Merhaba sevgili danışan, öncelikle yaşadığınız problemi fark edip destek almak istemenizi takdir ediyorum. Anlattıklarınızdan yola çıkarak zorlayıcı bir süreçten geçtiğiniz kanısına varıyorum. Kaygılı bağlanmanızı tetikleyen ilişki içerisinde olmanız ve bu durumun gece panik atak yaşamanıza sebep olması içinde bulunduğunuz yükün artık size ağır geldiği ve taşıyamadığınızı yansıtıyor olabilir. Şu an yaşamış olduğunuz duygular size bir çıkmazdaymış gibi hissettiriyor olabilir fakat bu yolun sonu değil aslında başlangıcı olabilir. Kaygı ve panik ataklarınız aslında size bir şeylerin yolunda olmadığını haber veriyor, belkide içinizdeki ses artık kendini size duyurmaya çalışıyor. Duygularınız bu dönemde ne kadar yoğun olsa da sizin başa çıkamayacağınız kadar güçlü değil. Duygularınızı tanıyın ve bastırmak yerine varlığını kabul edin. Artık kendinizden kaçmayın ve yaralarınızla yüzleşerek kendinizi olduğunuz gibi kabul edip sevin. Bu süreçte kendinize yüklenmek yerine küçük küçük adımlarla ilerleyin. Panik atak yaşadığınız anlarda nefes egzersizi yaparak bu anlar geçecek diyebilirsiniz. Günlük hayatta sıkıntılı hissettiğinizde bu duygular geçici, şu an bir süreçten geçiyorum diye kendinizi telkin edip sakinleştirin. Çocukluğunuza, kendinize bir mektup yazmayı deneyin ve kendinizi olduğunuz gibi kabullenip yaralarınızı yazarak duygularınızı somutlaştırın. Tüm bu karmaşanın içerisinde kaybolmuş hissetmeniz asla yalnız olduğunuz anlamına gelmiyor. Bu bir yolculuk ve bir psikologla görüşerek onun desteğiyle yolunuzu aydınlatarak daha emin adımlarla ve sağlam yürüyebilirsiniz.

Psk.

Psikolog

Merhaba sevgili danışan, öncelikle evliliğinizdeki bu problemleri çözme isteğinizi takdir ediyorum. Eşinizle olan şu anki durumunuz çok hassas görünüyor bu durumun çözümü bir anda olmayacaktır tabiki, çözüme ulaşmak için doğru adımlar atmalı ve sabırsız olmamalı her şeyin zamanla olacağını bilmelisiniz. Eşinizin ilişkinize olan bağlılığını geri kazanması için öncelikle eşinizin duygularını anlamaya ve ilişkinizi onarmaya çalışın. Bu süreçte yapabileceğiniz bazı şeyler önerebilirim: Eşinizin eskisi gibi hissetmemesi duygusal bağın zayıflaması ve güveninin zedelenmesi kaynaklı olabilir. Sizin yaptığınız hataların ya da sizde sevmediği özelliklerin zamanla birikmesi eşinizdeki sevgi bağını yıpratmış olabilir. Ona sormanız gereken ilk soru: Hislerin benim için çok önemli, bu noktaya neden geldiğimizi daha iyi anlamak isterim. Neler hissettiğini ve düşündüğünü benimle paylaşır mısın ? Olmalı. Eşinizle iletişim kurarken suçlamak yerine ona anlamaya çalıştığınızı belli edin. Mesajlaşma olayınız eşinizi çok kırmış ve güvenini zedelemiş olabilir bu yüzden yeniden o güveni inşa etmeniz gerekmekte. Neden mesajlaştığınızı empati kurarak ona aktarmayı deneyin ve bir daha böyle bir şey olmayacağını söyleyin.Ona hayatınızda olan her konuyu şeffaflıkla anlatın. Sadece sözlerinizle değil davranışlarınızla da eşinize her zaman yanında olduğunuzu hissettirin. Eşiniz eğer çift terapisine sıcak bakıyorsa bu sizin için olumlu bir fırsat olabilir. Bir şeyleri düzeltmeniz için size bir şans sunmasına yardımcı olabilir ve ilişkinizi yeniden sağlıklı bir şekilde yapılandırmanızı sağlayabilir. Umarım eşinizle aranız eskisinden daha iyi olur. Sevgilerle…

Merhaba sevgili danışan, öncelikle kendinizdeki bu problemi fark edip yardım almak istemenizi takdir ediyorum. Söz ettiğiniz yorgunluk sadece bedenin değil ruhun da yorulduğunu hatta ruhunuzda derin izler olduğunu gösteriyor olabilir. Bazen uyur ama dinlenemeyiz çünkü zihnimiz bir türlü susmaz. Çocuklukta hissedilenler, travmalar geçti sanarız fakat onlar bize yaşamımız boyunca eşlik ederek çeşitli şekillerde karşımıza çıkar. Ağlamak duygularımızı yaşamamıza dışarı akıtmamıza olanak sağlar fakat ağlayamamak tüm bu olanakları ortadan kaldırır ve çok daha ağır bir yüktür. Sizin gözünüzden akan bir, iki damla yaş belkide biriktirdiklerinizin size ağır geldiğinin küçük bir işareti. Kimseye bir şey anlatmamanızın nedeni belkide gerçekten anlaşıldığınızı hiçbir zaman hissedememenizdir. Şu an yardım almak istemeniz bunca yorgunluğun ve birikmişliğin acısı içinde kendinize yapabileceğiniz en büyük iyilik. İçinizdeki acıları, göz yaşlarını yargılamadan kabul edin çünkü siz tüm bu yüklere rağmen buraya geldiniz ve değişmek adına bir adım attınız. Şimdi içinize attıklarınızı artık paylaşmanızın zamanı. Bir günlük alın ve bugünden başlayarak yazmaya başlayın. Gün içinde neler hissettiğinizi içinize atmak yerine yazarak somutlaştırın. Şunu da unutmayın ki her fırtına yıkıcı olmak zorunda değildir, bazen de gökkuşağının habercisidir. Siz de bu hüznün içerisinden yeniden doğacaksınız yeterki kendinize bir şans verin. Daha önce psikolojik yardım almanıza rağmen bir şeylerin değişmemiş olması sizi bundan geri tutmasın. Gerçekten kendinizi yanında iyi hissedeceğiniz, yardımcı olacağını düşündüğünüz bir psikologla yeniden görüşmeye başlayabilirsiniz. Umarım kısa sürede bu fırtınadan kurtulur ve bir güneş gibi yeniden doğarsınız. Sevgilerle…

Merhaba sevgili danışan, öncelikle probleminizi burada paylaşıp çözüm aramak istemenizi takdir ediyorum. Umut sanırım biz insanların böylesine kırılmasına zemin hazırlayan en büyük sebeplerden biri. Sizin de içinizde hep bir umut olduğunu görüyorum, belki şimdi değişir, belki bu kez benim değerimi görür… Ama insanlar kolay kolay değişmez bu yüzdendir ki hatalarının yükünü hep size bırakmış fakat siz o yüklerle bile onun için savaşmanın bir yolunu hep bulmuşsunuz. Sevgi bir adalet terazisine koyulamaz belki ama siz sizin sevginizin hep daha ağır bastığını görmüşsünüz. Birinin sizin ona verdiğiniz sevgiyi taşıyamaması, size aynı samimiyetle yaklaşamaması bunu hak etmediğiniz anlamına gelmez. O kişinin sevgiyi taşıyacak olgunlukta olmadığı anlamına gelir. Şimdi içinizde belkide yerini hiç dolduramayacağınızı düşündüğünüz bir boşluk açıldı. Unutmayın ki her yara zamanla iyileşir, siz yeter ki kendinizi sevmeyi ve daha fazla yaralamamayı öğrenin. Burada kendinize sormanızı istediğim önemli bir soru: Neden bu sevgiyi beni inciten birine bile verebilirken, kendime veremedim ? Siz şu an tükenmiş değilsiniz sadece zamanında çok fazla fedakarlık yapmanın yorgunluğunu yaşamaktasınız. Ayağa kalkmak için acele etmeyin, kendinizi dinleyin ve zaman tanıyın. Kendi değerinizi hissetmek için bu dönemde küçük ama sağlam adımlar atın. Siz de bir gün sevgiyi hak eden bir kalbe dokunacaksınız. Şimdi tüm bu sevginizi kendinize yöneltin ve gerektiği takdirde psikolojik destek almaktan geri durmayın çünkü siz her şeyin en iyisine layıksınız. Sevgilerle…

Merhaba sevgili danışan, öncelikle kendinizdeki bu problemi fark edip yardım almak istemenizi takdir ediyorum. İlişki içerisinde hissettiğiniz bu yoğun duygular, kıskançlıklar sevgiye duyduğunuz yoğun ihtiyaçlar kaynaklı olabilir, geçmişte yaşamış olduğunuz olumsuz deneyimleri tekrar etme eğiliminiz olabilir ve bu durum romantik ilişkilerinizi büyük bir şekilde etkiliyor. Bu döngüyü kırmak için öncelikle bu duyguların temelinde nasıl bir kaybetme korkusu olduğunu anlamak gerekiyor. Size bu konuyla alakalı birkaç öneride bulunacağım; İlişkilerinde karşındaki kişiyi hayatının merkezine koyarak tüm hayatını o kişi haline getirme, başkası için kendi hayatından vazgeçme. Her zaman kendi hobilerin, arkadaşların olsun. İlişkilerde partnerin senin mutluluğunun tek kaynağı olmamalı. Güven eksikliğinin kaynağını bulmaya çalış. Güven eksikliği genellikle geçmiş travma ya da öğrenilmiş aile ilişkileri temelli olabilmektedir. Geçmişte seni etkileyen tüm olayları yaz ve bu durumların artık seni kontrol etmeyeceğine dair söz ver. Kıskançlık duygusu birini çok sevdiğini değil kaybetmekten korktuğunu gösterir bunun temelinde kaygılı bağlanma yatar genellikle. Senin kıskançlık durumun karşındaki kişiyi bezdirip ilişkiden soğumasına neden olabilir bu yüzden harakete geçmeden önce kendini sorgulamayı öğren. Partnerinin ve kendinin sınırlarını bil, saygı duy. Böylece ilişkiniz sağlıklı temeller üzerine kurulu bağımlı değil bağlı bir ilişki olacaktır. Tüm bunlar işe yaramazsa, yeniden eskisi gibi davrandığını hissedersen psikolojik destek alman sana çok iyi gelecektir, geçmişine ışık tutarak bugününü aydınlatacaktır. Sevgilerle…

Merhaba sevgili danışan, öncelikle yaşamış olduğunuz sorunu burada paylaşıp destek almak istemenizi takdir ediyorum. Birine karşı böylesine yoğun hislerinin olması ama onun sana karşı bir şey hissetmemesi, hissetmediğini söylemesi kadar kalbe ağır gelen başka bir his daha yoktur sanırım. Bu durum bazı kişilerin o kişiden soğumasına neden olurken sizin duygularınızı daha da alevlendirmiş görünüyor bu durumun sebebi ulaşamadığınız bir kişinin, hissin kalbinizde daha çok yer edinmesi, bilinmezlik hissi olabilir. Aranızda bir şeyler yaşanmadığı için varsayımlarda bulunarak hayal dünyanızda o kişiyi daha çok yüceltme eğiliminde oluyorsunuz halbuki bir ilişki yaşayıp ayrılmış olsaydınız onun eksik yönlerinin de farkında olacak ve hayallerinizde o kişiyi yüceltemeyecektiniz. Söz konusu kişinin seni tanımak istememesi, başkalarına gösterdiği ilgiyi sana göstermemesi senin değersiz olduğun anlamına gelmez, o kişinin senin sunduğun sevgiye hazır, layık olmadığını gösterir. Değerini bir başkasının gözlerinde ya da sözlerinde arama yalnızca kendi içine bak çünkü ancak böyle gerçek değerinin farkında olabilirsin. Çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını anlıyorum çünkü sevgi ve beklenti ne kadar büyükse hayal kırıklığı da o kadar yoğun yaşanıyor. Burada anlaman gereken tek şey bazen olmuyorsa olmuyordur tek taraflı çaba hiçbir şeyi düzeltmez sadece kötüleştirir. Bu durumdan gerçekten kurtulmak istiyorsan öncelikle sosyal medyada onu stalklamayı bırak bunu yapmak başta senin için zor olabilir bu yüzden günde 1 kere bakma hakkı ver kendine sonrasında, hazır olduğunda hiç bakmamaya başla. Umarım bu dediklerim sizin için yararlı olur. Sevgilerle…

Merhaba sevgili danışan, yaşamış olduğunuz durumu fark edip yardım almak istemenizi takdir ediyorum. Yaşadığınız yoğun duygusal durum anksiyete ve panik atak belirtileriyle örtüşüyor fakat burada tam bir tanı koymak mümkün değil varsayımda bulunuyorum. Sağlık kaygısıyla başlayan bu süreciniz kontrol kaybetme korkusuyla ilerlemiş görünüyor. Bu durum sizin için bir döngü haline gelmiş gibi görünüyor. Öncelikle yaşamış olduğunuz bedensel belirtilerin ciddi bir şey olduğunu düşünüyorsunuz ve kaygılarınızı daha fazla arttırıyor. Söz konusu korku bedeninizde savaş ya da kaç tepkisini tetikliyor, bu da kontrol kaybı hissine ve daha fazla belirti göstermenize neden oluyor. Yaşamış olduğunuz bu durumda kaygılar belirtileri belirtiler kaygıları arttırıyor bu durum devam ettiği takdirde agorafobi geliştirmeniz olasıdır. Bu durumun olmaması için tek başınıza yapabileceğiniz birkaç önerim olabilir; panik sırasında kendinizi rahatlatmak ve nefesinizi dengeleyerek kontrolü elinize almak için nefes egzersizi yapabilirsiniz. Bunun için 4-8-7 tekniğini kullanabilirsiniz. 4 sn nefes alın 8 sn tutun 7 sn nefesinizi verin. Panik durumunda kas gevşetme egzersizleri de size yarar sağlayacaktır. Bedeninizde gerginliği hissettiğiniz anda bu gerginliği azaltmak için düzenli olarak kas gevşetme tekniğini kullanabilirsiniz. Örneğin el, ayağınızı 5 saniye sıkıp gevşetin. Bu durumu yaşarken kendinizi telkin etmeniz ve güven vermeniz oldukça önemlidir. Kendini kendinize şu an tehlikede değilim, şu an hislerim beni korkutuyor ama sorun yok gibi cümleler kurabilirsiniz. Tüm bunlar işe yaramazsa psikolojik destek almak size iyi gelecektir. Sevgilerle..

Merhaba sevgili danışan, öncelikle bu probleminizi fark edip destek almak istemenizi takdir ediyorum. Yazdıklarınız içinizde biriken öfke ve hayal kırıklığını ne kadar derin olduğunu, hissettiğinizi gösteriyor. Bu duyguların sizin için ne kadar zorlayıcı olduğunu anlıyorum. Özellikle kendinizi ifade edememeniz kaynaklı sıkışmışlık hissi nedeniyle kendinize baktığınızda kırılganlık ve güçlü bir öfke karışımı görüyor gibisiniz. Bu zaman zaman insanın kendine yönelttiği zorlayıcı bir duygudur fakat bu sizin hayatınızda büyük bir yer edinip sosyal yaşamınızı etkiliyor gibi görünüyor. Size kötü bir söz söylememiş olmak öfkenizi arttırmış görünüyor, bazı şeyleri içimizde tuttuğumuzda, sözel olarak ifade edemediğimizde bu duygular büyür ve sonuç olarak kendimize yönelir. Bu durumda kendine karşı şefkatli olman ve duygularını yargılamadan kabul ederek ifade etmen senin için çok önemlidir. Kendine hislerini yaşamak, anlamak için izin vermelisin. Bu duygularına isim koymak ve onları yazıya dökmek daha net görmene ve kabullenmene yardımcı olacaktır. Kendine yönelik sevgi duygusunu yalnızca yalnız kaldığında hissetmen kendini daha iyi tanımaya başladığının bir işareti olabilir. Kırılganlık ve öfke duygularını da bu şekilde kabullenmeyi deneyebilirsin. Belki bir gün birikmiş duygularını doğru dille ifade edeceğin o gün gelir fakat o gün gelene kadar kendine biraz zaman tanımalısın. Bu süreçte sana yardım edecek bir destek almak istersen bir psikologla görüşebilirsin bu sana kendini daha güçlü hissettirecektir. Unutma ki sen en az başkaları kadar desteklenmeyi hak ediyorsun. Sevgilerle…

Merhaba sevgili danışan, öncelikle bu konuda destek almak istemenizi takdir ediyorum. Geçmişte yaşamış olduğun olaylar sende derin yaralar açmış ve bunca yıl sen o yaraları bedeninde taşımışsın ve taşmaya devam ediyorsun hatta bu yaralara kendini sevmeyerek yenilerini eklemişsin. Kilolu olmanın sana kabullenilmeme hissi senin kendinle barışmanı zorlaştıran bir aynaya dönüşmüş. Kendine bunca zaman hep başkalarının gözünden bakmışsın. Zayıf olsam sevilir miydim diye sormuşsun, sen aslında kendine başkalarının gözlerinden bakmaktan ziyade kendi gözlerinle barışmak istiyorsun. Bu hayatta en önemlisi senin kendine bakışının nasıl olduğudur, kendini toplumun sana dayattığı güzellik kalıplarının ötesinde görmeye çalışmalısın. Kilo vermeyi denedin, çabaladın belki ama her başarısızlıkta yine kendine yüklenmiş görünüyorsun. Başkalarına gösterdiğin sabrı hiç kendine göstermemişsin. Kendine karşı daha şefkatli olmalısın, duygularına izin vermelisin. Bu kadar zorlandığın ve çabaladığın halde tek eksiğin kendi kendine destek olamamak. Neden bir ilişkim olmadı diye kendini sorguluyorsun fakat birini sevebilmek ve sevilebilmek için önce sen kendini sevmelisin. Bu sevgi bir bedene değil, özüne olmalı. Zayıflamak belki sağlığın için, kendini iyi hissetmen için olabilir ama seni sen yapan sadece içinde yaşadığın beden değil. Sen kendine inandığın ve değer verdiğin sürece tüm bu durumları gerçekleştirebilir ve kendi ışığını keşfedebilirsin. Bu yolculukta ilerleyemediğini, bu yüklerin sana ağır geldiğini hissedersen bir psikologtan yardım alabilirsin. Böylece kendinle olan yolculuğuna senin için biri ışık tutarak yolunu aydınlatır. Sevgilerle…

Merhaba sevgili danışan, öncelikle kendinizdeki bu probleme çözüm aramanızı takdir ediyorum. Geceleri hissettiğin bu korkunun seni nasıl etkilediğini tahmin edebiliyorum. Evinde güvende hissetmek istediğin o anlarda, en ufak bir ses bile seni tedirgin edebiliyor. İçten içe bunun yanılsama olduğunu bilsen bile zihnin buna inanmana izin vermiyor. Kalbin hızla atıyor, ellerin titriyor ve bu korku seni haraketsiz bırakıyor. Gözlerin karanlığa bakmak istese de bakamıyor, donup kalıyorsun. Bazen bu tür korkular sadece fiziksel değil zihinsel yorgunluktan da kaynaklanıyor olabilir. Sen her şeyin kontrol altında olduğunu bilsen bile bedenin o anlarda bu duyguları aşmakta zorluk çekiyor. Bu nedenle kendine şefkat göstermeye çalış. Uyumadan önce meditasyon yapabilirsin ya da günlük planında sevdiğin şeyleri uyumadan önceye erteleyip kendini biraz olsun mutlu hissederek sakinleşebilirsin. Sen korkunun esiri olmadan önce biraz nefes çalışması yapabilir ve kendine olan güvenini arttırmaya çalışabilirsin. Bu tür korkularınla tek başına başa çıkmakta zorlanabilirsin ama adım adım küçük cesaretler göstererek tüm bunları aşabilirsin. Eğer bu duygular seni çok zorluyorsa psikolojik destek almak sana iyi gelebilir. Bu korkuları tek başına taşımak zorunda değilsin, çünkü daha huzurlu ve korkusuz geceler yaşaman mümkün. Korkularını konuşarak ve hislerini paylaşarak ifade etmen senin için yararlı olacak ve korkularını aşmanı sağlayacaktır. Unutma ki sen bu hislerin içinde kaybolmadan huzurla yaşamayı hak ediyorsun. Sevgilerle…

Psk. Melisa Genç

Türkiye, istanbul

Hakkımda

Eğitim

Seminerler / Konferanslar (Sertifikalar)

Uzmanlık Alanları

Çalışma Ekolleri

Popüler Yazılar

Hakkımızda

Gizlilik