Zihinde kaybolmak
Sık sık zihnimde kayboluyorum. Bazen nerde olduğumu ve ne yaptığımı unutuyorum, farkında olmadan gülüyorum ve yada ağlıyorum, bazende istemsizce hareketler yapıyorum, o hareketlerde zihnimde ne varsa ona göre değişiyor, gerçeklikten kopuyorum tamamen. Kendi zihnimde yaşıyorum taki biri beni dürtene kadar, hiç bir şeyin farkına varmıyorum, sonra fark ediyorum ki olan biten ne varsa kendi kafamın içindeymiş, sanki 6 yaşımdan beri uyuyormuşum ve gözlerimi 20 yaşımda açmışım. Bir çok travma yaşadım, terk edilmiş ve yalnız büyüyen bir çocuktum. Çok ağır şeyler yaşadım ve bunları atlattığımı ve yada atlatacağımı düşünüyordum ama atlatamamışım gib, bu durum benim her şeyimi çok kötü etkiledi. Yemek bile yiyemiyorum, midem hiç bir şeyi almıyor, yediğimi de ben ekstradan bir şey yapmadan geri çıkartıyorum. İki hafta içinde 9 kilo verdim işte bu kadar etkilediğini anlatmaya çalıştım. Sizce ben bu durumdan nasıl kurtulabilirim?
Bu soru 29 Mayıs 2025 13:00 tarihinde Psikolog M. Çağla Karataş tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan,
Yazdıklarınızı okurken kelimelerinize eşlik eden duyguları ve düşüncelerinizi anlamaya çabaladım. Anlattıklarınız bana, yaşadığınız zorluklara rağmen; hala iyi hissetme isteğinde bir insan olduğunuzu ve bunun ne kadar büyük bir güç gerektirdiğini hatırlattı. Bu gücün de sizde bulunduğunu anlamama yardımcı oldu.
Bahsettiğiniz “zihinde kaybolma”, gerçeklikten uzaklaşmışlık hissi, sanki bir başka zaman dilimindeymişsiniz gibi yaşamak... Bunlar, zihnin kendini korumaya çalışırken oluşturduğu bir tür içsel savunma mekanizması olabilir. Zihin, çok fazla acıya maruz kaldığında, bazen bu acının içinde kalmamak için kendi içinde bir dünya kurar. Bu, bir zayıflık değil; aksine, hayatta kalmak için geliştirilmiş güçlü ama sizi yorabilen bir yöntemdir.
Çocuklukta yaşanan üzücü olaylar, yalnız hissettirilmek, sevilmediğini hissetme gibi travmatik olaylar; insanın sadece o dönemine değil, gelecekteki benliğine de dokunur. Ve bu tür travmatik olaylar çoğu zaman “geçmişte kaldı” diyerek değil, ancak görülerek ve üzerine çalışarak hafifler.
Eğer yaşadığınız şeylerin ağırlığını tek başınıza taşımak zorunda kaldıysanız bütün bu yaşananlar, birer birer taşıması zorlaşan bir yük haline gelir. Ve şimdi, o yük vücudunuza da konuşmaya başlamış. Midenizin kabul etmemesi, yemeği reddetmesi... Bunlar, bastırılmış duyguların fiziksel dile dönüşmesi olabilir. Beden, bazen kelimelerle söyleyemediğimizi kendi yoluyla anlatmaya çalışır. Yaşadığınız şeyler bir “dayanıklılık” göstergesi olarak kabul edilse de, insan bedeninin ve ruhunun bir sınırı oluyor.
Zihninizin içinde sıkışıp kalmak, bazen dış dünya ile bağ kurmayı zorlaştırabilir. Ama en önemlisi, bunu fark etmiş olmanız. Bu farkındalığın kıymetini bilmenizi isterim sevgili danışan. “Ben bir şeylerin farkına vardım, gözlerimi açtım” diyebiliyorsanız, bu başlı başına çok değerli bir adımdır.
Çünkü fark etmek, iyileşmenin başlangıcıdır. Bu farkındalıkla birlikte, artık zihninizde yalnız kalmak zorunda olmadığınızı bilmeniz çok önemli. Bir uzman desteği, size bu içsel karanlıkta bir pusula olabilir.
Bunca zaman bu süreci yalnız geçirmişseniz, bundan sonrasını yalnız geçirmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez. Yaşadığınız bu yoğunluk bir ruh sağlığı uzmanının desteğini gerektiren bir durum olabilir ve bu, güçsüzlük değil, cesaret göstergesidir.
Belki de ilk küçük adım, kendinize şefkatle bazı soruları sorabilmek olurdu. Kendinizi yargılamadan, “Ne yaşadım ve vücudum hakikaten buna ne tepki veriyor?” diye sormak… Mesela, evde yalnız kaldığınız kısa bir anda, elinizi kalbinize koyup birkaç dakika boyunca nefesinize odaklanarak, “Şu an bedenimde neler oluyor? Şu an hangi düşünce ya da anı beni en çok etkiliyor?” sorularını deneyebilirsiniz. Her gün dokunabileceğiniz bir eşya seçin. Gerçekten dokunduğunuzu hissedin, bunun üzerine düşünmek, size gerçeklik hissini yaşamanıza yardımcı olabilir.
Şunu bilmenizi isterim: Hissettiklerinizin adı var. Ve bu hissin içinde sıkışmış olmanız, oradan çıkamayacağınız anlamına gelmez. İyileşmek bir günde olmaz; ama her fark ediş, küçük bir iyileşme başlatır.
Size sorum şu: Şu anda içinizde en çok hangi duygu ya da düşünce baskın? Bunu ifade etmek size iyi gelir mi, biraz daha açmak ister misiniz? Sorularınızla birlikte düşünmeye devam edebiliriz, isterseniz…
Sevgilerle...