Psikoloji

Zihnimde sürekli birine bir şey anlatıyorum ?

Gizli Kullanıcı21 Nisan 2025 18:15

Zihnimde bir ben varım bir de kaygılı korkulu bir çocuk var sanki . Kaygılı olan bir şey söylüyor ben ona cevap veriyorum örneğin korkacaksın diyor ben korkmucam diyorum bir şey olacak diyor olursa olsun felan diyip geçiştirmeye çalışıyorum , aklını yitireceksin insanlara muhtaç olacaksın felan diyor ikna edemiyorum sanki benle sürekli kavga ediyor modum çok düşüyor …


Bir de bir şey yapıyorum mesela sankş onu karşıdakine anlatır gibi şöyle oldu böyle oldu diye kafamda konuşuyorum hesap vermem gerekiyor gibi hissediyorum anlaşılmak istenen biri gibi hissediyorum .


Örneğin aynı şu diyalog oluyor:

-“Ben üzgünüm lütfen bana yardım edin aklımı mı kaybedicem çok korkuyorum”diyorum ve bunu bir doktora anlatıyorum gibi hayal ediyorum …

Sonra onun bana verebileceği cevapları kendime veriyorum

“Hayır iyisin “veya “evet durumun kötü “gibi uzuyor böyle …


Veya

Kendim hakkımda X diyeyim ismime

X de çok zorlandı hayatta kimse onu anlamadı çok üzüldü mutlu olamadı erken öldü gibi biri benim hakkımda böyle söyler diye zihnim kuruyor .


Bir durum yaşasam X kendine gel sen bu değilsin diyorum sonra içimden bi ses hayır bak sen aklını kaybedeceksin korkak korkuyorsun sevilmeyeceksin gibi şeyler söylüyorum


Korksam mesela korkma diyorum kendime sorun yok diyorum ama içimdeki ses Korku dolu şeyler göreceksin aklını yitiricen diyor baş edemiyorum …


Benim sorunum nedir ? Çok üzülüyorum …

Psikolojik baskı gördüm yıllarca ağır şeyler yaşadım psikolojim bozuldu bana akılsız muamelesi yapıldı başarılı olmama rağmen deli sorunlu akılsız cinli felan dedi babam dövdü sövdü …

anlaşılmadım ihmal edildim görülmedim küçükten beri insanlar beni anlasın görsün diye çok uğraştım çocuk aklımla dikkat çekmeye çalıştım en son panik atak kaygı bzk tanısı aldım fakat artık aklımı kaybetmekten korkmaya başladım kötü geçen doğum sonrası bu durumlar arttı …


Lütfen yardımcı olun… Şimdiden teşekkürler …


Bu soru 22 Nisan 2025 18:35 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Öncelikle size içtenlikle teşekkür etmek isterim; yaşadığınız bu zorlu içsel süreci bu kadar açık ve dürüst bir şekilde paylaşmanız, iyileşme adına atılmış çok kıymetli bir adım. Hissettiklerinizin ağırlığını ve sizi ne denli yıprattığını satır aralarından çok net hissedebiliyorum. Yalnız olmadığınızı bilmenizi isterim; bu satırları yazarken yanınızda size bir nefes olmak istiyorum.


Zihninizde süreklilik kazanan bu içsel diyaloglar, sizi hem çok yoruyor hem de zamanla gerçeklik algınızı sorgulamanıza neden oluyor olabilir. Kendi iç sesinizle sürekli bir mücadele içinde olduğunuzu, bir tarafınızın sizi sakinleştirmeye çalıştığını ama diğer tarafınızın kaygı ve korku dolu cümlelerle buna direndiğini aktarmışsınız. Bu tarif, yoğun kaygının zihinde yarattığı “içsel çatışmayı” çok net yansıtıyor.


Kimi zaman çocuklukta yaşanmış travmalar, istismar, ihmal ya da duygusal baskı; kişinin zihninde bir "yaralı çocuk" sesi bırakabilir. Siz de yaşadığınız travmatik olayları çok açık şekilde ifade etmişsiniz: yıllar süren psikolojik baskı, fiziksel şiddet, duygusal ihmal ve görülmeme duygusu… Bütün bunlar, bireyin hem özdeğer algısını hem de dünyaya bakışını derinden etkileyebilir. Zihninizde konuşan kaygılı çocuk sesi, işte tam da bu geçmişin izlerini taşıyor olabilir. O ses size korkularınızı fısıldıyor çünkü o dönemlerde yalnızdınız, kendinizi korumanız gerekiyordu ve belki de hayatta kalabilmenin tek yolu dikkatli, tetikte, endişeli olmaktı.


Bu sesin varlığı, "aklınızı kaybettiğiniz" anlamına gelmiyor. Aksine, zihninizin bir yanı sizi korumaya çalışıyor ama bunu sağlıklı bir dille yapamıyor. Bu, çok uzun süreli bir stresin ve yaşanmış acıların zihinsel bir yansıması. Bu gibi iç sesler bazen bize çocukken yaşadıklarımızı hatırlatır, çünkü o dönemlerde zihinsel ve duygusal olarak kendimizi savunmanın tek yolu iç dünyamızla konuşmak olmuştur. Şimdi ise bu iç konuşmalar, tehditkar bir hale bürünmüş ve sizi korkutmaya başlamış olabilir.


Bahsettiğiniz gibi bazen hayali bir kişiye anlatıyormuşsunuz gibi zihninizde konuşmalar yapmanız da aslında bir tür “içsel boşalım” yolu. Zorlandığınızda, içinizde biriken yoğun duygulara bir çıkış yolu arıyor zihniniz. Kendinizi anlatma isteğiniz, yıllardır görülmeme, anlaşılmama ve susturulma deneyimlerinin doğal bir sonucu. Siz anlaşılmayı hak eden birisiniz, küçük yaşlardan itibaren bunu hak ettiniz ve hâlâ hak ediyorsunuz. Bu konuşmalar zaman zaman yoğunlaştığında kişiyi çok yoran, umutsuzlaştıran bir hâl alabilir; ama bu durum ruh sağlığı profesyonelleri tarafından çalışılarak yönetilebilir, anlamlandırılabilir.


Zihninizde geçen “Sen korkuyorsun, aklını yitireceksin” gibi cümleler, aslında zihnin bilinç dışı korkularının dışavurumudur. Bu seslerin yoğunluğu, kaygı bozukluklarında ve travma sonrası stres durumlarında sıkça görülebilir. Özellikle doğum sonrası belirtilerinizin artması da dikkat çekici; doğum, kadınlar için hem fizyolojik hem de psikolojik olarak büyük bir değişim sürecidir. Öncesinde bastırılmış ya da kontrol altına alınan duygular, doğum sonrası dönemde yoğun şekilde geri dönebilir.


Bir diğer önemli nokta da: geçmişte size yönelik yapılan "akılsız, sorunlu, deli" gibi damgalayıcı söylemler. Bu kelimeler sadece kelime olarak kalmaz; zamanla kişinin benliğine yerleşir, kendini algılama biçimini çarpıtır. Bu kelimelerin sizde nasıl izler bıraktığını çok net görebiliyorum. Ama gerçek şu ki; siz bir “sorun” değilsiniz. Aksine, zorlayıcı geçmişinize rağmen bugün kendinizi anlatmaya çalışan, yardım isteyen, farkında ve güçlü birisiniz.


Peki şimdi ne yapılabilir?


İlk adım, bu deneyimlerinizi bir profesyonelle detaylıca çalışmak. Zihninizdeki iç sesin kaynağını anlamak, ona karşı sağlıklı sınırlar geliştirmek ve bu sesi yatıştırmayı öğrenmek mümkündür. Özellikle travma odaklı terapiler (EMDR, Şema Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi gibi) bu gibi durumlarda oldukça etkili sonuçlar vermektedir. Psikoterapi sürecinde kendinizi hem ifade edebileceğiniz hem de duygularınızı yargılanmadan, güven içinde çalışabileceğiniz bir alan yaratılır. Bu alan sizin için bir şifa alanı olacaktır.


Ayrıca, günlük yaşamınızda size iyi gelen ve sizi biraz olsun “şimdi”ye getiren şeylerle küçük bağlar kurmaya çalışın. Bu bazen bir fincan çay, bazen doğada kısa bir yürüyüş, bazen yazı yazmak olabilir. Duygularınızın yoğun olduğu anlarda zihninizi o anın içinde tutmaya yardımcı olacak farkındalık egzersizleri ya da nefes teknikleri, kaygınızı hafifletmeye yardımcı olabilir.


Kendinize şu cümleleri sık sık hatırlatın:

“Bu bir süreç. Şu an korkuyorum ama bu korku geçebilir.”

“Ben geçmişte yalnızdım ama şimdi yardım arıyorum ve bu çok kıymetli bir şey.”

“Zihnim korkuyor olabilir ama ben bu korkunun kökenini anlamaya hazırım.”


Son olarak, kendinize karşı nazik olun. Bu zamana kadar çok zorlanmışsınız, çok yük taşımışsınız ama bu yük artık sadece sizin sorumluluğunuzda olmak zorunda değil. Yardım istemeniz, zayıflık değil güçtür. Siz iyileşmeyi hak ediyorsunuz ve bu yolda atılmış her adım çok değerli.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları sorabilirsiniz.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel