Sinem Temel

Psk. Sinem Temel

İstanbul

Attentioner, Objektif Testler, Panik Bozukluk, Agorafobi, Sosyal Kaygı, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Obsesif-Kompulsif Bozukluk, Yaygın Kaygı Bozukluğu, Depresyon, Yeme Bozuklukları, Kişilik Bozuklukları

5.0
(7 Yorum)

Hakkımda

Merhaba sevgili dost, sana biraz kendimden bahsetmek istiyorum. 2013 senesinde İstanbul Arel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünden onur öğrencisi olarak mezun oldum. Üniversite eğitim hayatıma İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi bölümü ile devam etmekteyim.

Psikoloji bölümünü okurken özel hastanelerde, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde stajlar yaptım. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı rehabilitasyon merkezlerinde eğitim koordinatörü, aile danışmanı ve psikolog olarak görevler aldım. Hem eğitim kadrosunda hem de idari kadroda görevlerde bulundum. Daha sonrasında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı engelli bakım merkezlerinde sorumlu müdür olarak görev aldım. Bu görevlerimde bedensel, zihinsel ve ruhsal engelli bireylerin bakım hizmeti ile ilgili bire bir takipte bulundum. Hem rehabilitasyon merkezlerinde hem de engelli bakım merkezlerinde klinik görüşmeler yaparak mesleğime devam ettim.

Aynı zamanda online ve yüz yüze klinik görüşmeler yaparak danışanlarıma katkıda bulundum. Üniversite okurken problem çözme ve karar verme, kişisel gelişim ve motivasyon, düşünme ve karar verme, stres yönetimi, çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, çocukluk çağı obezite; psiko-sosyal travmalar ve yeme bozukluklarının gelişmesi, varoluşçu terapi çocuk gelinler ve iletişim ve ilişkilerde kadın/erkek farklılıkları, şizofreni ve bipolar bozukluk tanı ve tedavisi, anksiyete bozuklukları tanı ve tedavisi gibi çeşitli konularda eğitimler aldım.

Ruh Sağlığı Derneği'nden Doç. Dr. Durmuş Ümmet hocamızdan Terapötik Kartlar Eğitimi aldım.

Apamer'den Dr. Hülya Bingöl Çağlayan hocamızdan Attentioner (DEHB'li ve Dürtü Sorunu Yaşayan Çocuklarla Çalışan Uzmanlara Yönelik 20 Oturumluk Nöropsikolojik Tabanlı Terapi - Uygulayıcı Yetiştirme Programı) eğitimi aldım.

Ruh Sağlığı Derneği'nden Psikolojik Danışman Mehmet Biçer hocamızdan Objektif Testler Eğitimi aldım.

Davranış Araştırmaları ve Terapileri Merkezi'nden (DATEM) Klinik Psikolog, Bilişsel ve Davranışçı Terapist Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu hocamızdan İleri Düzey BDT eğitimi alarak ve bu eğitimi başarıyla tamamlayarak "Bilişsel ve Davranışçı Terapist" ünvanı aldım.

Panik bozukluk, agorafobi, sosyal kaygı, travma sonrası stres bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk, yaygın kaygı bozukluğu ve depresyon, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları çalışma alanlarımdır.

Psikolog ve terapist kimliğimle klinik görüşmelerimi İstanbul Beylikdüzü'nde yüz yüze ve online olarak sürdürmekteyim.

Eğitim

  • İstanbul Arel Üniversitesi - Lisans
  • İstanbul Üniversitesi - Lisans

Seminerler / Konferanslar (Sertifikalar)

  • Problem Çözme-Karar Verme
  • Kişisel Gelişim-Motivasyon
  • Düşünme ve Karar Verme
  • Stres Yönetimi
  • Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
  • Çocukluk Çağı Obezite; Psiko-Sosyal Travmalar ve Yeme Bozukluklarının Gelişmesi
  • Varoluşçu Terapi
  • Çocuk Gelinler ve İletişim ve İlişkilerde Kadın/Erkek Farklılıkları
  • Şizofreni ve Bipolar Bozukluk Tanı ve Tedavisi
  • Anksiyete Bozuklukları Tanı ve Tedavisi
  • TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi İç Tetkik Eğitimi
  • TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Dokümantasyon Eğitimi
  • TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Temel Eğitimi
  • Çocuk ve Ergenlerde Psikopatoloji
  • Öfke Kontrolü ve Stres Yönetimi
  • Vakalarla Psikopatoloji
  • Yakın İlişkilerde Bağlanma ve Ayrılık
  • Tükenmişlik Sendromu
  • Terapötik Kartlar Eğitimi
  • Çift Terapisi Süreci
  • Tükenmişlik Sendromu
  • Çocukluk Çağı Kaygıları
  • Çocuk ve Ergenlerde Travma
  • İnsan Aslında Nedir?
  • Psikolojik Danışmada Müdahalelerde Materyallerin Kullanımı ve Yaratıcı Teknikler
  • Basıc Ph ve Terapötik Kartlar
  • Film Analizi Üzerinden Kayıp ve Yasın Psikodinamikleri
  • Terapötik Kartlar Eğitimi
  • Attentioner DEHB'li ve Dürtüsel Çocuklarla Çalışan Uzmanlara Yönelik 20 Oturumluk Nöropsikolojik Tabanlı Terapi
  • Bilişsel ve Davranışçı Terapiler (BDT)
  • Objektif Testler

Uzmanlık Alanları

Depresyon
Panik Bozukluk
Yas
Travma ve TSSB
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Anksiyete
Öfke Yönetimi
Duygudurum Bozuklukları
Tükenmişlik
Yetişkin Psikolojisi
Ergen Psikolojisi
Özgüven Problemleri
Motivasyon Sorunları
Değersizlik / Yetersizlik Hisleri
Duygular
Hastalık Kaygısı
Yalnızlık
İletişim Problemleri
Mükemmelliyetçilik
Stres
Erteleme Davranışı
Fobi
Sosyal Kaygı
Bipolar Bozukluk
Travma ve TSSB
Kişilik Bozuklukları
Yeme Bozuklukları
Bağımlılık
İlişki Sorunları
Öğrenme Güçlüğü
Uyku Bozuklukları
Çocuk ve Ergen Psikolojisi
Duygudurum Bozuklukları
Flört Şiddeti
Aldatılma
Duygusal Yeme
Sınav Kaygısı
Zaman Yönetimi
Antisosyal Kişilik
İntihar Düşüncesi
Aile İçi Şiddet
Otizm
Dikkat Eksikliği
Dürtü Kontrol(Bozukluğu)
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
İnternet Bağımlılığı
Oyun Bağımlılığı
Varoluşsal Kaygılar
Borderline Kişilik Bozukluğu
Narsistik Kişilik
Bağımlılıklar

Çalışma Ekolleri

  • Bilişsel ve Davranışçı Terapiler (BDT)

Cevaplar (66)

Merhaba, yaşamış olduğunuz ilişki sizin üzerinizde ne gibi etkiler yaratıyor öğrenmek için kendinize birtakım sorular sorabilirsiniz. Karşımızdaki kişiyi ilk tanıdığımız zaman o kişinin bizim için doğru kişi ve ruh eşi olduğunu düşünebiliriz. İlişkiler beklediğimiz gibi yürümeyebilir. Bazen korkularımız, bazen alışkanlıklar, bazen de sırf emek verdiğimizden dolayı ilişkiye devam etmek isteyebiliriz. Elinize bir kağıt ve kalem alarak ilişkinizi olumlu ve olumsuz değerlendirmek için net ifadelerle dolu bir adım atabilirsiniz. Bu sayede ilişkimiz ne kadar iyi ve ne kadar sağlıklı bunu ölçebiliriz. İhtiyaç duyduğum anda yanımda olmasını istediğim kişi birlikte olduğum kişi mi?Ona karşı kendimi istediğim gibi ifade edebiliyor muyum?Sevilmenin haricinde karşı taraf beni dinliyor mu ve anlıyor mu?İlişkide kullanıldığımı hissediyor muyum?Konuştuğumuz konular sadece karşı tarafın odağında olan konular mı?İsteklerim dikkate alınıyor mu?Fikirlerim önemseniyor ve dikkate alınıyor mu?İlişkimizin dengesinde iyi bir iletişim mevcut mu?Kendimi samimi olarak ifade edebiliyor muyum?Terk edilme korkusu olmadan duygularımı ve düşüncelerimi karşı tarafa aktarabiliyor muyum?Düşüncelerim ve dünya görüşüm dikkate alınıyor mu?Sürekli eleştiriye maruz kalıyor muyum?İlişkiye başlamadan olan halimle ilişkideki halim arasında büyük farklar var mı?İlişkim biterse bir daha kimse beni sevmez mi ya da beğenmez mi?Bu soruları bir kağıda yazıp, içinizden geldiği şekilde en gerçek ve en samimi halinizle bu sorulara cevap verebilirsiniz. Yazarken kendinize itiraf etmekten korktuğunuz şeyleri fark edebilirsiniz. Soruları cevapladıktan sonra ilişkinizin gidişatı, olumlu ve olumsuz değerlendirmesi, ilişkideki değeriniz, ilişkinin yeterince samimi olup olmaması, ilişkide temelde olması gereken güven duygunuz gibi konularda gerçekçi bir bakışla kendinizi fark edebilirsiniz. Sevgiler. Psk. Sinem Temel

Devamını Oku...

Merhaba, ayrılık acısı hayatta insanın baş etmekte zorlandığı acıların başında geliyor. Acıyı atlatmak istiyorsanız bu duruma acıyı kabul ederek başlayın. Güzel hislerin olduğu gibi acının da kalıcılığı yoktur. Sevdiğiniz bir insanla yollarınızı belki istemeyerek belki de halen devam etmek isteyerek sonlandırdığınızda acıyı çekmeniz normaldir. Acınızı kabullenip, duygularınızı yaşamaya izin verirseniz acınız yavaş yavaş azalacaktır. Acınız yoğun bir şekilde sürmeyecek ve belki de birkaç hafta sonra gitgide azalacaktır. İçinden çıktığımız ilişkiyi sorgulamak, neden böyle oldu, neden ayrıldık, neden terk edildim, ilişkilerim hep aynı nedenlerden dolayı mı bitiyor, bunlar neden başıma geliyor, daha önce benzer bir ayrılık yaşadım mı gibi sorular yoğun acılar içerisindeyken değil de acınız biraz hafiflediğinde kendinize sorabileceğiniz sorulardır. Yaşadığınız acıları bir daha yaşamak istemiyorsanız içinden çıktığınız ilişkiyi iyi bir şekilde analiz etmelisiniz. Bir insanın ayrılık acısı geçmiyorsa, bu durumun sebebi ayrılık yaşadığınız kişiyi çok sevmeniz ya da özlemenizden dolayı değildir. Bu ayrılık sizde bir kişilik krizine döndüğünden dolayı ayrılık acısını derin ve yoğun bir biçimde yaşıyorsunuzdur. Çünkü ayrılık yaşadığınızda kendi içinizdeki derin inançlar ortaya çıkacaktır. Değersiz, terk edilecek bir insan olmak, sevilmeye layık bir insan olmamaya yönelik inançlarınız gelişebilir. Kriz dönemlerinde gerçeklerle yüzleşmek, acıyı atlatmak ve acının içerisinden çıkmak için oldukça faydalıdır. Ayrılık sürecinde insan çevresinden çok, kendine karşı acımasız bir yaklaşımda bulunabilir. Kendinizi eleştirip, yetersiz ve değersiz hissedebilirsiniz. İç ses genellikle acımasızdır. Acımasız iç sesinizle başa çıkmak için en kolay ve etkili yöntem meditasyon yapmaktır. Yaşadığınız acılarda kabullenmek ve kendine karşı şefkatli olmak yaşanılan bu acıların daha kolay atlatılması demektir. Siz ve karşınızdaki kişi ne kadar iyi insanlar olsanız bile, iki iyi insanın beraber olması demek iyi bir ilişki demek değildir. İlişki sonrasında durum değerlendirmesi yaparken, "Belki şunu şunu yapsaydık daha mutlu olabilirdik. " gibi bir söyleminiz olduğunda bilmeniz gereken bir şey var demektir. Karşınızdaki kişi zaten ayrılmadan önce sizinle sağlıklı iletişimde kalmak ve mutlu bir ilişki içerisinde olmak için çaba gösterebilirdi. Ayrılık sonrası özellikle geceleri arayıp, sormak ve mesaj atmak isteyebilirsiniz. Bu gayet normaldir. Çünkü duygu yoğunluğunuz vardır. Eski partnerinizi aramak istediğinizde bir arkadaşınız ya da dostunuzu aramak, mesaj atmak ya da duygularınızı ifade eden bir yazı yazıp sizde kalmasını sağlamak acınızla başa çıkarken faydalı olabilir. Ve son olarak bu yaşadığınız problemi bir arkadaşınız yaşamış olsaydı ona ne gibi önerilerde bulunurdunuz, neler söylerdiniz ve hangi konularda destek olurdunuz gibi sorularla yaşadığınız yoğun duyguları biçimlendirebilirsiniz. Sevgiler. Psk. Sinem Temel

Devamını Oku...

Merhaba, kariyer planlamasında öncelikle sizin için anlamlı olan bir süreç belirlemelisiniz. 6 ay, 5 yıl, 10 yıl sonrası nerede olmak istediğinizi kararlaştırdığınız net ifadelere odaklanmalısınız. Hedef ve plan belirlediğinizde engellerle karşılaşabilirsiniz. Bu engeller için hazırlıklı olmalısınız. Her zaman başka bir planınız yedekte olmalı. Anladığım kadarıyla şu anda yaptığınız iş sizi oldukça yoruyor ve zihninizi bulandırıyor. Bu süreçte daha net ifadelerle hedef koymak için matematik öğretmenliği ya da radyo, televizyon ve sinema bölümünde aktif olarak öğrenciliğiniz devam ettiği için ve tiyatroya olan tutkunuzdan dolayı bu okuduğunuz iki bölüm içerisinde ciddi bir tercih yapmak durumundasınız. Yaptığınız iş sizi manevi olarak tatmin ederken, finansal açıdan yetersiz kalıyorsa motivasyonunuz düşebilir ve artık işi yapmak istemeyebilirsiniz. Kendinize uygun sektör ve mesleği bulduktan sonra, kendinizin farkında olarak bilgi, birikim ve deneyimlerinizden yola çıkarak bir harita oluşturmalısınız. Radyo, televizyon ve sinema bölümünde ilerlemek istiyorsanız neler yapabilirsiniz, nereden başlayabilirsiniz, nasıl bir yol izleyebilirsiniz? gibi bu sorulara odaklanabilirsiniz. Çabuk ya da geçici çözümler bulmak ileriki süreçte sizi mutlu ve memnun etmeyecektir. İnsan sevdiği işi yapınca iş yapmış sayılmaz. Bu yüzden sevdiğiniz işin hangisi olacağını belirlerken kendinize karşı şeffaf ve net olun. Hedef belirlerken aynı zamanda başka planlarınız da olsun. Para kazanmak söz konusu olduğunda yapılacak tek bir iş yerine birçok iş vardır. Şimdiki işiniz sizi oldukça yoruyor ve zorluyorsa bu konuyu tekrar, net bir şekilde ifade edip ona göre yeniden bir plan tablosu oluşturabilirsiniz. Unutmayın ne yapacağınıza karar verseniz de hayat size çok başka yollar sunabilir. Sevgiler. Psk. Sinem Temel

Devamını Oku...

Merhaba, çoğu zaman en büyük kavgaları kendimizle yaparız. Bu konuda Özdemir Asaf'ın dizelerini size yöneltmek istiyorum. Dün sabaha karşı, kendimle konuştum. Ben hep kendime çıkan bir yokuştum. Yokuşun başında bir düşman vardı,Onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum. .. Özdemir Asaf'ın dizelerinde belirttiği gibi en büyük ve en çetin kavgaları kendimizle yapıyoruz. Ve bu kavgaların bir kazananı olmuyor. Yaşanılan çoğu psikolojik sıkıntının altında kendimizi sevmememiz, kendimizle barışık olmamamız, kendimize değer vermememiz yatıyor. Olduğumuz halimizi kabullenemiyoruz. Çoğu insan kendini sevdiğini zanneder. Fakat derinine baktığımızda bunun böyle olmadığını görmüş oluruz. Örneğin birinden kıyafetiniz hakkında iltifat aldığınızda bu durumu kabul edip, teşekkür mü edersiniz? Yoksa bu durumu küçümser misiniz?Anksiyete, depresyon, mükemmeliyetçilik, ikili ilişkilerde oluşan problemler kendimizle ilgili bir problemin olduğunu gösterir. Çoğu insan genellikle olumsuz ve güçsüz yönlerine odaklanır. Siz yaşam amacınızı belirleyerek, güçlü ve olumlu yönlerinizi keşfedin. Güçlü yönlerinizin farkında olmak konusunda zorlanıyorsanız diğer insanların söylediklerine kulak verebilirsiniz. Diğer insanlar sizin hangi yönlerinizin kuvvetli olduğu konusunda bilgi verir ve hangi konularda başarılı olduğunuzu söylerler?Kendimizi sevebilmek için kendi kendimizle vakit geçirmeye ihtiyacımız olabilir. Kendinden hoşnut olmayan insanlar çoğunlukla kendilerinden kaçarlar. Birini tam anlamıyla tanıyabilmek için onunla baş başa kalmaya ihtiyacımız vardır. Burada hedef kendinizi tanımak olduğu için, kendinizle vakit geçirmek sağlıklı olan olacaktır. Kendinizi tanımaya çalışırken elinizden geldiği kadar gözlemci modunda kalmaya çalışın. Kendi hayatımızı bir başkalarıyla kıyaslayarak kendimizi yetersiz, değersiz ve başarısız görmemiz kaçınılmazdır. Geçmişteki hatalarınız size neler öğretti? Bu hatalardan hangi dersleri aldınız? Geçmişin deneyimlerinize katkısı nedir? gibi soruları kendinize sorabilirsiniz. Ayrıca geçmişteki hatalarınızı, sizi zor duruma sokan olayları, başarısızlıklarınızı bir kağıda yazabilirsiniz. Hatalarınız gelecekteki hangi durumlara karşı önlemler almanızı sağladı? Bu soruyu da kendinize yöneltebilirsiniz. Kendi iç sesinizin konuşmalarını dikkate alabilirsiniz. İç sesiniz sizi aşağılıyor mu? Yargılıyor mu? Yıkıcı ve suçlayıcı mı? Bu soruların cevabına yönelebilirsiniz. İç sesiniz sürekli olarak sizi yargılıyorsa, aşağılıyorsa ve yıkıcı bir iç sesiniz varsa bu kendinizi sevmenizin önünde duran büyük bir engel olacaktır. Gerektiğinde hayır diyebilmek ve sizi ruhsal olarak tüketip, dibe çeken insanlardan uzaklaşmak ve onlara sınır koymaktan çekinmeyin. Sevgiler. Psk. Sinem Temel

Devamını Oku...