Psikoloji

yeme bozukluğumu nasıl düzeltebilirim

Gizli Kullanıcı12 Kasım 2025 18:37

yeme bozukluğu yaşıyorum uzun bir süredir bir gün diyetimi bozarsam o gün çok fazla yiyorum aslında zayıfım sadece kilo almaktan korkuyorum çok yiyincede çok şişiyorum ve rahatsız hissediyorum bu döngüden çıkamıyorum. 1.5 senedir bunla uğraşıyorum ama çözüm bulamıyorum bir çok yol denedim ama fayda bulamadım bir an önce bu sorundan kurtulmak istiyorum tek başıma halledemiyorum beni aştı artık bu mesele zaten

Bu soru 13 Kasım 2025 10:17 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba sevgili danışan,


Yeme bozukluğu, çoğu zaman sadece “yemekle ilgili bir problem” değildir; duygular, kontrol ihtiyacı, öz değer algısı ve bedenle kurulan ilişki gibi çok daha derin psikolojik süreçlerin bir yansımasıdır. Senin anlattıkların da tam olarak bu döngüyü gösteriyor: Bir yandan kontrolü elinde tutmak istiyorsun “kilo almamalıyım, dikkat etmeliyim” diyorsun ama diğer yandan bu baskı seni tıkanırcasına yeme davranışına itiyor. Sonrasında ise yoğun bir pişmanlık, suçluluk ve bedenden rahatsızlık hissi geliyor. Bu bir irade zayıflığı değil, beynin kontrol ve rahatlama arasında sıkışmış bir döngüsüdür.


Bu döngüde genellikle iki temel duygu vardır: kaygı ve utanç. Kaygı, “kilo alırsam değerim azalır” düşüncesinden beslenir. Utanç ise “kendimi tutamadım, yine yaptım” cümleleriyle kendini gösterir. Bu iki duygu da birbirini besler; kaygı arttıkça kontrol etme ihtiyacı artar, kontrol edemedikçe utanç büyür ve kişi bir daha bu utancı hissetmemek için yeniden “kusursuz” olma çabasına girer. Bu yüzden yeme bozukluklarını düzeltmenin ilk adımı, yeme davranışını değil, o davranışın ardındaki duygusal düzeni anlamaktan geçer.


Kilo alma korkusu genellikle sadece fiziksel bir mesele değildir. Bu korkunun altında “kabul görmeme”, “beğenilmeme” ya da “değerli olamama” endişesi yatar. Yani zihnin bir şekilde “ince olursam değerliyim, kontrol edersem güçlü olurum” şeklinde bir denklem kurmuştur. Ancak bu denklem seni sürekli huzursuz bir kontrol çabasına iter. Aslında burada “beden kontrolü” üzerinden “duygu kontrolü” yapmaya çalışıyorsun. Çünkü bir şeyi kontrol ettiğinde kendini güvende hissediyorsun. Ama insan zihni sürekli kontrol halinde olamaz; kontrol kaybolduğu anda yani diyet bozulduğunda beyin “nasıl olsa bozuldu” diyerek diğer uca savrulur. Bu yüzden kendine yönelteceğin ilk şefkatli adım şu olmalı: “Benim amacım mükemmel olmak değil, dengede kalmayı öğrenmek.”


Yeme bozukluğu yaşayan kişiler genellikle bedenlerinden değil, kendi duygularından uzaklaşmış olurlar. Açlık, tokluk, rahatsızlık gibi sinyallerin farkına varmak yerine, zihnin yarattığı “yememeliyim, yemeliyim, dayanamıyorum” düşünceleri baskın hale gelir. Bu noktada beden farkındalığı yeniden kazanmak çok önemlidir. Bunun için küçük bir egzersiz önerebilirim: Yemek yemeden önce bir dakika dur, derin bir nefes al ve kendine “şu anda gerçekten aç mıyım, yoksa duygusal bir boşluğu doldurmak mı istiyorum?” diye sor. Cevap her zaman net olmayabilir ama bu farkındalık zamanla seni otomatik davranıştan bilinçli davranışa taşır.


Ayrıca “diyet bozma” kavramının kendisi bile zihinde suçluluk yaratır. Aslında diyetini bozmazsın; sadece bedenin senden bir şey ister ve sen onu karşılarsın. Bunu “disiplin kaybı” değil, “bedenimin sinyalini duyabildim” olarak yorumlamayı dene. Çünkü bu tür yeme bozukluklarında en büyük sorun, bedene değil zihne fazla güvenmektir. Zihin sürekli hesap yapar, beden ise sadece dengelenmek ister. Senin bedenin, aslında seni cezalandırmıyor; sadece uzun süredir bastırılmış ihtiyaçlarını ifade ediyor.


Bu süreçte yapabileceğin en önemli adım, “kendine yasak koymak” yerine “kendine izin vermeyi” öğrenmektir. Yasaklar kısa vadede işe yarıyor gibi görünse de, uzun vadede bedeni cezalandırma döngüsüne sokar. Örneğin “bugün tatlı yemeyeceğim” yerine “tatlı yemek istiyorsam nedenini fark edeceğim” diyebilirsin. Bazen bu bir stres boşaltma yolu, bazen duygusal bir rahatlama arayışıdır. Asıl mesele, bunu fark ettikten sonra kendine suçluluk duymadan alan açabilmek.


Seans süreci bu noktada çok etkili olur çünkü yeme davranışını sadece kontrol etmek değil, o davranışı tetikleyen duygusal temelleri anlamak gerekir. Özellikle bilişsel davranışçı terapi bu konuda oldukça etkilidir. Seanslarda genellikle şu alanlar üzerinde çalışılır:


Açlık ve tokluk sinyallerini yeniden öğrenmek.


Yemek yerine duyguları tanımayı ve tolere etmeyi öğrenmek.


Ayna karşısında kendine nasıl baktığını, hangi kelimeleri kullandığını fark etmek.


“Ya hep ya hiç” düşüncesini dönüştürmek.


Ayrıca bu dönemde sosyal medyadan gelen “ideal beden” algısından uzak durmak da iyileşmeyi hızlandırır. Çünkü bu platformlar genellikle gerçeklikten uzak, filtrelenmiş bir mükemmellik standardı sunar. Bu da senin kendi bedenine yabancılaşmanı artırır. Gerçek iyileşme, dışarıdan değil, içeriden olur.


Son olarak, unutma: Yeme bozukluğu bir irade sorunu değil, bir duygu düzenleme zorluğudur. Bu yüzden “neden dayanamıyorum” diye kendini suçlamak yerine, “şu anda hangi duygumu bastırmaya çalışıyorum” diye sormayı dene. Çünkü yeme davranışı çoğu zaman bir şeyleri bastırmak içindir; acıyı, yalnızlığı, korkuyu veya öfkeyi. Ve bu duyguların hepsi senin insani parçalarındır. Onları reddetmek yerine anlamak, seni bu döngüden çıkarmaya başlar.


Kendine şunu hatırlat: “Benim bedenim düşmanım değil, bana yardım etmeye çalışan bir rehber.” Onu suçlamak yerine dinlemeyi öğrendiğinde, yeme davranışın da yavaş yavaş dengeye oturacaktır. Ama bu süreçte yalnız kalmaman çok önemli. Bir psikologla çalışmak, bu döngüyü sadece anlamanı değil, kalıcı biçimde dönüştürmeni sağlar. Çünkü iyileşme, “artık yemeyeceğim” diyerek değil, “kendime daha şefkatli davranacağım” diyerek başlar.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Yorumlar

Gizli Kullanıcı

hocam beni tetikleyen şey herkesin çok zayıfladın yemek ye demesi oluyor galiba çünkü nede olsa herkes zayıfsın ye o zaman gibi bi durum oluyor bu defada o kadar yiyorum ki karnımın ağrıdığını hissediyorum aslında kontrolü elime alabilsem bu sorun olmayacak biliyorum hiçbşr zaman aşırı derecede kilolu olmadım hiçte takık değildim yediğim psikiyatri ilacından sonra 54 kiloya çıktım boyum 1.60 44 kiloya sağlıklı bi şekilde düştüm daha sonra kendimi sıkmaya başladım en son 40 ı gördüm şu an tartılmıyorum tartılmak istemiyorum tahminim 43 44 varımdır

13 Kasım 2025 11:50
Psk. Betül Canbel

Merhaba sevgili danışan, Çünkü çevreden gelen “çok zayıfladın, biraz ye” gibi yorumlar bazen iyi niyetli olsa da sende kontrol kaybı ve kaygı yaratabiliyor. Aslında burada mesele sadece yemek değil; kontrol hissinin sarsılması. Vücudunla kurduğun dengeyi yeniden kazanmak istiyorsun ama bu dış sesler o dengeyi bozuyor. Şunu bilmeni isterim: sağlıklı olmak sadece kiloyla ölçülmez, bedenin senden denge ve güven ister. Tartılmamak şu anda iyi bir sınır olabilir çünkü odağını sayılardan duygularına çevirmene yardımcı olur. Bu süreci hem bir psikolog hem de psikiyatrist desteğiyle birlikte yürütmek en sağlıklı ilerleme biçimi olacaktır; çünkü ilaç ve terapi süreci birbirini tamamlar. Kendini zorlamadan, bedene saygı duyarak ve profesyonel desteğini sürdürerek bu döngüyü aşabilirsin. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

13 Kasım 2025 14:12