İş HayatıKategorisi

İş stresi, yoğun tempo ve kariyer baskısı hepimize tanıdık. Kendini tükenmiş hissetmeden çalışmak, denge kurmak ve gelişim yolculuğunda daha sağlam adımlar atmak isteyenler için destekleyici bir alan.

Soru sor
Filtrele
filtre ikon
Kategoriler

Filtrele

Soru sor
Filtrele
filtre ikon
Kategoriler
İş Hayatı

Kararsızlık ve seçim yapamamanın arkasındaki psikolojik nedenler

Merhabalar, bende kararsızlık sorunu var. Özellikle iş hayatında önemli kararlar verirken sık-sık kararsız kalıyorum ve bir türlü adım atamıyorum. Seçenekleri çok düşünmekten yorgun hissediyorum. Sizin gibi bir uzmana sormak ve bunun çözüm teknikleri varsa onları öğrenmek isterim: Kararsızlık ve seçim yapamamanın arkasında hangi psikolojik nedenler olabilir? Bununla nasıl baş edebilirim? Özgüvensizlik mi? Küçüklükten gelen seçimlerine güvenilmeme ola bilir mi acaba? çok merak ediyorum

İş Hayatı

Üslup sorunu olan yöneticiye nasıl davranmalı?

Merhabalar, son zamanlar iş hayatında bir şeyi farkettim. Yanlış anlamış da ola bilirim. Üslup sorunu olan bir kısım yöneticinin ya da çalışanın değeri yüceltiliyor. Kabalık ve nadanlık işini ciddiye almakla ilişkilendiriliyor. Hakaretle, sinkaflı sözlerle ve ötekini rencide ederek kendini ifade etmek ve günün sonunda işi halletmek hoşgörülüyor. Hatta Daniel Goleman bu kişilere "Amigdala korsanı" diyor. Odağında sadece iş ve operasyon olan ama dürtülerine hakim olup, özdenetim konusunda marifetini gösteremeyen bu kişileri oldukları gibi kabul edersek iş barışı bozulur ve diğer çalışanlar işe yabancılaşır sizce de öyle değil mi? Beki bu tip insanlarla nasıl başetmeliyiz? İnsanın şefkat ihtiyacının sürekli olarak ötelendiği ve aksine ruhunun örselendiği bir yerde üretken olması ya da uzun süreli kalması mümkün olmuyor malesef((

İş Hayatı

İş hayatında sorunları nasıl çözebilirim

Merhabalar Sağlık personeliyim bir iş arkadaşım var aslında iyi biri gibi fakat eksik aradığını eleştiriye gelemediğin hakkını her anlamda savunduğunu görüyorum ve herkes ona saygı duyuyor ve ondan çekiniyor. Ben ise naif kimseyi kırmayan uyumlu bir insanım. Açıkçası iş arkadaşımı kıskanıyorum ve onun gibi olmak isterdim bu kadar uyumlu olmama rağmen insanlar sürekli benim eksimi arıyor ve bana pek saygı duymuyor. İş arkadaşımdan çekiniyorum ve bir nevi de onunla arkadaşlık kurmak istiyorum Aramızda bir soğukluk var. Fakat yanaşmıyor. Başka bir iş arkadaşım ise benim ona adım atmam gerektiğini söylüyor sizce ne yapmam gerekiyor. Herkes iş arkadaşımı dinler ondan çekinir ve sevilir açıkçası iş ortamındaki insanlar ise cikarci manipülatif ve kurnaz insanlar ne yapacağımı bilemiyorum. İş hayatını çok takıyorum

İş Hayatı

Adalet takıntısı nasıl iyileşir?

Merhabalar, iyi günler. Ben bir psikoloji merkezinde proje yöneticisi olarak çalışıyor, müşteri şirketler için danışmanlık projelerini yürütüyorum. Çalıştığımız şirketler sektörün en iyileri arasında yer alıyor. Ancak zaman zaman rakip şirketler kuyumuzu kazmaya çalışıyor ve iftira atmaktan çekinmiyorlar. Ben her zaman adaleti savunur ve er ya da geç tecelli edeceğine inanırım. Fakat 1 yıl önce ilk projemi aldığımda, herşey yolunda giderken müşteri holdingin koordinatörü rakip şirketle anlaşarak bizi projeden çıkartmak için “rüşvet teklif ettiğimiz” yönünde bir iddiayı ortaya attı. Halbuki kendisi psikolog olmamasına rağmen adımızdan gizlice seanslar yürütüyor, psikologlarımızın işini yapmasına engel oluyordu. Ben bu durumu ortaya çıkardığımda ortalık karıştı. Sonrasında kendisini aklamak için bize iftira attı ve projenin kapanmasına neden oldu. (Yaşadığım ülkede psikolog olmayan birinin seans geçmesini engelleyen resmi yasa yok malesef)Sonra olaylar araştırıldı, iftiraların asılsız olduğu ortaya çıktı. Ancak o kişi, holdingin (evli) yöneticilerinden biriyle ilişkisi olduğu için şirkette kalmaya devam etti ve yaptığı yanına kâr kaldı. Bizim yerimize başka bir merkezi getirmeye çalıştı ama onlarla da sözleşme imzalanmadı ve proje genel olarak donduruldu. Bu durum beni çok üzdü. Çünkü her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışır, hem dokümantasyon sürecini titizlikle yürütür, hem de danışan memnuniyetini ön planda tutarım. Adaleti gözetmeye hep gayret ederim. Ama içten içe soruyorum: Neden o kadın hak ettiğini almadı?Ve neden her yeni proje aldığımda yine rakip şirketler ya da başka kişiler tarafından çamur atılacak diye endişe yaşıyorum. Herkesten şüphe duyar hâle geldim. İş hayatında dizilerde gördüğümüz o entrikacı, iğrenç kadınların gerçekten var olduğunu bilmiyordum. En başta o kadını arkadaş sanmıştım. Neden bu kadar ahlaksız ve yalancı birisi hiçbir bedel ödemedi ve hala çalışmaya devam ediyor. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık, genel danışan memnuniyetimiz de çok yüksekti. Ama bir kişinin yalan dolanıyla emeklerimizin bu şekilde ziyan olması beni gerçekten çok yaraladı. Çok emekler vermiştim. Bu duyguyla nasıl başa çıkabilirim? İçimdeki biriken öfke ve kinin bana zarar vermeye başladığını düşünüyorum.

İş Hayatı

Yöneticim özgüvenimi düşürüyor

2 aydır iş yerimdeyim çalışma zorunluluğum yok sadece iş deneyimim olsun diye girdim ama gerçekten yöneticisi ben daha eğitime başlamadan ayrı bir yere çağırıp şıkayet eder gibi kişisel bişeyime laf etti birisi aynı şekilde şikayet etmiş bu konuda ben çok yıkıldım ağladım o gün hatta işe gelmek bile istemedim ama yine de devam ettim şuanda işi öğrendim birçok şeyi yapabiliyorum ama o benim iş motivemi etkilemişti ben ozguvenli basladım bu işe ama sarstı bu olay. neyse ne sonra yeni biri geldi benim yanıma başlayan ve biri daha var işte uzun süredir çalışan sürekli beraber kaldığımızda bütün işi bana yıkmak istiyor yıkıyor da ve şöyle oldu kız herkesin yanında bana sesini yükseltiyor uyardığım halde yani bugünde aynısını yaptı başkalarının yanında tuhafça üstünlük tasladı yeni gelen kızda işte fark etmiş anlaşılan benle tek kaldı bu işi istiyor musun vesaire sordu sonra işte kimle anlaşıyosun falan dedi ve sonra benim hakkımda duydugu biseyi söyledi yine yöneticilerin soyledigi o meseleyi konusuyormus hala devam ediyorlarmış bir değil birkaç kişi işte kızda hiç duygusal olma hassas davranma işte bende böyle oldum zamanında falan dedi ben nasıl biriyim diye de sordu işte ben her zaman haklı olanın tarafındayım dedi öyle işte sonra bunu soyledi benim canımı sıktı bu durum zaten hala degerlendiriliyorum iş sürecimde de benden surekli olmadığım biri gibi görünmemi istiyorlar ve benim hakkımda yapılan o dedikodu o kadar uzgunum ki kız söylediği an beni etkiledi ağlayacaktım nerdeyse ve bu büyük sorun. bu işten çıkmak istiyorum ama doğru bi karar mı inat yapıp kalsam bile her gün moralim bozulacak gerçekten söyledikleri şey o kadar özel ve mahrem bişey ki insani kırabilecek bişey en sağlam insanı bile. ne yapmam gerekiyor içten içe de bu işin bana uymadığını düşünüyorum

İş Hayatı

Pembe defter kullandım diye ciddiye alınmadım. Acaba çocuksu muyum? Anormal miyim?

Merhaba, ben bir kurumda şube müdürü olarak çalışıyorum ve 28 yaşında, bekar bir kadınım. Dün yeni bir proje lansmanıyla ilgili olarak müdürümle birlikte konferans tarzında bir etkinliğe katıldım. Etkinlik sırasında potansiyel bir müşteri şirketle kısa bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantı sırasında bazı notlar alırken çantamdan küçük, pembe bir not defteri çıkardım. Toplantıya ara verdiğimizde, müdürüm bana şöyle dedi:"Neden pembe bir not defteri ve pembe kalem kullandın? Ben karşı tarafın yerinde olsam, seni bir şube müdürü olarak ciddiye almazdım. "Ben de özellikle seçmediğimi, sadece kullanımı rahat olduğu için hep o defteri tercih ettiğimi söyledim. Not defterinin üzerinde bir gökkuşağı ve unicorn deseni vardı. Açıkçası utanmış hissettim ve defteri hemen çantama geri koydum. Kendimi kötü hissettim. Çünkü pembe benim en sevdiğim renktir ve o defteri gerçekten rahat bulduğum için kullanıyordum. Gri ya da siyah deri defterler bana oldukça sıkıcı geliyor. Ama o an kendimi savunamadım ve bu da beni değersiz hissettirdi. Ayrıca şirketimi gerektiği gibi temsil edemediğimi düşündüm. Bu konuya dışarıdan bir gözle nasıl bakıldığını merak ediyorum. Bir psikolog olarak düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

İş Hayatı

İş hayatına nasıl adapte olabilirim?

2 yıllık bir bölüm okuyorum. Bu sebeple okuduğum bölüm genellikle özel sektöre bağlı. Bu durum iş bulma ve iş hayatına adapte olma açısından tehlikeli görünüyor. Bir bayan olarak özel sektörde çalışma isteği üzerimde çok fazla yok. Başka alternatifleri de değerlendirmek olası fakat erken yaşta çalışmak, ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Kendime göre iş bulmayı nasıl kolaylaştırabilirim? İş bulamazsam alternatif yolları nasıl oluşturabilirim? Çünkü tekrardan sınavlara girecek gücü kendimde bulamıyorum. Bu iş hayatında beni nelerin beklediğini nasıl öngörebilirim? Teşekkürler.

İş Hayatı

Bugünler de kendimi düşünceli hissediyorum

Merhaba sevgili psikologlar. Uzun süredir uğraştığım işlerin bitirememiş olmamın verdiği bir iç rahatsızlık içindeyim ve nasıl çıkılır buradan bilmiyorum açıkçası. O yüzden size yani uzmanlara yazmaya karar verdim. Bu tür duyguları zaman zaman yaşıyordum ancak bu sefer ki biraz daha ağır basmaya başladı hem düşündürüyor hem fe kendimi boşlukta hissetmeme sebep oluyor. Kariyerimi ve iş hayatımı her şeyin önünde tutuyorum biraz da kız arkadaşımın bundan rahatsızlık duyması beni endişelendiriyor acaba ondan dolayı mı diye de düşündüm açıkçası

İş Hayatı

Takıntılı düşüncelerden nasıl kurtulabilirim?

Merhaba ben 28 yaşında bekar bir kadınım. Özel bir psikoloji merkezinde proje yöneticisi olarak çalışıyorum. Kurumsal şirketlere danışmanlık veren bir projeyi yönetiyorum. Psikologların iş kalitesinden, müşteri memnuniyetinden ve tüm dokümantasyon işlerinden sorumluyum. Aslında üniversite bölümüm mühendislikti, fakat aile zoruyla okuduğum için o alanda ilerlemek istemedim. Şu anki işimi çok seviyorum. Ancak bu işe başlarken “evet” dememde en büyük etken, üniversite staj dönemindeyken bir kez dosya meselesi için gittiğim şirketlerden biriydi. Projeye o holdingle başladık. Neden bilmiyorum ama oraya karşı bir takıntı oluştu. Şirketin ismini yazmak istemiyorum ama hem popülerliği, hem de gökdelen binası beni etkiliyor (çok saçma biliyorum). Belki de ben orayı Türk dizilerindeki holdinglere benzetiyorum, bilmiyorum, ama çok beğeniyorum. Proje başlarda çok iyiydi, hatta aynı holdingin içindeki diğer şirketler de projeye katıldı. Fakat benim o binaya girme hevesim yüzünden, şirketin temsilcisiyle birkaç kez tartışma yaşadım. Ekstra olarak, o kadın temsilci insan kaynaklarında çalışıyor ve psikolog olmamasına rağmen bizim ismimizi kullanarak kendi çalışanlarıyla seans yapıyormuş. Bu durumu ortaya çıkardım. Fakat kadın, holding yönetiminde evli bir kişiyle ilişkisi olduğu için şirkette kalmaya devam etti. Sonda bizim holdingin ana binasında yürütülen proje donduruldu, ama diğer şirketlerle çalışmaya devam ediyoruz. O kadına karşı kendimi kaybetmiş gibi hissediyorum, üzgünüm ve kin doluyum. Projenin tekrar açılacağını söylediler ama bence o kadın varken bu çok zor. Eğer yeniden açılırsa ve tekrar o binaya girebilirsem, mağdur edilen kişilerle konuşup imzalı belgeler toplayabilirim. Çünkü impulsif davrandım, kanıt toplamadan ortalığı karıştırdım. Keşke daha soğukkanlı olabilseydim. Ama ilk iş deneyimi olunca böyle oluyor malesef. Ben hayalperest bir insanım, bu huyumdan nefret ediyorum. O binaya gittiğimde kendimi sanki başka bir evrendeymişim gibi, “daha değerli” hissediyorum. Bunun anormal olduğunun farkındayım. Oraya özel girişle giriliyor, istediğim zaman giriş yapamam malesef. Ama önnceler ne zaman oraya gitsem, çok mutlu olur - önceden hazırlanır süslenir, sanki binaya yakışmak için yarışa girerdim. Oradan çıkınca da kendimi balkabağına dönen külkedisi gibi hissederdim. Şimdi o projenin tekrar başlamasını çok istiyorum. Binanın önünden arabayla geçerken bile kalbim acıyor, sanki ex sevgilimi görmüş gibi oluyorum. Keşke o kadını karşımıza almasaydım, arkadaş olmaya çalışsaydım diyorum bazen. Psikoloğumuz o kadının histerik ve narsistik kişilik bozukluğu olduğunu söylemişti. Ama bizim logomuzu ve ismimizi kullanması bana çok dokundu. Ayrıca bu, etik açıdan da doğru değildi. Maalesef yaşadığım ülkede, uzmanlığı olmayan birinin seans yapmasını engelleyen bir yasa yok. Bu yüzden bazıları at koştura biliyor. Bazen bu düşünceler aklıma geliyor, kendimi suçlu görüyorum, bu takıntılı düşüncelerimi nasıl atabilirim?

İş Hayatı

Hayır diyememe sorunu

Merhaba, ben bir psikoloji merkezinde işe alım uzmanı olarak çalışıyorum. Merkeze yeni bir psikolog alımı için görüşmeler yapıyordum. Adaylara her zaman önce yazılı bir test uygulanıyor, ardından ben birebir görüşme gerçekleştiriyorum. Bu süreçte bir adayı çok beğendim. Sorular oldukça zordu ama kendisi %72 oranında doğru cevap verdi – bu oldukça nadir bir durum (test sonuçları bilgisayar tarafından otomatik hesaplanıyor). Bu arada benim uzmanlık alanım psikoloji değil. Aday, 23 yaşında, yeni mezun bir genç kadındı; ancak olduğundan daha olgun görünüyordu. 1 yıllık (stajyer ve online) deneyimi vardı. Yüz yüze yaptığımız görüşmede kendini çok güzel ifade etti, oldukça olumlu bir izlenim bıraktı. Görüşme sonunda her zaman yaptığım gibi, adaylarla ilgili düşüncelerimi ve test sonuçlarını yazılı şekilde müdürüme ilettim. Müdürüm de bu genç kız adaydan olumlu etkilendiğini ve ona 1 aylık deneme süresi verilmesine karar verildiğini söyledi. Ben de bu bilgiye dayanarak ona geri dönüş yaptım. Fakat 1 gün sonra müdürüm adayın yaşını yanlışlıkla 23 değil, 33 olarak gördüğünü, yaşının “fazla genç” olduğunu ve yaşça büyük danışanlara uygun olmayacağını söyledi. Bu da dolaylı olarak adayın sürece devam edemeyeceği anlamına geliyor. Şimdi bu durumu adaya nasıl uygun bir dille ileteceğimi bilemiyorum. Görüşmemiz sırasında oldukça umutlantırmış ve heveslendirmiş oldum. Şu anda kendimi çok kötü hissediyorum. Bu alanda oldukça yeniyim. Daha önce ben de iş görüşmelerinde deneyimim az olduğu için birçok kez red cevabı almıştım. Belki de bu yüzden empati kuruyorum; birine ümit verip ardından hayal kırıklığı yaşatmak istemiyorum. Ayrıca merkezimizde şu an çocuk psikoloğu pozisyonu açık olmadığı için başka bir alternatif de sunamıyorum. Bu durumu onun kalbini kırmadan, nazik ve profesyonel bir şekilde nasıl ifade edebilirim? Bana bir yol gösterebilir misiniz lütfen? Gerçekten çok üzgünüm. Kalp kırmak çok kötü birşey