Psk. Cemre Keskin

Merhaba sevgili danışan, durumun sizi ne kadar zorladığını anlayabiliyorum. Birey olarak sınırlarımızın olması bütün ilişkilerimizde bizi korur. Eğer bu sınırları en baştan göstermezsek kişilerarası ilişkilerimizde fazlaca fedakarlıklar gösteririz, olumsuz tavırları görmezden geliriz ve bütün bunlar fark etmesek de zaman içerisinde bizi yıpratır. En başta koymadığımız sınırları ilişkilerimiz devam ederken sonradan belirlemek de zor gelebilir. Ama kendimizi korumamız için sınırlarımız gereklidir. Saygısızlık yaşadığınız durum özelinde özür dilenmesi ve halletmiş olmanıza sevindim. Ama anladığım kadarıyla şu sıralar tekrar böyle bir problem yaşıyorsunuz. İlk olarak ilişkilerinizde sağlıklı sınırlar koymanızı önerebilirim. Sınır koymanın bir adımı fiziksel sınırdır. Ancak bu her zaman ve her konuda etkili olamaz çünkü bazı insanlarla birlikte çalışmamız, yaşamamız gereklidir. Bu noktada duygusal sınırlarımızı koruyabiliriz. Bu başta size zor gelebilir. Ancak zamanla özsaygınızın arttığını ve ilişkilerinizin iyiye gittiğini göreceksiniz. Bunu sağlamak için hayır demeyi öğrenmek gereklidir. Sizden istenen ama sizin istemediğiniz şeyler konusunda elbette kimseyi kırmadan ancak netliğinizi koruyarak hayır demeyi deneyin. Başlarda sizi zorlasa da buna zamanla alışacaksınız. Sınır koymanın ve korumanın diğer basamağı da yapılan haksızlıklara hayır diyebilmektir. Anladığım kadarıyla sizin yaşadıklarınızda bu durum saygısızlık derecesine ulaşmış. Size yapılan haksızlığa veya saygısızlığa tepki vermediğinizde karşınızdaki kişi sizin sınırlarınızın katı olmadığını fark eder ve daha fazlasını söylemek ya da yapmak konusunda çekince yaşamaz. Bu nedenle sizi rahatsız eden bir durumla karşılaştığınızda bu küçük bir durum dahi olsa bunu fark edip tepki vermeniz sınırlarınızı koymanız ve koruyabilmeniz açısından önemlidir. Asıl canınızı sıkan şeyin bastırmak, kimseye belli etmemek olduğunu söylemişsiniz. Dile getirmediğimiz ama bizi üzen şeyler -bazen fark etmesek dahi- içten içe bizi zorlar. Aslında rahatsızlığınızı dile getirmediğiniz o hisler dışarı çıkmak bir şekilde ifade edilmek istiyor ve siz bunu belki de ağlayarak dışarı vurabiliyorsunuz. Ağlamanız kötü bir şey değil elbette. Ancak kendinizi ifade etmeniz, hem sizin için hem de karşınızdaki insanlar için daha anlaşılır olmanızı sağlar. Olumsuz bir durum yaşadığınızda üzerinden zaman geçmeden karşınızdaki kişiyle açık bir şekilde konuşun. Sizi rahatsız eden durumu içtenlikle anlattığınızda iletişiminiz daha güçlü olur ve karşınızdaki tarafından daha rahat anlaşılabilirsiniz. Açık iletişimi bütün ilişkileriniz için öneririm. Umarım yanıtım yardımcı olmuştur. Aklınıza takılan her şeyi yeni sorularla sorabilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim ☀️Psk. Cemre KESKİN

Merhaba sevgili danışan, durumun sizi zorladığını anlayabiliyorum. Elimden geldiğince size yardımcı olmaya çalışacağım. İnsanların ilişkilerinden beklentileri farklı olabilir ancak güven bütün ilişkilerin yapı taşlarındandır. Aile, arkadaşlık, iş ve tabiki romantik ilişkilerdeki bağlar güven üzerine kurulur. Kişi güvendiği birinin yanında daha rahat ve huzurlu hisseder. İlişkilerimizde kişisel alanımızı korumamız, sınırlarımızı çizmemiz önemlidir. Söylediğiniz gibi insan bazen sadece kendi istediğini yapmak isteyebilir, ancak yapmak istedikleriniz karşınızdaki kişi öğrendiğinde onu üzecek, incitecekse burada düşünmek gerekir. “O zaman üzülmesin diye ondan saklayayım” da pek doğru bir yaklaşım olmaz burada da ilişki için önemli bir değer olan dürüstlükten uzaklaşılmış olur. Burada en doğru olan; yaptığınız ya da yapacağınız şeyin partnerinize, ilişkinize ve ilişkideki güven duygusuna zarar verip vermeyeceğine bakmaktır. Bunu kolaylıkla anlayabilmek için karşılıklılık ve empati ilkelerinden yola çıkabilirsiniz. Aynı şeyi partneriniz yapmış olsaydı neler hissederdiniz? Sizden bir şey saklaması sizin güven duygunuzu zedeler miydi? Yalan söylemiş olması ilişkinize zarar verir miydi? Belki bu sorulara konu özelinde cevabınız hayır olacaktır. O zaman şunu düşünmelisiniz, bu ilişkide sizin de kabul edemeyeceğiniz şeyler var mıdır? Sizi rahatsız edecek, ilişkinize zarar verecek şeyler neler olabilir? Kendi hassas olduğunuz noktaları fark ettiğinizde partnerinizin bu konudaki hassasiyetini daha iyi anlayabilirsiniz. Sınırlarınız konusunda partnerinizle konuşun. Bu konuşma sırasında açık iletişim kurmanız güven duygusunun pekişmesinde etkili olacaktır. Sizin sınırlarınız ve partnerinizin hassasiyetleri arasında bir denge kurmak ilişkinizdeki bağ için önemli olacaktır. Bu durumun size, partnerinize ya da ilişkinize zarar verdiğini düşünüyorsanız bir ilişki terapistiyle çalışmayı düşünebilirsiniz. Umarım yanıtım yardımcı olmuştur. Aklınıza takılanları her zaman yeni sorularla sorabilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim ☀️Psikolog Cemre KESKİN

Merhabalar sevgili danışan, durumun sizin için ne kadar zorlayıcı olduğunu anlayabiliyorum. Elimden geldiğince size yardımcı olacağım. Reddedilmek herkes için zorlayıcı bir durumdur. Reddedilme durumunda kişide üzüntü, öfke, özgüven problemleri görülebilir. Bu nedenle bu durumdan etkilendiğiniz için kendinizi yargılamayın, bu oldukça normal. Reddedilmenin dışında uzun süre paylaşımda bulunduğunuz biriyle iletişiminizin sona ermesi de bu zorlayıcı duyguları oluşturmuş. Bizler genellikle romantik hisler beslediğimiz insanlarla benzer yönlerimize odaklanarak bir ruh eşi yaratma eğiliminde olabiliyoruz. Ancak biraz dışardan bakmanızı istersem belki ikinizin oldukça farklı noktalarını fark edebilirsiniz. Hoşlandığınız ve güzel bir iletişiminiz olduğu için aranızdaki bağı yüceltme isteği duymuş ve onu doğru kişi olarak, karşınıza çıkmasını ise kader olarak yorumlamışsınız. Ancak şunu bilmeliyiz ki hayatta bizim için tek bir doğru insan yoktur. Bize uygun olabilecek, fikirlerimizin uyuşabileceği onlarca insan vardır. Onlardan bazılarıyla bağımız devam eder, bazılarıyla ise yollarımız ayrılır. Bu hayatın akışında olan, normal bir durum. Ayrılık herkes için zorlayıcıdır. Hiçbir şey yapmak istememeniz, hayattan zevk almamanız oldukça anlaşılır. Ancak kesin bir ayrılık gerçekleştiyse bunu kabul etmek, kendinize ve hayatınıza odaklanmak en doğrusu olacaktır. Bu bir süreç, lütfen kendinize zaman tanıyın. Bu noktada kendinize odaklanmanızı, sizi nelerin mutlu ettiğini keşfetmenizi ve bunları kendinize vermenizi öneririm. Bu ilişkiden önceki hayatınızı düşündüğünüzde sizi neler mutlu ederdi? Neleri yapmaktan hoşlanırdınız? Bunları hayatınızda tekrar ön plana koyabilirsiniz. Sağlıklı beslenmek, fiziksel olarak aktif olmak, arkadaşlarınızla görüşmek size iyi gelecektir. Sevdiğiniz veya sevebileceğiniz bir hobiyle uğraşabilir, sosyal çevrenizi genişleterek yeni insanlarla tanışabilirsiniz. Umarım yanıtım yardımcı olmuştur. Aklınıza takılan her şeyi yeni sorularla sorabilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim ☀️Psikolog Cemre KESKİN

Merhaba sevgili danışan, durumun sizi ne kadar zorladığını anlayabiliyorum. Elimden geldiğince size yardımcı olmaya çalışacağım. Çok değer verdiğimiz ve sevdiğimiz insanlarla ilişkimiz bittiğinde yalnız hissetmek, insanlara olan güvenimizi kaybetmek, umutsuz hissetmek gibi durumlar yaşayabiliriz. Bunlar oldukça doğaldır. Bu noktada bu hislere kapılıp gitmemek ve günlük hayatımızı ne kadar etkilediğini fark etmek önemlidir. Bu his ve düşüncelerin ruh halinizi ve kuracağınız yeni arkadaşlıkları etkilemesinin sizin için zorlayıcı olduğunu anlayabiliyorum. Kişinin kendi kendine yetebilmesi evet önemli ve gereklidir ancak insanlar sosyal canlılardır. İletişime, ilgiye ve sevgiye ihtiyaç duymak utanılması gereken bir durum değildir, gayet normal ve olması gerekendir. :) Biraz düşüncelerinizin üzerine yoğunlaşalım. Neden yalnız kalacağınızı düşünüyorsunuz? İnsanların sizi sevmeyeceğini düşündüren sebepleriniz nelerdir? Ailenize neden kendinizi açamazsınız? Yargılanmaktan mı korkuyorsunuz? Neden sizin arkanızdan konuşacaklarını düşünüyorsunuz, daha önce böyle bir deneyim yaşadınız mı? Bu soruların üzerine düşünmenizi ve kendinize dürüst olarak yanıt vermenizi rica ediyorum. Elbette bazı yaşantılarımız bazı düşünceler oluşturmamıza sebep olur. Ancak bu düşüncelerin doğruluğunu sorgulamalıyız. Sizin bu düşüncelerinizle ilgili kanıtlarınız var mıdır? İstenmeme düşüncenizi ele alalım. Bir insanın istenmediği nasıl anlaşılabilir? Örneğin bir arkadaşınız istenmediğini söylediğinde size nasıl kanıtlar sunarsa siz de onun istenmediğine ikna olursunuz? Peki bununla ilgili kendinize dair kanıtlarınız var mıdır? Aksi kanıtlar neler olabilir? Yani sevildiğinizi düşündüğünüz ilişkileriniz var mıdır? Lütfen bunların üzerine de düşünün. Hatta yazmanız kendinize ve düşüncelerinize objektif bir şekilde bakmanız için daha faydalı olacaktır. Burada biten ilişkinize ve arkadaşlığınıza bakmak, oradaki ilişki dinamiklerini, nasıl bir ilişki olduğunu çözümlemek, bu ilişkilerin neden bittiğini fark etmek bundan sonraki ilişkileriniz açısından yol gösterici olabilir. O ilişkilerden beklentileriniz nelerdi? Bu beklentiler gerçekçi miydi? Beklentilerinizin ne kadarı karşılandı? Geçmiş ilişkilerinizde (romantik veya arkadaşlık ilişkileriniz) hatalarınız var mıydı? Siz bir arkadaşlıktan ya da romantik bir ilişkiden neler beklersiniz? Bu soruların üzerine düşünmek gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmanız için yararlı olacaktır. Umarım yanıtım yardımcı olmuştur. Aklınıza takılan noktaları yeni sorularla sorabilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim ☀️Psikolog Cemre KESKİN