem terapi aldım ders olsun diye bunları saklıyordum diyordu.

Ben bunalrı görmek istemediğimi defalarca ona söylemiştim evden bazen notlar çıkıyordu evi terk edip geri dönmüştüm bir keresinde. Ben o kadar onu anlamaya anlayışlı olmaya çalışıyordum ki kendi değerinden ödün veriyormuşum meğer farkında olmadan sonra ben o gün hiç eğlenip gülemedim yaşadıklarım boğazımda bıçak gibi kaldı çünkü arkadaşlarımız eğlenmeye gelmişlerdi o gün onunla yalnız kalınca hüngür hüngür ağladım. Bunu görerek hiçbir şey olmamış gibi devam etti insanlar ortamı ben bozuyorum diye düşündü. kendi evime döndüğümde benden ayrıldı benim de beklentilerim karşılanmıyor o gün öyle davranmamalıydın vs diye sen ilerde aileme de böyle yaparsın diye ayrıldı benden. Haklıyken tepki gösterdiğim için suçlu durumuna düştüm hep ben haklıyım demiyorum bu ilişkiyi uzatmamalıydım belki de ilk bunları gördüğümde o evi gerçekten terk edip gitmeliydim ama ona o kadar güvendim ki gözlerinden tanıdım o içindeki küçük çocuğu şimdi ise onu iyileştirdim kendim daha çok yaralandım yalnız kaldım bu süreçte içimde çok büyük hisler var ama ayaklarımda çok ağırlık var ona gidemem kendi yolumu çizmem lazım ama nereden başlayacağım bilmiyorum ben neydim kimdim iyi biri miyim kötü biri miyim bilmiyorum onun çok güzel mesleği var çok iyi yerlerde çalışıyor hobileri çok iyi bense bomboş üniversite mezunu birisiyim aslında biliyordum yara alırsam benim toparlanmam çok güç olacaktı çünkü aldatılınca da böyle oldu. Bazen kendi yangınına odun taşır gibi o ilişkiye çekildim.

Kalbimle mantığım arasında kaldım demişti bana. Beni gizliden vs aradı ben biliyorum ki bana severek değil o boşluğu yeniden doldurup onu ayağa kaldırmam için gelecek çünkü yine yalnız kaldı. Onun için fedakarlık edecek bir ben vardım. Ama artık ben kimse için kendimden ödün vermek istemiyorum yaşadıklarımdan sonra ama içimde tüketmedim o sevgiyi çok canım yanıyor ben doğru yolu göremiyorum duygularıma yenilmek istemiyorum ona güvenim kalmadı kaldıramıyorum tekrar kaldıramam ona dönemem lütfen bana yardımcı olun

Bu soru 27 Haziran 2025 12:49 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Sevgili danışanım,

Merhabalar.Yazdıklarınızı okurken, sizinle birlikte o duyguları yaşadım diyebilirim; kalbinizin ne kadar yoğun, zihninizin ne kadar yorgun olduğunu hissetmemek mümkün değil. Sanki sevgiyle, umutla başladığınız bir yolculukta, yavaş yavaş yüklerin arttığını, her adımda biraz daha yorulduğunuzu anlatıyorsunuz. Bu kadar duygu arasında yolunu kaybetmek, ne hissettiğinizi netleştirememek çok anlaşılır.

Anlattıklarınızda dikkati çeken önemli bir nokta var: Siz karşınızdaki kişiye sevgiyle, emekle ve anlayışla yaklaşmışsınız. Onun geçmişinde yaşadığı şeyleri duyduğunuzda, kendinizi onun yaralarını sarmaya adamışsınız. Sanki onun içinde gördüğünüz o “küçük yaralı çocuk” size tanıdık gelmiş, belki kendi geçmişinizin bir yansıması gibi… Bu yüzden de onunla kurduğunuz bağ sadece romantik değil; şefkatin, korunma arzusunun, iyileştirme isteğinin karışımı olmuş.

Ancak zaman içinde gördüğünüz şey şu olmuş olabilir: Siz bir şeyleri onarmaya çalışırken, o kişi kendi kırıklarını henüz gerçekten sarmamış. Gizledikleri, geçmişine dair hâlâ açık kalmış defterler, sizi sürekli bir “kararsızlık” haline itmiş. Bazen size dürüst olmamış, bazen sizin açıkça ifade ettiğiniz sınırları göz ardı etmiş. Sizin ise o süreçte hep “belki değişir, belki toparlarız” umuduyla kalbinizi açık tuttuğunuzu anlıyorum.

Bu noktada fark etmeden en çok da kendinizden ödün verdiğinizi, bir noktadan sonra kendi değerlerinizi göz ardı etmeye başladığınızı görüyorsunuz. Aslında bu, duygusal bağ kuran, güçlü bir kalbe sahip bir insanın sık düştüğü bir durumdur: Sevdiğimiz kişiyi kazanmak ya da kaybetmemek uğruna kendimizden vermek. Ancak siz de artık fark etmişsiniz ki bu ilişki, sizi kendinizden uzaklaştırmış.

İlişkiyi sürdüren sizdiniz, ama aynı zamanda yaralanan da siz oldunuz. Karşı taraf belki sizin kadar emek vermedi, belki daha yüzeysel bağlar kurdu. Ama siz duygularınıza sadık kaldınız. Bu sadakat, sizin kırılganlığınız değil, aslında en güçlü yanlarınızdan biri.

Kendinizi şu anda boşlukta hissediyor olmanız çok normal. “Ben neydim, kimdim, iyi biri miydim?” gibi sorular sormanız da öyle... Oysa sizin değerinizi belirleyen şey bir başkasının tutumu, mesleği, çevresi değil. Sizin değerinizi, bu kadar zorlu bir ilişki içinde bile kendinizle dürüst bir şekilde yüzleşebilmeniz, sevdiğiniz halde sınırlarınızı fark edip artık “yetti” diyebilmeniz belirliyor.

Şimdi ise bir geçiş sürecindesiniz. Hem sevginin izleri var içinizde, hem de güvenin derin kırıkları… Bu iki duygu arasında kalmak oldukça yorucu olabilir. Kalbiniz hâlâ doluyken mantığınızın sizi bir başka yöne çekmesi çelişki gibi hissettirebilir. Ancak unutmayın, bu ikisi birbiriyle savaşmıyor; sadece artık sizi korumaya çalışıyorlar.

Belki şu anda yol çok net görünmüyor olabilir ama kendi yolunuzu çizmeye niyet ettiğiniz anda zaten ilk adımı atmışsınız demektir. Size şunu hatırlatmak isterim: Her güçlü insanın zaman zaman yönünü kaybettiği, ne yapacağını bilemediği anlar olur. Önemli olan, o anlarda bile kendinize dönüp "Ben ne hissediyorum, neye ihtiyacım var?" sorusunu sorabilmektir.

İsterseniz bu süreçte kendinize küçük bir iyilik yapın: Her gün, sadece kendinize ait bir an yaratın. Bu bir yürüyüş olabilir, bir fincan çay eşliğinde sessizce oturmak ya da bir deftere yazmak… O anları düzenli hale getirdikçe içsel gücünüzün yeniden oluştuğunu fark edeceksiniz.

Siz bu ilişkiyi taşıdınız, bu ilişkiden çıkmayı da taşıyabilirsiniz. Şimdi sırada kendi duygularınızı, ihtiyaçlarınızı onarmak var. Kendinizi iyileştirmenin en önemli adımı, artık neye “hayır” dediğinizi bilmekten geçiyor.

İçinizdeki bu karmaşayı birlikte anlamaya devam etmek isterseniz, aklınıza takılan her soruyu psikologcaya sorabilirsiniz.(Yeni bir soru başlığı açabilir,sorunuzun başında ismimi belirtebilirsiniz)

bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.


Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.

Sevgilerimle,Psikolog Aysel Kacak

Cevaplanmış benzer sorular