Psikolojik Destek ve İyi Oluş Platformu

Zihinsel sağlığınıza dair sorulara uzman psikologlardan yanıt alın. Psikolojik desteğin en ulaşılabilir adresindesiniz.

Soru sor
Filtrele
filtre ikon
Kategoriler

Filtrele

Soru sor
Filtrele
filtre ikon
Kategoriler
Psikoloji

Yaşadıklarımı taşıyamıyorum

Merhaba psk Betül canbel ara sıra buraya yazıyorum belki hatırlarsınız. Ben 28 yaşımda biriyle tanıştırılmıştım. Bu kişiyi benimle tanıştıran bir evli çiftti benim arkadaşımın arkadaşlarıydı onlara çok güvenmiştim. Bana bu kişiyi çok övdüler ben de o gün heveslendim. Çünkü bir önceki ilişkim 4 sene önce aldatılma ile sonuçlanmıştı. 4 sene kendi içime kapanmıştım çünkü 10 yıllık bir ilişkiydi. Sınava hazırlandığım sene ayrılmıştı benden sonradan ortaya çıktı başkası varmış meğer hep yalanlar söylemiş bana. 4 sene sonra ilk defa bu kadar heyecanlanmıştım. Tanıştık 1 ay uzaktan konuştuk uzak mesafeydi. Eski ilişkisinden kıyafet yüzünden ayrılmışlar kız olduğum gibi sevilmek istiyorum demiş bitmiş tabi ben bunları sonra öğrendim. Kıyafet konusunda dikkat eden birini istediğini söylediler ben de mutlu olacağım bir ilişki olursa güven duyarsam kıyafetin bir önemi olmadığını düşündüm. Tanışmak istedim. Tabi hemen ödün vermedim ilk buluşmaya şortla gittim kendisi muhafazakardı güzel ilerledi süreç biz devam ettik ben de bu süreçte bu fikre sıcak baktım. Mutluydum çünkü gerçekten o her şeyiyle beni etkilemişti. 2. Ayın sonunda evine gittim çok güzel 1 hafta geçirdik tam dönmeden 1 gün önce wp de en başa eski ilişkisinden kalan mesajları sabitlemiş fotoğraflar duruyordu telefonunda. Ben bunları görünce başımdan aşağı kaynar sular döküldü. O an beni yara bandı olarak kullandığını anladım. Yanıma çağırdım ağladı ben çok üzüldüm ağladım. Sonra bana ben senden hoşlanıyorum bunlar sadece bir alışkanlık dedi. Ben içimde bitirdim onu dedi. Ona inanmak istedim. Keşke o gün o evi terk etseydim. Hediyelerini her şeyini attı her şeyi sildi. Sana güvenmek istiyorum dedim. Arkadaşlarımız beni aradı özür diledi. Onlar da şaşırmışlar. Ben eve döndüm. Bizim ilişkimiz 8 ay devam etti. Bu 8 ayda her buluşmamızda ya eskiye dair fotoğraflar mesajlar notlar bir yerlerden çıkmaya devam etti. Ben ortam neresi olursa olsun kimi zaman gözlerim doldu kimi zaman evi terk ettim. Bana hep beni sevdiğini bir anlamı olmadığını söyledi. Bu süreçte kendini muhafazakar diye tanıtıp bana söylemeyip arkadaşlarıyla barda fotoğraflar çıktı. Arkadaşları hep şaşırıyordu bu duruma. Bense onu hep anlamaya yargılamamaya çalışıyordum. Bana kendimi bulamadım diyordu. En son yanına gittim 1 hafta kaldım bu bir haftalık süreçte eskiye dair videolar notlar şiirler gördüm. Terapiye gitmiş gün gün o kişiye günlük gibi anlatmış ve bunları benimle birlikte olduğu halde ve bu kadar şey yaşamamıza rağmen telefonunda saklamaya devam etmiş. Şiirlerin edebi değeri varmış ondan tutuyormuş bunları. Bana bu açıklamaları yaptı. Daha sonra başka bir kız arkadaşıyla konuşmalarını silmiş ben görünce rahatsız oluyorum diye bunları yakaladım. Bunlar sadece yakaladıklarımdı. Akşam arkadaşlarımız uzun yoldan gelecekti hafta sonunu beraber geçirip dönecektik. O yüzden bir şey olmamış gibi davranmam lazımdı. O günü içime gömdüm ama düşünmeye de vaktim yoktu. Biz ertesi gün hep beraber vakit geçirdik ben ruhen orada değildim. Onlar ne yemek yiyelim diye düşünürken ben tüm bu olanları kafamda çeviriyordum. Berbat gün geçirdi herkes benim yüzümden sessizdim hep bu basit gündelik bir çift kavgası değildi. Olanları taşıyamıyordum artık. Onunla yalnız kaldığımda hüngür hüngür ağladım. O arkadaşlarımızın yanına gidince hiçbir şey olmamış gibi devam etti. Herkes beni suçladı. O günü bozduğum için. Döndükten sonra hiç keyif alamadık dediler. Sanki tüm bu yaşadıklarımı ben seçmişim gibi. Olaylara verdiğim tepkiler yüzünden suçlandım. Önceden de bu olanları bazen gözlerim dolar atlatır ortama uyum sağlardım. Ama kimse bana sen iyi dayandın demedi. O gün onu son görüşümdü. Eve dönünce sen bana ailemin yanında da böyle davranırsın diyerek ayrıldı benden. Kız arkadaş konusunda beklentilerim karşılanmıyor dedi. Bana dürüst olmadığının kılıfı beklentilerim karşılanmıyor demekti. Bunu açıkça baştan söylemek yerine mesaj silerek yapıp sonra beklentilerim karşılanmıyor dedi. Bütün bunların yaşanmasına gerek var mıydı ayrılmak için bu kadar kahrolmamı beklemeseydi keşke uzaktayken bitirseydi. Beni suçladı. Yaptıklarını haketmediğimi sen bunların hiçbirini hak etmedin ben yanlış yaptım hep dedi. Sonra ilerde inşallah pişman olmayız diyerek bana umut aşılayıp gitti. Bir insan basından beri bu kadar kendini düşünebilir mi aklım almıyor. Sonradan pişman olmasını bile düşünüp bu kıza bunu söylememem lazım demiyor. Kapıyı açık bırakıp gidiyor. Ben ona dönmedim tam 2 yıl oldu. Kalbim ağrısı da kendimi eve kapatsam da gecelerce ağlasam da dönmedim. yaşadıklarım hala dün gibi aklımda. Hep kendini düşündü onun hayatı onun geçmişi onun geleceği onun beklentileri arkadaşları ben neydim kimdim. Sonra YouTube hesabındaki oynatma listesine pişman olduğuna dair şarkılar ekledi. Bunu gördüğümü gördükçe eklemeye devam etti. Ben bir şeyler değişmiştir diye düşünürken ona adım atmadım yinede sonra profil resmimi her şeyimi kapattım. Bu süreçte babam hasta oldu. Ben açtım profil resmimi ona. Sevdiğime dair şarkılar paylaştım. Ama yoktu. 1 buçuk 2 ay geçti sadece üzerinden şarkılardaki sözler seni asla bırakmam vs. Tabi ben inandım yine. Gerçek sandım. Şimdi bizi tanıştıran arkadaşlarım onun yanına başka bir kızla gitmiş beraber story atıyorlar. Bu nasıl olabilir ya. Kalbi yok mu bu insanların. Bunları yaşatıp yaşatıp nasıl kendilerini aklayabilirler. Arkadaşlarımızda kızıyorum artık o insanın nasıl biri olduğunu görüp hala birileriyle tanıştırma derdindeler. Babam hastayken bile aramadı. Neden böyle umut verip verip beni yarı yolda bıraktı asla anlamıyorum. Kendisini her fırsatta haklı çıkarmaya çalışıyor artık o kadar yoruldum ki hayatıma odaklanamıyorum. Her şeyden çektim kendimi günlerim odamda geçiyor kimseye güvenemiyorum. Bana hayatımın en büyük darbesini verdi. Asla affetmiyorum onu. Ama gidemiyorum da ben ne yapacağım bilmiyorum. O şarkıları da silmiyor resmen bana acı çektiriyor. Yaşattıkları yetmiyor bir de bu belirsizlikleri yordu beni. Bu hayat neden hep en zor tarafıyla sınamak zorunda. Her şeyimi kaybediyorum. 2 senem gitti üzülmekten okuduğunuz için teşekkür ederim. .

Aile

baba

babam annemi kendimi bildim bileli aldatıyordu. annem defalarca yakalamasına hır gür çıkarıp babamla kavga etmesine rağmen ayrılmayıp affeti babamı. genel olarak dayaklı ve huzursuz bir ortamdı hep. annem ölüm döşeğindeyken annemi aldatıp anneme bakmaya devam ediyordu (anneme cok iyi bakti) ve annem öldü. babam ihtiyaclarimizi karsilayip bizi sevdigini gostersede onu affedemiyorum. tutarsız sevgisi yüzünden iyi birimi bilmiyorum karar veremiyorum. nasıl affedebilirim nasıl ilerlerim

Kaygı

Kaybetme korkumu nasıl yenerim

Sürekli herşeyimi kaybedeceğim korkusu yaşıyorum. Bu korku benim hayatımı çok fazla etkiliyor. Çalışmazsam insanlar beni sevmez gibi şeyler hissediyorum. hep kötü zamanlar yaşayacakmışım gibi geliyor ve eskiden bu yüzden daha fazla çalışmam gerektiğini düşünüyordum fakat şimdi nasılsa herşey kötü olacak herşeyi kaybedicem niye çalışayım ki demeye başladım. Gevşeyemiyorum bi işe adapte olamıyorum nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. Herşeyi kaybedecek miyim gerçekten. Bi mali müşavirim ve sürekli kontrol hissi beni yoruyor

Romantik İlişkiler

Sevgiliden değişmesini beklemek normal mi?

Sevgilimle 3,5 yıldır birlikteyim, fakat ilişkimizde tam olarak tatmin olduğumu hissetmiyorum. Sevgili olmanın getirdiği o duygusal bağı, o özel hissi pek yaşamıyorum. Çoğu zaman yalnızca yakın arkadaşımmış gibi geliyor. Son zamanlarda ise ondan çok rahatsız olmaya başladım. Yaptığı espriler, gündelik fikirleri, giyimi, kendi hayatını yönetme biçimi,duruşu bile bana itici geliyor. Bazen sanki bir çocuğa bakıyor gibi hissediyorum. Örneğin, ayrı evlerde yaşıyoruz ama ara sıra birlikte yemek yapıp yiyoruz. Çoğu zaman yorgun olduğum için yemeği onun yapmasını istiyorum; 9 saat ayakta çalışıyorum ve gerçekten yoruluyorum. O ise çalışmıyor ama üniversitede dersleri ve bitirme teziyle meşgul. Yemeği yapmasını istediğimde yorgun olduğunu söyleyerek sızlanıyor, yine işi bana bırakıyor. Öte yandan, yemeği o yaptığında her şeyi bana soruyor; internette tarifine bakmasına rağmen hâlâ her detayı onaylamak istiyor. Ona kalsa bana yeterince yardımcı oluyor ama gerçekte ben yardım aldığımı hissediyorum. Hiçbir şekilde yüküm azalmıyor. İki el uzatsa bununla övünüp duruyor, üzüldüğü için de bunların yeterli gelmediğini söyleyemiyorum. Onu suçladığımı ve kötü hissettiğini söyleyip "suçu" bana yıkıyor yine. Halbuki sadece hissetiklerimi aktarmaya çalışıyorum, hissettiklerimin olumsuz olması ve onun tavırlarından kaynaklanması benim onu suçladığım anlamına gelmez diye düşünüyorum, çünkü başka bir ihtimal vardı da onu suçlu ilan etmeyi seçtim gibi bir durum olmadığını düşünüyorum. Direkt olan buydu , o yüzden bu şekilde aktardım. Bu tür durumlarda kendimi onun “bakım veren” tarafında, o ise “çocuk” gibi hissettiriyor. Asıl kafamı karıştıran nokta ise kendi duygularımdan emin olamamam. Acaba ben ondan olmadığı biri olmasını mı bekliyorum? Böyle bir beklentiye girmeye hakkım var mı? Ve ya eksikliğini hissettiğim bu duyguyu gerçekten tanımlayabilmek için kendime hangi soruları sormalıyım?

Psikoloji

kendimi sabote etmekten nasıl kurtulurum?

Son zamanlarda fark ettiğim bir şey var: Bir işe girmek istiyorum, gerçekten istiyorum hatta bazen motive de oluyorum. Ama işe girdikten kısa bir süre sonra içimde büyük bir sıkılma hissi oluyor. o iş beni geliştirecek bile olsa. Ne yaparsam yapayım o isteği sürdüremiyorum. Başta heyecanla başlıyorum, sonra her şey rutinleşince hemen isteğim kayboluyor. pozitif değişimlere direniyorum resmen hocam sabote ediyorum kendimi olay bu. Bu yüzden kendimi sürekli aynı döngünün içinde buluyorum. İşe giriyorum, bir süre idare ediyorum, sonra sıkılıp çıkıyorum. Bu durum hem beni yıpratıyor hem de özgüvenimi zedeliyor. “Acaba bende bir problem mi var?” diye düşünmeye başladım. Bir yandan istikrarlı bir hayat, düzenli bir gelir ve güven duygusu istiyorum. Ama öte yandan sanki bu tür ortamlarda nefes alamıyormuşum gibi geliyor. Fazla kalabalık ya da stresli ortamlar beni çok çabuk tüketiyor. Gerçekten ne istediğimi ve hangi alanda kalıcı olabileceğimi bulmakta zorlanıyorum. Bu kararsızlık, bazen hayatımın diğer alanlarına da yansıyor gibi. Neden böyle hissettiğimi, bunun arkasında ne olduğunu anlamak istiyorum hocam. psikoloğa gitmek istiyorum ama baya pahalı tabi ondan gidemiyorum da. kendimce kişisel gelişim kitapları okuyorum. ama sürekli aynı döngüdeyim adım atıyorum ama işte 2. nci günde aklımdan aman boşver şimdi sorumluluk alıcaksın ne gerek var senden çok sey beklicekler o işe alışıp düzenli gidersen de en iyisi sen rahatını bozma devam et diyr düşünceler geliyor. .

Psikoloji

Adlandıramadığım o ruh hali

Temmuz ayından beri dönem dönem değişik bir ruh hali geliyor ve ne yazık ki artık bu kadar uzun süredir devam ettiği için iki üç günde bir oluyor. Geceleri uyuyamıyorum uyusam bile rüyamda bile düşünceler akıyor aklımdan. Uyanıyorum ve ilginç bir şekilde zihnimde yarım kopuk belli belirsiz düşüncelerle uyanıyorum. Rüyamda da zihnim düşünüyor ama ne düşündüğümü bilmiyorum. Kopuk yarım düşünceler. Akıp gidiyor ama çok hızlı . Uyuyamıyorum uyusam bile zihnen yorgun uyanıyorum. O dediğim ruh halide şöyle bir ruh hali: Tatsız tutsuz böyle hayata dair heyecanım kalmamış gibi. Eskiden neyden zevk alırdım neyi severdim onu bile anımsayamıyorum. Eskiden sevdiğim şeylerin ne olduğuna bakıyorum onları yapmaya çalışıyorum ama yok onları da sevmiyormuşum ki kendimi sevdiğime inandırmışım . Bir çok şeyi böyle yapmışım aslında. eskiden bölümüme derslerime aşıktım zevk alırdım dinlerken çalışırken şimdi son senem sırf uzatmadan güzelce bitirmek için gidiyorum. Derste aklım anda kalamıyor , arkadaşlarımlayken de anda kalamıyorum. Bir anda bir korkuda geliyor ya geçemezsem sınavdan bir cümle bile kaçırmamalıyım asla kaçırmamalıyım diyorum her şeyi yazmaya çalışıyorum o korku gelincede. Derste hem bununla savaşıp hem de derse odaklanmak için zorluyorum kendimi. Aslında tekken yani arkadaşlarım yokken ve tek oturunca zihnim çok berrak oluyor ger şeyi anlıyorum yazıyorum içim rahat ediyor boş vaktimde gidip ders çalışıyorum içim rahat ediyor. Sonrasında onlar derse gelirlerse ve uzak oturursam dinleyip öğreniyorum. Ama onlar varken zamanımı kontrol edemiyorum gibi hissediyorum hatta sadece zaman değil dersi de onlar yanımda otururken ( hiçbir şey yapmasalar bile ) dinleyemiyorum. Hiç tanımadığım bir insanla tanışıp bir süre bir yerde duracaksam kendimi çok rahat hissediyorum. Ama uzun ilişkilerde arkadaşlık dahi olsa boğuluyorum. Onları seviyorum ama uzun süre kimseyle yapamıyorum buna ailem bile dahil. Herkeste sorun olamaz belli ki bir problememim var. Ama asıl sorun şu dediğim heyecansızlık hali. Bir heyecanım yok bir isteğim arzum nasıl desem sanki her şey çok dünyevi geliyor artık. Bir sistemde dönen çarklar gibiyiz . Herkes kendine yapay bir hedef ya da arzu belirliyor onun peşinde koşarken yaşamaya devam ediyor diye düşünüyorum. Ben artık yapaylık istemiyorum. Konuşmak istemiyorum insan dahi görmek istemiyorum. Bu ruh hali beni benden götürüyor. Bundan sonrada kendimi toparlamak için bir şeyler deniyorum sonra da kendimi dünyalarını yerinden oynatabilirim gibi hissediyorum. Her şeyi başarırım yeterki isteyim ben diyorum. Çok inişli çıkışlı ruh halim oluyor bazen gün içinde bazen hafta içinde bazen saat başı. Bugün mesela güzel uyandım derse gittim arkadaşlarım yoktu dinledim güzelce içim rahat etti sonra çıktım aram vardı beş saat çıktım yaptığım keki yerken hiç tanımadığım bir kıza ikram ettim tanıştım biraz konuştuk sonra vedalaştık kalktım ders çalıştım derse indim. Sonra arkadaşlarım gelmiş dersin ortasında ben dersi dinledim arada koptum ama dinledim öğrendim. Kendime baskı yapıyorum nerdeyse 3 senedir her dersi derste öğrenmek için baskı yapıyorum . Dersi kaçırırsam kendime kızıyorum. Neyse gün bitti arkadaşlarımla konuştuk ettik dönerken donuk değildim içim rahattı. İçim rahat değilken donuk oluyorum. Sonra akşam teyzemde kalmak için şehir dışına geldik. Hayatın burda sakin olması beni çok huzurlu hissettirdi. Sonra eve döndük zaman geçti o kötü ruh hali geldi. Heyecansızlık ve ağlama isteği. Böyle zaman zaman bu his gelince ağlıyorum içimde tutmamak için ki ben 22 yaşıma kadar toplasanız 5 kere ağlamamışımdır. . Ki tutamıyorumda yani elimde değil kontrol edemiyorum eskiden edebiliyordum. Gidio bir yerlerde ağlıyorum bazen saklıyorum bazen saklamakla uğraşmak bile yorucu geliyor. Bir günde nasıl bu kadar iniş çıkış olur insanda? Başta gün içinde değil ayda belli dönemler olurdu sonra gün içine döndü. Kendimi diğer insanlara nazaran çok geride hissediyorum. Ama bu hayatta geri kalmışlık yaşanmışlıkta geri kalmışlık. Yetersizlik değil . Böyle aynı anda telefonla uğraşıp konuşan insanlara bile hayret ediyorum ben ikisini aynı anda yapamıyorum. İki işi aynı anda beceremiyorum. Bir de bazen kendime bir şeyleri yapmak için acele ettiriyorum acelem olmasa bile. Ki çoğu zaman acelem yokken bu baskıyı kendime yapıyorum neden bilmiyorum. Beni bu heyecansızlık ve isteksizlik hali korkutuyor bunu nasıl aşabilirim?

Kaygı

Geçmişte yaşadığım olayları nasıl geride bırakırım

Sürekli olumsuz düşünüyorum geleceği bile düşünüp olumsuz şeyler kafamda kuruyorum geçmişte yaşadığım bir olay aklıma geliyor tekrar yaşayacak gibi korkuyorum huzursuz olup öfke doluyorum bunun önüne geçmek zihnimden çıkarmak istiyorum anı yaşayamıyor sürekli her şeye kızıyorum üzülüyorum sevdiğim birinin öleceğini düşünüp ona bile üzülüyorum kendi kendime her şey çok olumsuz ilerliyor sanki oysa ki her şey olması gerektiği gibi galiba

Romantik İlişkiler

Travmalarımızdan nasıl kurtuluruz

geçmişte yaşadğım sevgisizlik ilgisizlik yok sayılmalardan dolayı bugün hiç bir ilişkimi yürütemiyorum ne inancım kaldı ne de güvenim sevmek ve sevilmek istiyorum ama her zaman yarım kalıyor. Bana bunları yaşatan aileme karşı öfkem geçmiyor normalde sakin biri olmama rağmen öfke patlaması yaşıyorum. Ya da kendime karşı bir öfkem var hiç bir şeyi başaramıyorum diye kurduğum her ilişkiler yaptığım herşey eksik ve yarım kalmış

Psikoloji

neden bir işe girmeye korkuyorum?

merhaba betül hocamben uzun süredir işsizim. normalde girsem girerim ama hiç isteğim ve hevesim yok. girsem de ilk başta zorlanıp çıkıyorum hemen. mesela geçen sefer kliniğe işe girdm göz kliniği idi. aslında yapsam yaparım ama hiç içimden kalkıp işe gitmek gelmiyor. o kadar sorumluluk alıcam vb ve gerek yok çıkarım burdan ben yine şimdi olmazsa deyip en iyisi devam ettirmeden çıkıyorum ve 2. gün gitmiyorum bahaneler üretiyorum. kendimi sabote ettiğiimin farkındayım ama hiç o motivede ve kafada değilim inanın ki. çalışmak bana saçma geliyor ömür boyu çalışıp napıcam ki ne önemi var diyorum. o kliniğe girdiğimde orda çalışan kızlardan da pek hoşlanmadım hepsi birbiriyle sıkı fıkı ama ben yeni olduğumdan o samimiyeti ilerde de göremem deyip çıkmak istedim. zorluğa gelemşyorum hiç uğraşmadan pes ediyorum. sizce neden böyleyim? çok yoruyor bu durum beni. .

Romantik İlişkiler

Sevgilimin geçmişimi sürekli eleştiriyor

sevgilim hiç öğrenmemesi gereken bir şeyi öğrendi benden sürekli ayrılıp duruyor zaten ilişki dinamiğiimiz böyle yazın ondan çok önce olan birlikteliğimi ondan Gizledim geçmişimde hep kaç kişiyle beraber olduğumu sorup durdu ben de eksik sayı verdim söylemek istemedim öğrenmiş benden ayrıldı hakaret etti tehditler etti annemi aradı o… dedi. Onu kaybetmiş gibi hissediyorum. Çok takık böyle şeylere. Tanıdıgı birisi ama ondan cok önceydı hayatımda yoktu anlayamıyorum bi türlü. Geçmişim hep önüme geldi ilşki süresi boyunca ona cok emek verdim. Başkasından duyması kötü oldu onu anlıyorum ama geçmişimi beraberlıgımı söylemek zorundamıyım? Annemi aradı annem üstü kapalı sekilde haddini bildirdi arkamda durdu. Bana görede bu çok yanlış. İlişki dinamiğimiz ben hep kalan genelde de işine gelmeyince ayrılan giden sonra dönen o oldu. Artık anne gibi görmeye basladı beni yapma etme şöyle hap diye tek destekçişi bendim. Kendini haklı görüyor söylemediğim için ama sürekli kaç kişiyle beraber oldun kaç kişi var diye sıkıştırdı 1 yıl boyuncada öğrendiklerini diline doladı. Karsıma cıkarttı. Onu kaybetmiş gibi hissediyorum. Uzak ılıskıdeyız 5 ay beraberdık cok güzel zamanlar geçirdik aşamıyorum içimden atamıyorum herkes bu cocuk pislik desede aşamıyorum.