Sena Keşkek

Psk. Sena Keşkek

Mersin

Depresyon, Bireysel Terapi, Kaygı Bozuklukları, Sosyal Fobi, Özgüven Problemleri

4.9
(29 Yorum)

Uzman Hakkında

Merhaba ben Psikolog Sena Keşkek.

Lise eğitimimi Mersin Mehmet Akif Ersoy Sosyal Bilimler Lİsesi'nde tamamladım. Ardından Nuh Naci Yazgan Üniversitesi'nde lisans eğitimime devam ettim. 2024 yılında psikoloji bölümünden mezun oldum.

Üniversite hayatım boyunca çeşitli kurumlar bünyesinde gönüllü staj gerçekleştirdim. Meşe Danışmanlık (Mersin) ve Pozitif Psikoloji Enstitüsü'nde (İstanbul) gönüllü stajyer psikolog olarak rol aldım.

Lisans hayatım boyunca NNYÜ Psikoloji Kulübü bünyesinde görev aldım. 2021-2022 döneminde ve 2022-2023 kulübün İçerik Ekibi üyesi ve Sosyal Medya Ekibi üyesi olarak görev aldım. 2023-2024 döneminde ise NNYÜ Psikoloji Kulübü Yönetim Kurulu'nda sayman ve yazman olarak görev aldım.

2023-2024 döneminde TPÖÇG Üniversite Temsilciliği ve TOPDES Üniversite Temsilciliği yaptım. 2024-2025 döneminde TPÖÇG TYK (Temsilciler ve Yerel Yapılanmalar Koordinatörlüğü) bünyesinde Temsilci Koordinasyon Ekibi üyesi olarak devam etmekteyim.

2024 yılı Temmuz ayında başladığım süpervizyon sürecimi Ekim ayında tamamladım.

Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu'ndan BDT Eğitimi almaya devam etmekteyim.

Eğitim

  • Nuh Naci Yazgan Üniversitesi - Lisans

Seminerler / Konferanslar (Sertifikalar)

  • BDT Süpervizyon
  • BDT İleri Düzey (Devam Ediyor)

Uzmanlık Alanları

Değersizlik / Yetersizlik Hisleri
Duygular
İletişim Problemleri
Sosyal Kaygı
Uyku Bozuklukları
Duygusal Yeme

Çalışma Ekolleri

  • BDT

Cevaplar (131)

Merhaba sevgili danışan,Sizi zorlayan durumları benimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Çözüm arayışına koyulduğunuz için kendinizi tebrik etmelisiniz. Sevgili danışan, bu durumun sizi zorladığını anlayabiliyorum. Söyleyeceklerinizi düşünürken, aklınızdan geçirirken veya yazıya dökerken rahat olup bunları ifade ederken zorluk yaşamanız anksiyete ile ilişkili olabilir. Sıradan, günlük bir iletişimde bile söyleyeceklerimizi planlıyorsak, fazlasıyla konulma hazırlığı yapıyorsak bu durum performans anında endişemizi artırarak daha fazla afallamamıza sebep olabilir. Konuşma anında sesinizin titremesi, gözlerinizin dolması birkaç sebeple ilişkili olabilir. Odağın sizde olmasından rahatsızlık duyuyor olabilirsiniz, performans kaygısı yaşıyor olabilirsiniz (yeterince iyi konuşup konuşamadığınıza yönelik bir kaygı) vb. Topluluk önünde bir konuşma yaptığınızı farz edelim. Elleriniz titrediği için, terlediğiniz için konuşmanın kötü gittiğini düşünüyor olabilirsiniz. Ancak daha geniş bir perspektiften baktığımızda sizi dinleyen insanlar için birçok uyaran olduğunu görebiliriz. Örneğin projektör, sunum, görseller, dışarıdan gelen sesler, kendi odak noktaları, o anki düşünceleri, belki çalan telefonlar vb. Bizle performansımızı değerlendirirken yalnızca kendi bedensel çıktılarımıza odaklanma eğiliminde olabiliyoruz fakat gerçekçi baktığımızda durum tam olarak böyle değil. Kendinizi, kendi konuşmanıza kademeli olarak maruz bırakmanızı öneriyorum. Örneğin önce yalnız başınıza konuşmalar yapın, yanlışlar yapsanız da konuşmayı sürdürün. Ardından ses kaydına alıp kendinizi dinleyin, ayna karşısında konuşmalar yapın. İnsanların sizin konuşmanızı yargılamamasından önce sizin kendi konuşmanızı yargılamamanızı sağlamak daha kıymetli olacaktır :) Ardından sevdiğiniz bir arkadaşınızla kaçındığınız, konuşmak istemediğiniz, konuşma yaparken kendinize güvenmediğiniz bir konu hakkında bir konuşma yapın. Zaman içerisinde eskisi kadar rahatsız olmadığınızı gözlemleyebilirsiniz. Sevgili danışan, umarım bu yazı sizin için yol gösterici olmuştur. Aklınıza takılan başka sorular oldukça bizlere yeniden soru sorabilirsiniz. Bu durum hayat kalitenizi negatif etkiliyorsa bir psikolog/ psikiyatrist desteği almayı düşünebilirsiniz. Sevgiler,Psikolog Sena Keşkek

Devamını Oku...

Merhaba sevgili danışan, öncelikle bunları benimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Yaşadıklarınızı açıklıkla anlatıp çözüm arayışına koyulduğunuz için siz de kendinizi tebrik etmelisiniz. Yaşadıklarınızın sizin için zorlayıcı olduğunu ve günlük hayatınızı kısıtladığını anlayabiliyorum. Öncelikle size bu işleyişten bahsetmek ve yapabilecekleriniz hakkında konuşmak isterim. Sevgili danışan, teşhis koymak bir psikiyatristin yetkisindedir, dolayısıyla yaşadıklarınızı teşhis etmeden sadece yardımcı olmak adına öneriler vereceğim. OKB, yani obsesif kompulsif bozukluk obsesyonların kompulsiyonlara dönüşmesiyle gerçekleşir. Obsesyonu düşünce, kompulsiyonu da eylem veya zihinsel eylem olarak tanımlayabiliriz. Örnek vermek gerekirse ". .. .. .. . yapmazsam başıma kötü bir şey gelecek. " düşüncesi bir obsesyondur. Bunu yapmazsa başına geleceklerden korkan kişinin "her saat başı . .. .. . eylemini gerçekleştirmesi" bir obsesyondur. Peki bu döngüyü kırmak için ne yapılabilir, neler yapabilirsiniz? Obsesyonların kompulsiyonlara dönüşmesini engelleyebilirsiniz. Örneğin "Bunu yapmazsam çok kötü bir şey olacak. " düşünceniz. Bunu düşünerek yaptıklarınızı yapmayı durdurun. Zorlayıcı gelebilir fakat zamanla daha az zorlanacaksınız. Sevgili danışan, obsesyonları kompulsiyonlara dönüştürmek bireyi rahatlatmaz, bu bir yanılgıdır. Uzun vadede rahatlamak için kompulsiyonlara ihtiyaç duymadığımız hissetmemiz gerekmekte. Bunun için eylemleri azaltmak ve endişe verici düşünce ile yüzleşmek bizlere "o eylemi yapmazsak da kötü bir şey olmadığını" gösterecektir. Örneğin evden çıkarken kapıyı beş kere kontrol ediyorsanız bir kere kontrol edin, evden çıkarken herkese teker teker görüşürüz demeden evden çıkmıyorsanız herkese seslenerek tek seferde görüşürüz diyerek evden çıkın. Sevgili danışan, umarım yazım size fayda sağlar. Başka bir sorunuz olursa bize bu platform üzerinden sorularınızı iletebilirsiniz. Yaşadıklarınız günlük hayat kalitenizi negatif olarak etkiliyorsa bir psikolog/ psikiyatrist desteği almayı düşünebilirsiniz. Sevgili danışan yaşadığınız durumlardan biraz daha detaylı bahsettiğiniz yeni bir soru iletebilirsiniz. Böylelikle aklınızdaki sorulara daha net yanıtlar sunabiliriz :)Sevgiler,Psikolog Sena Keşkek

Devamını Oku...

Merhaba sevgili danışan,Sizi zorlayan durumları benimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Çözüm arayışına koyulduğunuz için kendinizi tebrik etmelisiniz. Sevgili danışan, bu durumun sizi zorladığını ve hayatınızı kısıtladığını anlayabiliyorum. Fobiniz ile ilgili önereceklerim başlarda size biraz zorlayıcı gelebilir fakat zaman geçtikçe sizin için kolaylaşacağını düşünerek devam etmenizi tavsiye ederim. Fobilerde en sık önerdiğim yöntem exposure yani "maruz bırakma" yönteminden size bahsetmek istiyorum. Maruz bırakma yönteminde kişinin kendisi için fobik olan nesneye karşı duyarsızlaşması hedeflenir. Fobi duyduğumuz nesnelere karşı aşırı olan duyarlılığımızı azaltarak nesneyi sıradanlaştırarak üstesinden gelmeyi hedefliyoruz. Aşama aşama neler yapabileceğinizden bahsetmek istiyorum,İlk olarak bir kağıt alın, kağıda sığdırabildiğiniz kadar çok "boncuk" yazın. Ardından boncuk kelimesini duyacağınız şekilde sesli olarak sık sık tekrar edin. Bunu düzenli olarak bir hafta yapın. (Boncuk kelimesini duymak, okumak dahi sizi rahatsız ediyorsa bunu yapın. Yoksa ikinci adımdan başlayın. )İkinci adım olarak boncuk görselleri içeren bir çizgi film izleyin. Birkaç hafta boyunca bunu tekrar edin. (Biraz araştırdım, doğrudan boncuk üzerine bir çizgi film bulamayabilirsiniz fakat YouTube üzerinden "boncuk çizgi film" şeklinde arama yaptığınızda "top havuzu doluyor" başlıklı çizgi film ilk sırada listeleniyor. Görseller boncuğu çok andırıyor. Onu veya benzerlerini izleyebilirsiniz. Amacımız doğrudan boncuk görseline maruz kalmadan önce çizgi film ile bu hedefe biraz daha yaklaşmak. )Üçüncü adım olarak "doğrudan" boncuk görsellerine ve videolarına maruz kalın. YouTube üzerinden "boncuk" araması yaparak birçok boncuk konulu video bulabilirsiniz. Her seferinde farklı boncuk videoları izleyin. Bunu birkaç hafta boyunca tekrarlayabilirsiniz. Dördüncü sırada takıcıları, tuhafiyecileri gezmek var. Ürünlere dokunmanıza gerek yok. Birkaç hafta boyunca 4-5 kere bu yerlere gidip boncuklu ürünleri izleyin. Rahatsız olsanız dahi pes etmeyin, ne kadar yol kat ettiğinizi unutmayın :)Beşinci adımda ise tekrardan tuhafiyecileri ve takıcıları ziyaret edin. Bu kez takılara ve boncuklara dokunun. Son olarak da kendi ellerinizle, kendi zevkinize göre bir bileklik yapmanızı ve bu yolda verdiğiniz emekleri size hatırlatması için tatlı bir hatıra olarak saklamanızı rica edeceğim :)Sevgili danışan, umarım bu yazı sizin için yol gösterici olmuştur. Aklınıza takılan başka sorular oldukça bizlere yeniden soru sorabilirsiniz. Bu durum hayat kalitenizi negatif etkiliyorsa bir psikolog/ psikiyatrist desteği almayı düşünebilirsiniz. Sevgiler,Psikolog Sena Keşkek

Devamını Oku...

Merhaba sevgili danışan, öncelikle bu durumu benimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Bunları açıklıkla anlatıp çözüm arayışına koyulduğunuz için sizi takdir ediyorum, siz de kendinizi tebrik etmelisiniz. Öncelikle hissettiklerinizin sizi ne kadar zorladığını anlayabildiğimi bilmenizi isterim. Sevgili danışan, yaşadıklarınız kaygıyla ilişkili görünüyor. Bu tür düşünceler çok sık tekrarlanıyorsa ve sizi zorluyorsa terapiye yönelmenizi önerebilirim. Kaygı; belirsizlikten, bireyin kendi kontrolünde olmayan durumlardan, geçmişteki negatif deneyimlerden, geçmiş öğrenmelerden vb. durumlardan kaynaklanabilir. Partnerinizin ölmesinden endişe ettiğinizde bu durumun ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulamak adına kendinize bazı sorular sorabilirsiniz. Örneğin "Bu düşüncemin gerçekliğini kanıtlayacak şeyler var mı? Partnerim sağlıklıysa şu an bu düşünce ne kadar gerçekçi? gibi. Kaygılarımız bir döngü haline gelebilir ve birbirlerini tekrarlayarak ilerleyebilirler. Bunun önüne geçmek için düşündüğümüzün aksine kaygılarımızdan kaçmak fayda sağlayan bir yol değildir. Örneğin bir film izliyorsunuz ve filmdeki kadının partnerinin öldüğünü gördünüz. Filmi kapatıp bu düşünceden hızlıca uzaklaşmaya çalışmak bunu tekrarlayan bir döngü haline getirebilir. Bunun yerine filme devam etmek, kaygınızdan kaçmamak, kaygınızla yüzleşmek daha iyi bir çözüm olacaktır. Bunu hayatınızın her alanındaki kaygılarınıza genelleyerek uygulayabilirsiniz. Sevgili danışan, umarım yazdıklarım sizin için fayda sağlamıştır. Başka bir sorunuz olursa bu platform üzerinden bizlere iletebilirsiniz. Bu durum günlük hayat kalitenizi olumsuz etkiliyorsa bir psikolog/ psikiyatrist desteği almayı düşünebilirsiniz. Sevgiler,Psikolog Sena Keşkek

Devamını Oku...